Afyonkarahisar'ın konservatuvara giden ilk öğrencisi olarak tarihe geçen Başkadem, 21 yıldır Afyonkarahisar’a sanatla nefes aldırıyor.
1968’de Afyon’da doğan, çocukluk yıllarını bu topraklarda geçiren Başkadem, eğitim için İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın yolunu tuttu. Sonrasında yüksek lisans için İngiltere’ye gitti ama gönlü hep memleketindeydi. Türkiye’ye döner dönmez, gençlere cazı ve klasik müziği sevdirmek için çaba gösterdi. Afyon’a olan vefasını, her hafta trenle şehre gidip ders vererek gösterdi.
İLK CAZ FESTİVALİ
2001 yılında Afyonkarahisar’da ilk caz festivalini düzenleyen Başkadem, kısa sürede bununla da yetinmedi; altı ay sonra kente klasik müzik festivalini kazandırdı. Böylece Anadolu’nun ortasında, müziğin iki büyük damarı buluşmuş oldu.
Sadece organizatör değil, aynı zamanda usta bir müzisyen olan Hüseyin Başkadem, ud, tambur, akordeon ve piyano çalıyor. Gençlik yıllarından bu yana çeşitli gruplarla sahne alırken, bir yandan da gramofonlardan taş plaklara, eski fotoğraf makinelerinden nadide eserlere uzanan zengin bir koleksiyon oluşturdu. Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses gibi ustaların taş plakları arşivinde özel bir yer tutuyor.
KÖY OKULLARINA ULAŞTIRDI
Başarısının arkasında ise yalnızca yeteneği değil, yılmadan gösterdiği emek var. Festivaller için sanatçılara bire bir ulaşan, onları samimiyetiyle Afyon’a davet eden Başkadem, aynı zamanda bu sanatçıları köy okullarındaki çocuklarla buluşturuyor; müziği sadece salonlara değil, köylere, kasabalara da taşıyor.
Geçen yıllara dönüp baktığında, “Geçmiş zaman olur ki” diyerek hatırlıyor ama onun müzik serüveni hâlâ yoluna devam ediyor. Afyonkarahisar, bugün sanatla anılıyorsa, bu büyük ölçüde Hüseyin Başkadem’in açtığı yolda atılan adımlarla mümkün oldu.