İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, TBMM Adalet Komisyonu’nda 11. Yargı Paketi’nin COVID-19 dönemindeki geçici infaz tedbirlerini içeren 27. maddesi görüşülürken söz alarak kadın ve çocuklara karşı suçlarda cezasızlık riskinin toplumda yarattığı ağır sonuçları anlattı. Milletvekili Olgun, konuşmasında, “Kadına ve çocuğa yönelik suçlarda en küçük bir esneklik, bu ülkede hayatlara mal oluyor. Cezasızlık riski arttığında, bir kadının öldürülme ihtimali Avrupa’nın neredeyse iki katına çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Olgun, komisyon konuşmasında çocuk ve kadınlara yönelik suçların İYİ Parti için “kırmızı çizgi” olduğunu belirterek, bu suçlarda geri adımın hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini vurguladı. COVID-19 döneminde uygulanan geçici infaz tedbirlerinin o günün şartları açısından gerekli olduğunu hatırlatan Milletvekili Olgun, bu uygulamanın net ve açık bir hukuki çerçeveye kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
OLGUN’UN KOMİSYONDAKİ KONUŞMASI
Milletvekili Olgun, komisyonda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“11. Yargı Paketi'nin 27. maddesini, yani COVID dönemindeki toplu sağlık risklerini önlemek için yeterli geçici infaz tedbirinin yeniden düzenlendiği maddeyi görüşüyoruz. O dönem bu tedbir gerekliydi, bugün ise bu uygulamanın açık ve net hukuki çerçeveye kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bazı suçlar bakımından sınırların çok net çizilmesi gerekiyor. Kadına karşı şiddetle, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar artık siyasi tartışmaların konusu değildir.”
Milletvekili Olgun, uluslararası hukuk ve toplumsal gerçekliğin bu suçları “geri adım atılamayacak mutlak yasak alanları” olarak tanımladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye, kadına yönelik şiddetin hem yaygınlığı hem de yıkıcılığı bakımından açık ara en kötü tabloya sahip ülkelerden biridir. Türkiye’de şiddetin yoğunluğu Avrupa ortalamasının neredeyse iki katı. Bu ne demek? Bu şu anlama geliyor: Bu ülkede cezasızlık ortamı oluştuğu anda bir kadının ölme ihtimali Avrupa’daki benzer ülkelerin neredeyse iki katı kadar artıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bizim hata yapma lüksümüz yok.”
“KADINLAR ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE DEFALARCA DEVLETE BAŞVURUYOR”
Milletvekili Olgun, Türkiye’de öldürülen birçok kadının cinayetten önce defalarca devlet kurumlarına başvurduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu ülkede öldürülen kadınların çoğu, öldürülmeden önce defalarca devlete başvuruyor. Defalarca şikâyet ediyor, defalarca koruma istiyor. Ama ya kimse duymuyor, ya geç kalınıyor ya da hiç harekete geçilmiyor. Kadınlar öldürülmeden hemen önce kapı kapı dolaşarak ‘beni koruyun’ demek zorunda kalıyor. Dünyada buna ‘ölüm öncesi başvuru zinciri’ deniliyor. Türkiye’de ise acı bir rutine, sıradan bir trajediye dönüşüyor.”
Milletvekili Olgun, fail ve mağdur arasındaki güç eşitsizliğine dikkat çekerek koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Biz kadınları koruyamıyoruz, çocukları koruyamıyoruz. Bu suçlarda ağırlık ile fail arasında güç eşitsizliği var. Tekerrür riski yüksektir. Üstelik ülkemizde koruma mekanizmaları yetersiz, zayıf. Fail dışarı çıktığında mağdura yönelik korumaya dair bir garanti yok.”
“KADIN VE ÇOCUK SUÇLARI KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Milletvekili Olgun, konuşmasının devamında kadın ve çocuklara yönelik suçlarda hiçbir şekilde geri adım atılmayacağını belirtti:
“Bu nedenlerle kadın ve çocuk suçları kırmızı çizgidir. Dün de öyleydi, bugün de öyle, yarın da öyle.”
İlgili düzenlemede kadına karşı işlenen suçlar ile cinsel suçların kapsam dışı bırakılması için önerge verdiklerini hatırlatan Milletvekili Olgun, şu ifadeleri kullandı:
“Bu düşüncelerle 27. maddeden kadına karşı işlenen suçlarla cinsel suçların kapsam dışı bırakılmasına dair bir önerge vermiş isek de aynı mahiyette Sayın Emine Yavuz Gülgeç, Şengül Kaslı, Hülem Türekçi ve Sayın Safet Bozkurt’un önergileri de mevcuttur. Önergemizin onlarınkiyle birleştirilmesini veya bu önergelere bizim de imza sahibi olmamızı talep ediyoruz.”




