Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı 2 yıllık görev süresinde yaptıklarını ODAK için değerlendirdi. Türkiye’nin her kesiminden kendisine ziyaretler gerçekleştirildiğini kendisine her kesimin doğrudan ulaşabildiğini dile getiren Vali Yiğitbaşı, “Vatandaşşlar bana mutlaka bir talep için gelmiyor sadece bir fotoğraf çekinmek için ‘Sen gerçek misin’ diye görmek istiyor. Benim içinde bu çok kıymetli çünkü biz gerçekten bu koltuklarda makamları dolduruyorsak onlar için varız. Ve gerçekten de burada ki samimiyetimiz bizim yaptığımız işler, eğer yansıyorsa bunu da onlarla paylaşmak onlarında bu sıcaklığı hissetmesini sağlamak en önemli görevimiz diye düşünüyorum. Burada yapmacık değil samimi bir ilişki var. Onunda yansıması bizi mutlu ediyor daha da moralli motive olmuş şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Sorumluluğum (2)

ÖZLENENİ BİZDE BULDULAR

6 Şubat depremi sonrasında Koordinatör Vali olarak bölgeye giden Vali Yiğitbaşı, “İskenderun'da Hatay’da Kırıkhan’da görev yaparken oradaki vatandaşlarımızla çok güçlü bir bağımız oldu. Aslında benim her Valinin belki yaşayamadığı bir özelliğim oldu. Tüm Türkiye kabullendi bizi. Tüm Türkiye’nin belki Türkiye’deki ilk başörtülü vali sıfatıyla insanlar önce bir merak etti. Sonra bizi takip etmeye başladıkça da o aradıkları özledikleri içlerinden biri olarak gördükleri birinin orada olması onları çok mutlu etti. Dolayısıyla bu benim için büyük bir lütuf büyük bir onur. Bazen zaman buldukça yorumlara bakıyorum. Yorumlara yazılıyor doğrudan mesajdan direk mesajdan bana yazılıyor yani hiçbir beklentisi talebi yok. Erzurum’dan Sivas’tan Trabzon’dan işte doğudan farklı farklı yerlerden ‘Buraya da gelirseniz bekleriz. Bir çayımızı içmeye bekleriz’ bunlar çok mutlu ediyor. Demek ki aranan özlenen bir şey buldular bizde” dedi.

BEKLEDİĞİM BİR ŞEY DEĞİLDİ

Kendisine “Devlet Ana” yakıştırmasının yapılmasının büyük bir sorumluluk olarak değerlendiren Vali Yiğitbaşı, “Devlet Ana tanımlaması çok büyük bir sorumluluk. Herhalde benim bu Aile Bakanlığında ki geçmişimle de ilgili.  Aile Bakanlığındaki devletin aslında en şefkat özelliklerinin korumacı kollayıcı özelliklerin bence temsil edildiği bir bakanlıktan ben İçişleri Bakanlığına geçtim. Bu iki Bakanlığı tecrübe eden bürokrat çok fazla yoktur. Şimdi o analık vasfı bence oradaki o yaptığım çalışmaların buraya yansıması. Ama devlet kısmı da işte o İçişleri Bakanlığının devletin omurgası olan bir kurumun başında olmak. Emniyetin, Jandarmanın size bağlı olması. Bu şehrin asayişin, emniyetin huzurunun doğrudan bağlı olduğu kişinin biz olmamızdan kaynaklanıyor. Tabi devlet ana sıfatı çok daha bilinen ve yakıştırılan bir sıfatken işte kadın bir vali olunca böyle bir tanımla ben de karşılandım.  Hiç beklediğim bir şey değildi. Önce çok omuzlarımda ekstra yeni bir yük yeni bir sorumluluk hissettim.  Zaten Türkiye’de ilk örnek olarak ortada bulunmak çokta kolay bir şey değil. Bu büyük bir sorumluluk ve layıkıyla temsil edebilmemiz lazım. O mesele Devlet Ana sıfatından sonra biraz ağırlaştı. Ama bir yandan da çok büyük bir teveccüh tabi inşallah layık olmaya devam edeceğiz” dedi.

FEDAKARCA ÇALIŞIYORLAR

Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı ve Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğünün çalışmalarını da ODAK için değerlendiren Vali Yiğitbaşı, “Arkadaşlar çok fedakârca çok büyük bir gayret içerisinde çalışıyorlar. Ben açık yüreklilikle şunu söyleyeyim ben sivil bir hayattan geldim. Ben üniversite de akademisyenken bu kadar bu teşkilatların içerisinde değildik.  Kaymakam kızı olmama rağmen bir Emniyet teşkilatına doğrudan gidip gitmediğimi hatırlamıyorum. Çok sınırlı bir ilişkimiz vardı ama Bakan Yardımcılığımdan sonra Valilik görevinde çok kendileriyle doğrudan iletişim halindeyiz. Onların her türlü olayda her türlü görevde 7/24 nasıl fedakarca nasıl özveriyle çalıştıklarını biz biliyoruz buna şahidiz. Çünkü verilen talimatları harfiyen yerine getirmek onların zaten temel eğitimlerinde mesleki formasyonlarında olan bir şey. En zorlu ve en olumsuz olaylarda tabi onlar o sürecin içerisindeler. Bir yandan devletin gücünü temsil ediyorlar ama karşı taraf da ki tabi karşılarında kim olursa o olaylarda onlara da hukuk çerçevesin de muamele etmek zorundalar” dedi.

DAHA İYİ DURUMA GELECEĞİZ

İki teşkilatında çok güzel bir denge içerisinde görev yaptığını dile getiren Vali Yiğitbaşı, “Gerçekten çok güzel bir denge içerisinde çalışmalarını yürütüyorlar diye düşünüyorum. Çünkü Afyonkarahisar’da hem trafik itibariyle kavşak noktası olması hem de 14 bin kilometrekare üzerine kurulu çok geniş bir alanı olması. Jandarmamızın o anlamda tabi işi de zorlu. Tabi bir yandan Emniyetim işi de işte kavşak noktası olduğu için yoğun. O trafikten gelen işte kaçakçılık, Organize Suçlar, Narkotik Suçlar bunlarla ilgili tabi şehirlerin hepsinin geçiz güzergahı var diyebiliriz. Bence her iki Teşkilatımızda göğsümüzü kabartacak işler yapıyor. Aylık değerlendirme toplantılarında ifade ediyoruz. İnşallah çok daha iyi durumlara geldik ve gelmeye de şehrimiz açısından da hedefliyoruz” dedi.

VATANDAŞ BİZE YARDIM ETMELİ

Vatandaşlardan yardım beklediklerini de sözlerine ekleyen Vali Yiğitbaşı, “ Yine burada vatandaşımızın bize yardımı gerekiyor. Mesela bıçak taşınması. Geldiğimden beri bu durum benim çok dikkatimi çekiyor. Belki kırsaldaki o hayat ilçelerde, beldelerde köylerde yaşamak biraz doğayla iç içe olmanın getirdiği bir özellikle bıçak taşımak alışkanlık haline gelmiş olabilir ama artık Afyon Merkezde bıçak taşıma olayından vazgeçmek lazım. Üzücü şeylere şahit oluyoruz. İnsan psikolojisi çok fevri olup da bir sonraki adımı düşünemeye biliyoruz. Ondan sonra tekrar hiç telafisi mümkün olmayan olaylar yaşanabiliyor bunları görüyoruz. Bıçak taşımak benim en üzüldüğüm nokta. Bununla ilgili sürekli arkadaşlarımız aramalar yapıyorlar. Bıçak taşıyanlara cezai işlemler uygulanıyor. Ama çokta caydırıcı olduğu söylenilmez. Yine aynı şekilde düğünlerde silah atmak bunlar bizim şehrimiz için üzücü ve buraya yakışmıyor diyebilirim” dedi.

KİRAZ ALIM MERKEZİ AÇILDI

Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın Sultandağı ziyaretinde inşası için talimat verdiği Sultandağı kiraz ve vişne üreticilerinin ulusal ve uluslararası piyasalarla daha hızlı, etkin ve hijyenik bir şekilde buluşturulması amacıyla planlanan Kırca Köyü Kiraz Alım Merkezi tamamlandı. Yeni alım merkezi için hazırlanan projede, her biri 85 m2 büyüklüğünde 12 farklı dükkan yer alıyor. Ayrıca Merkez, üreticilerin yetiştirdikleri ürünleri hızlı ve kolay bir şekilde piyasaya ulaştıracak mimariye sahip. Kırca Köyü Kiraz Alım Merkezi, özellikle bölgede yetiştirilen ve büyük oranda ihraç edilen Napoleon türü kirazın uluslararası piyasaya entegrasyonunu hızlandıracak.

YÜZDE 40’INDAN FAZLASINI KARŞILIYOR

Vali Yiğitbaşı, “Sultandağı bölgesinden yapılan toplam kiraz ve vişne ihracatının yüzde 40’ından fazlasını tek başına karşılayan Kırca Köyü, bu sektörde uluslararası firmaların faaliyet gösterdiği merkezi bir alan olarak öne çıkıyor. Sultandağı’nda yıllık toplam 17 bin ton kiraz ihracatının 2500 tonu, yıllık toplam 15 bin ton vişne ihracatının ise 3 bin tonu Kırca köyünde gerçekleşiyor. Kırca Köyüne inşa edilen Kiraz Alım Merkezi sayesinde önümüzdeki dönemde yıllık kiraz ve vişne ihracatının artırılması ve ulusal/uluslararası piyasaya katma değeri yüksek ve kaliteli meyve arzının sağlanması hedefleniyor” dedi.

Kaynak: ODAK ÖZEL// RÖPORTAJ: AHMET IŞIK- FADİME ÖZKARAN - CEMİLE KAYTAN