Afyon...

736 bin nüfusu olan bir İl.

Türkiye’nin en önemli kavşak noktalarından birisi.

Doğuyu Batıya, Güneyi Kuzeye bağlayan nokta.

Karayollarımızdan her gün, kış-yaz...

50 binden fazla araç geçmekte.

Buna rağmen Karayolları şefliği ile idare ediliyoruz.

Alanımız o kadar geniş ki...

Bir ucumuzu Konya Karayolları Bölge Müdürlüğü idare ediyor, diğer ucumuzu Antalya Karayolları Bölge Müdürlüğü idare ediyor.

Cumhuriyetin kazanıldığı topraklar...

Atatürk ulusal kurtuluş savaşımızı buradan başlattı ve Yunanı buradan kovaladı.

Askeriyemiz, tüm Türkiye’nin lojistik merkezi olarak Afyon’u seçti.

Yıllardır lojistik buradan sağlanıyor.

Çünkü Afyon en münasip nokta.

Ama...

Karayollarımız maalesef bu konuda farklı bir düşüncede olsa gerek, Afyon Bölge Müdürlüğü kurulmuyor.

*

KENAN EVREN İPTAL ETMİŞTİ...

Aslında...

Taa 1979 yılında bile o günkü trafik göz önüne alınarak o günkü iktidar Afyon’un hakkını teslim etmiş ve Afyon’a Bölge Müdürlüğü kurulması kararı alınmıştı.

Fakat 1980 Askeri Darbesi Afyon’u mağdur etmiş, Afyon’a kurulması kararı alınan Bölge Müdürlüğü iptal edilmişti.

Sonrasında Anavatan Partisine tüm destek verilmesine rağmen, mağduriyetimiz açık açık anlatılmasına rağmen, hapazlamakla meşgul olan Afyon Yönetiminin bazı isimleri, İlimizi ihmal etmişlerdi.

Aradan yıllar geçti.

İlimiz karayollarında trafik daha da arttı.

Ama Afyon’a Bölge Müdürlüğü halen daha kurulmadı.

Bu süreçte Ulaştırma Bakanlığına Ahmet Arslan geldi.

Kars’lı.

Kendi memleketine, Afyon ile trafik ve karayolu açısından, gereklilik açısından hiç te kabil kıyas olmamasına rağmen Karayolları Bölge Müdürlüğünü kurdurttu.

Hayırlı olsun demek gerek tabii ki.

At binenin, kılıç kuşananın.

*

TEKNİK ŞARTLAR ‘AFYON GEREKLİ’ DEMEKTE...

Karayollarında bir sistem var imiş.

Harita üzerinde 150 km lik bir çember çiziliyor.

Bu çemberin içerisinde yer alan  bölge için bir Bölge Müdürlüğü kuruluyor.

Olması gerekenin bu olduğunu söylemekte ilgililer.

Afyon bu noktada iki kez hak ediyor Bölge Müdürlüğünü.

Çünkü...

Antalya 280 km

Ankara 250 km

Konya 240 km

Bursa 280 km

Karayollarının Afyon Bölge Müdürlüğünün kurulmasıyla bu dört Bölge Müdürlüğünün işleri de rahatlamış olacak.

Bölge Müdürlüklerinin işlerinin rahatlaması bir yana, bu Bölge Müdürlüğü laf ola beri gele bir oluşum değil.

Her Bölge Müdürlüğünün yaklaşık olarak yıllık 1 milyar TL lik yatırımı olduğu biliniyor.

Fazlası var eksiği yok.

Bu 1 milyar TL nin en az %20’si İl içinde kalsa, 200 milyon...

Afyon’a müthiş bir gelir kaynağı değil mi?

Ayrıca...

Her Bölge Müdürlüğünde en az 100 teknisyen ve 500 işçi kadrosu bulunmakta.

Böylesine istihdam ve yatırımcı bir kuruluş için nedense Milletvekillerimiz bir araya gelerek bu işi kotarmıyorlar.

*

HİZMETE ALKIŞ, EKSİKLİĞE ELEŞTİRİ...

Marifet iltifata tabidir.

AK Parti Hükümetleri gerçekten güzel hizmetler yaptı İlimize.

Bunları hep yazdık, söyledik.

Ama bu Bölge Müdürlüğü konusunda maalesef sınıfta kalındı.

Sadece Karayolları Bölge Müdürlüğü değil.

Orman...

Devlet Su İşleri...

İller Bankası...

Telekom...

Kalkınma Ajansı...

Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu...

Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü...

Vakıflar Bölge Müdürlüğü...

Ve bunlar gibi pek çok kurum ve kuruluşun Bölge Müdürlükleri, Kurulları, Müdürlükleri Afyon’da değil.

Afyon hak etmesine rağmen bu kurum ve kuruluşlar, hep dağıtılmış çevreye.

Bir zamanlar Süleyman Demirel’e kesilmiş fatura...

Fakat sonrasında etkin noktalarda Afyon’lu siyasilerimiz oldular.

Belki tüm Afyon yek vücud olup bu talepleri dillendirmediğimiz için, onlarında elleri güçlü olamamış olabilir.

Ama şimdi Afyon siyaseten eskiye nazaran daha güçlü.

Cumhur İttifakı’ var.

Ayrıca...

Hem Gültekin Uysal, hem de Burcu Köksal böyle bir talep karşısında Cumhur İttifakı Milletvekillerimizin yanında yer alırlar.

Biz yapıcı eleştiride bulunuyoruz.

Bulunmaya da devam edeceğiz.

Nasıl ki...

Yapılan her hizmeti takdir ediyor isek, eksiklikleri söyleyeceğiz ki bunlar yapılsın.

*

GERÇEĞİ SÖYLEMENİN BEDELİ...

Bazen gerçekleri söyleyince, canlar sıkılabilir.

Olsun...

Hepimiz bir gün toprak altında olacağız.

Doğruları söylemeyi sadece Ahirete bırakmamak gerek.

 

Hikaye bu ya...
Üç kişi giyotinle idama mahkum olur.

Bunlardan biri papaz, biri hakim, biri de fizikçi...
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır.

Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar;
– Son sözün nedir?
Der ki;
– Ben Tanrı ya inanıyorum, O beni kurtaracaktır.
Tanrım... Tanrım... Tanrım...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur.

Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır;
– Onu serbest bırakın;

Tanrı sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur...
 

Sıra hakime gelir, ona da sorarlar;
– Demek istediğin en son söz nedir?
Der ki;
– Ben papaz gibi Tanrı ya inanmıyorum.

Ama adalete güveniyorum.

Adalet... Adalet... Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hakimin de boynuna birkaç santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar;
– Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hakim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
 

Sıra fizikçiye gelir.

Ona da
– Son sözünü söyle derler
Der ki;
– Ben ne tanrıya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hakim...
Bildiğim tek şey şudur;

Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler.

Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar...
 

Toplumdaki ‘düğümler’ ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır’...

*

GÜNÜN SÖZÜ

Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde?

Dikenin itibarı gül himayesinde!

Hz. Mevlana