Afyonkarahisar'da dolaşıyorduk... Gazeteci Mehmet Emin Güzbey ile birlikte... Kendisine, "Afyon muhtarı" diyoruz... Yerel Odak Gazetesi'nin sahibi ve genel yayın yönetmeni... Kanal-3 televizyonunda program yapıyor.
Karayolu üzerinde... Alt geçitlerle...



Köprülerle karşılaştık.
Atatürk Alt Geçidi.
Alparslan Türkeş Köprüsü.
Rauf Denktaş Alt Geçidi.
Turgut Özal Alt Geçidi.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Alt Geçidi.
Şehircilik tam puan... Alt geçit çok.



Şükrü Çelikalay Alt Geçidi
'ni görünce... Okula gitmekte olan bir kız öğrenciye sorduk:
Şükrü Çelikalay kim? Biliyor musun?
İlkokul öğrencisi... "Elbette biliyorum" dedi... Ve başladı anlatmaya:
- O, bir kahraman... Atatürk'ün askerlerinden... Yurdumuzu düşmandan kurtaranlardan... Onlar olmasaydı 19 Mayıs Bayramı'nı kutlayamazdık.
- Aferin... Bunları sana kim öğretti?
- Öğretmenim.
- Ben o öğretmenin ellerinden öperim.
- Ama siz yaşça öğretmenimden büyüksünüz.
- Olsun... Öyle öğretmenin eli öpülür.

***


Milli mücadele kahramanı
Duygulandık... Alt geçidi yapan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek'i kutladık.
Başkan Mehmet Zeybek... "O yiğit bir hemşerimiz... Gurur duyuyoruz" diyerek söze başladı:
İsmail Şükrü Efendi... Öğretmen... Din adamı... Ankara'da Hacıbayram Camii'nin imamı.
Minbere çıktı... Asker kıyafetiyle... Üzerinde de cübbesi.
Vaaza başladı:
- Ey muhterem cemaat... Vatan toprağı düşman çizmesiyle çiğnenirken, ahırlarınızda beslediğiniz atın hesabını yarın Allah'a nasıl vereceksiniz?
- Ey muhterem cemaat... Düşmanlar, insanlarımıza ateş ederken, duvarınızda süs gibi asılı duran tüfeğin hesabını yarın Allah'a veremezsiniz.
Cemaat coştu... Galeyana geldi... Herkes evine koştu... Atını, tüfeğini aldı, Hoca Efendi'ye getirdi.
İsmail Şükrü Efendi... Atlardan 40'ını aldı... Kalanını milli mücadelenin emrine verdi.
Ve Afyon civarından gönüllü toplayıp alay kurdu... Birliğine, "Çelik Alay" adını verdi... Düşmanla savaştı.
Soyadı Kanunu ile birlikte... Ona uygun görülen soyadı... "Çelikalay."
Adını alt geçitte yaşattığımız Şükrü Çelikalay, işte o kahraman... Onu öğretmen de bilir, öğrenci de... Köylü de bilir, işçi de.

***


Karahisar-ı Sahip milletvekili
Türkiye Büyük Millet Meclisi Albümü... Birinci cilt... Sayfa 38.
Karahisar-ı Sahip milletvekillerinin fotoğrafları var.
Afyonkarahisar'ın adı... O zamanlar, Karahisar-ı Sahip... Birinci Meclis'te, 8 milletvekili ile temsil ediliyor.
İsmail Şükrü Efendi (Çelikalay), milletvekili.



Albümdeki fotoğrafının altında şunlar yazılı:
Afyonkarahisar-1876, İzzet- Fatma-Rüştiye ve Medrese- Arapça, Farsça-Müderris- Fizik, Fıkıh, Cebir, Edebiyat Muallimi, Karahisar-ı Sahip Darülmuallim Mektebi Öğretmeni ve Müdürü, Darül- Hilafe Medresesi Müderrisi, İttihad ve Terakki Fırkası Üyesi, Milli
Mücadeleye katılarak Kuvayı Milliye Teşkilatının kurulmasına öncülük etti. 1. Dönem Karahisar-ı Sahip Milletvekili- Milletvekiliyken Hacıbayram ve Zincirli Camilerinde Vaiz, Çelik Alay Birliğini kurdu. Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası sahibi. Evli, 4 çocuklu.
Ölüm tarihi: 25.12.1950.

***


Rekor
Birinci Meclis'in en çalışkan milletvekillerinden... Görev süresince Meclis Başkanlığı'na verdiği soru önergesi tam 300.
Bir yandan Meclis'te görev yaparken...
Bir yandan da camilere gidiyor... "Ey muhterem cemaat... Haydi savaşa..."

***


Cepheden cepheye
İzmir işgal edilince... Kuva-yı Milliye Teşkilatı kuruluyor.
İsmail Şükrü Efendi, kuruluşa öncülük edenlerden.
Dumlupınar'da, Yunan ordusunun durdurulması için, 9 ay boyunca cephede.
İsmail Şükrü Efendi'nin komutasındaki askerler, İngiliz işgalindeki depolardan gizlice silah ve cephane alıp, milli kuvvetleri silahlandırmaya çalışıyorlar.

***


Hac dönüşü vefat
İsmail Şükrü Efendi... İkinci Meclis'te yok.
Afyon'a dönüyor... Yine camide... Vaizliğe devam.
Düşüncelerini söylüyor... Halkı aydınlatıyor... Büyük Doğu Dergisi'nde yazıyor.
Ve... 25 Aralık 1950... Hac dönüşünde Afyon'da... Sizlere ömür.

***

Kutlu olsun
Bugün 19 Mayıs... Bayram... Gençlik ve Spor Bayramı. Büyük Atatürk'ü... Silah arkadaşlarını... Kurtuluş Savaşı'nda bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girenleri saygıyla, minnetle, rahmetle anıyoruz.