Küresel piyasalarda geçen hafta, ABD Merkez Bankasının (Fed) aralık ayı toplantısına ilişkin artan belirsizlikler ve teknoloji hisselerindeki sert değer kayıpları nedeniyle negatif bir görünüm hâkim oldu. ABD’de tarihin en uzun hükümet kapanmasının ardından açıklanmaya başlayan ekonomik veriler, yatırımcıların odağında yer aldı. Tarım dışı istihdamın eylülde 119 bin kişi artarak beklentileri aşması, işsizlik oranının ise yüzde 4,4’e yükselmesi dikkat çekerken, ilk kez işsizlik maaşı başvurusu yapanların sayısı 220 bine geriledi. Analistler, istihdamdaki toparlanmanın soğuma endişelerini azalttığını belirtti.

Öte yandan TÜFE verilerine ilişkin takvimde değişikliğe gidildi. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu, hükümet kapanması nedeniyle ekim ayı TÜFE verisinin yayımlanmayacağını, kasım ayı TÜFE verisinin ise 18 Aralık’ta açıklanacağını bildirdi. Fed tutanakları ise faiz indirimleri konusunda Komite üyeleri arasında güçlü görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. “Aralık toplantısında en uygun politika kararına dair belirgin farklı görüşler ifade edildi.” değerlendirmesi dikkat çekerken, Fed üyelerinden gelen ayrışan mesajlar piyasadaki belirsizliği artırdı.

FED CEPHESİNDE AYRIŞAN MESAJLAR BELİRSİZLİĞİ BÜYÜTÜYOR

Hafta boyunca Fed yetkililerinden gelen açıklamalar tutanaklardaki ayrışmayı destekledi. Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack enflasyonu yüzde 2 hedefine çekebilmek için “ılımlı ve kısıtlayıcı” para politikası tavrının sürmesi gerektiğini vurgularken, Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michael Barr temkinli olunması gerektiğini ifade etti. Barr, enflasyonun hâlen yüzde 3 seviyesinde seyretmesinin risk oluşturduğunu belirtti. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise enflasyonda ilerlemenin durmuş göründüğünü, hatta tersine dönebileceğini kaydederek endişelerini aktardı.

IMF’den Türkiye’ye övgü!
IMF’den Türkiye’ye övgü!
İçeriği Görüntüle

Bununla birlikte New York Fed Başkanı John Williams, zayıflayan iş gücü piyasası nedeniyle kısa vadede faiz indirimi için alan oluştuğunu ifade etti. Williams’ın açıklamaları sonrası para piyasalarında Fed’in aralık ayında faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 70’in üzerine çıktı. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook ise “yüksek değerleme” tartışmalarına katılarak, varlık fiyatlarında ani düşüşlere şaşırmayacağını belirtti ve özel kredi piyasaları ile yapay zekâ destekli ticaretin finansal sistem için riskler barındırdığı uyarısında bulundu.

ABD VE AVRUPA BORSALARINDA SATICILI SEYİR HAKİM OLDU

Geçen hafta teknoloji hisselerindeki baskı ABD borsalarında satışları artırdı. Nasdaq yüzde 2,74, S&P 500 yüzde 1,95 ve Dow Jones yüzde 1,91 değer kaybetti. Nvidia’nın beklentileri aşan sonuçlarına rağmen hisseleri yüzde 5,9 düşerken, AMD, Palantir, Amazon, Intel ve Meta gibi teknoloji şirketlerinde de sert kayıplar görüldü. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 4,07’ye gerilerken altın fiyatı haftayı yüzde 0,52 düşüşle kapattı. Dolar endeksi yüzde 0,9 artış gösterdi.

Avrupa tarafında da satış eğilimi belirgindi. ECB Başkanı Christine Lagarde’ın Frankfurt’taki Avrupa Bankacılık Kongresi’ndeki açıklamaları ve bölge ekonomilerine yönelik riskler yatırımcı algısını etkiledi. Avro Bölgesi enflasyonu yıllık bazda yüzde 2,1 ile beklentilere paralel gelirken, Avrupa borsaları haftayı sert düşüşlerle kapattı. İngiltere’de FTSE 100 yüzde 1,64, Almanya’da DAX yüzde 3,29, Fransa’da CAC 40 yüzde 2,29 geriledi.

ASYA PİYASALARINDA BASKI ARTIYOR

Asya’da ABD piyasalarındaki risk algısı ve bölgesel ekonomik gelişmeler satışları tetikledi. Japonya’nın 21,3 trilyon yenlik teşvik paketine karşın artan mali kaygılar, enflasyon baskılarıyla birleşti. Ülkenin 3. çeyrekte yüzde 1,8 daralması da olumsuz beklentileri destekledi. Çin Merkez Bankasının faizleri sabit tutması piyasaya sınırlı destek sağlarken, bölge endeksleri haftayı sert düşüşle kapattı. Hong Kong’da Hang Seng yüzde 5,09, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 3,90 değer kaybetti.

YURT İÇİ PİYASALARDA OLUMLU AYRIŞMA

Türkiye piyasaları ise küresel satış baskısına karşın pozitif ayrıştı. BIST 100 endeksi haftayı yüzde 3,38 yükselişle 10.922,86 puandan tamamladı. AB Komisyonunun yayımladığı “Avrupa Ekonomik Öngörüsü 2025 Sonbahar” raporunda Türkiye ekonomisinin 2025 ve 2026’da yüzde 3,4 büyümesini sürdüreceği, 2027’de ise büyümenin yüzde 4 seviyesine çıkacağı öngörüldü. Dolar/TL haftayı yüzde 0,5 artışla 42,4410 seviyesinde tamamladı.

Gelecek hafta yurt içinde reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranı, ekonomik güven endeksi, dış ticaret dengesi, işsizlik oranı ve TCMB Finansal İstikrar Raporu takip edilecek.

Muhabir: Feyza Özay TOPUZ