BÖYLE GECELERDE CAN SIKILIR
 
NOT: Bu yazı Cumayı Cumartesi’ye bağlayan gecenin ilk saatlerinde lirik bir tarzda yazılmıştır.
 
Böyle gecelerde can sıkılır.
Böyle gecelerde boş boş bakılır etrafa.
Sağında duvar, solunda duvar
ve kapalı perdeler.
Karşında açmayı istemediğin
televizyon durur.
Oturmuşundur koltuğa yalnız başına
Kendinle başbaşa kalmışındır.
 
Tek başına yaşanır böyle geceler.
Tek başına düşünmeye başlarsın.
Bir şeyler yazayım dersin,
canın istemez yazmayı.
Ne yazacaksın,
Niye yazacaksın,
Kime ne faydası olacak ki dersin.
 
Derin derin dalarsın böyle gecelerde.
Kendi derinliğine dalarsın.
Nerelerden nereye geldik?
Geldik de ne bulduk diye hayırlanırsın.
 
Her şey geçici dersin.
Sen de bâkî değilsin!
Oyalanmaya devam et bakalım;
sonu olan dünyaya
sonsuzluğu sen mi getireceksin?
Bu ne zavallılık ahh!..
 
Kitap okumak en iyisi dersin.
Masanda duran üç beş kitap arasından
Seçersin bir kitap.
Okudukça seni sıkmayan,
belki sıkıntını alan.
 
Öyle yaptım ben de.
Orhan Erkanlı’nın
Eski ihtilalleri,
1970’li yılları,
27 Mayıs’ın gizli yönlerini anlatan
“Anılar
Sorunlar
Sorumlular” adlı kitabını alıp okumaya başladım.
 
Böyle gecelerde
Elinden ne gelir ki insanın?
Okuyunca da
içimden yazmak geldi sana Bünyamin!
 
Kendi başına hayal kurmak istesen
Kuramazsın.
Şiir yazmak istesen yazamazsın.
Tek başına kalırsın kendinle.
Yüzleşirsin.
Gece karanlıktır.
Gece yanındadır.
Yalnız girer yatarsın gecenin koynuna
Uyanmak arzusuyla...
...
 
12.04.2020,02.47