Bakırhan, konuşmasının büyük bölümünde Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve geçim sorunlarını ele alırken barış sürecinin toplumsallaşması için atılması gereken adımlara dikkat çekti.
DİYARBAKIR VE ANKARA TEMASLARI: “BARIŞ, DEMOKRASİ, ADALET TALEBİ HER YERDE AYNI”
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da belediye eş başkanlarıyla yerel yönetim değerlendirmeleri yaptıklarını söyleyen Bakırhan, Ankara'da katıldıkları İHD Genel Kurulu’na da değindi. İHD’nin yeni eş başkanları Oya Ersoy ve Cihan Aydın’ı tebrik etti.
Barış akademisyenleriyle gerçekleşen buluşmayı “çok öğretici” şeklinde tanımlayan Bakırhan, halktan kitle örgütlerine kadar herkesin temel talebinin barış, demokrasi ve adalet olduğunu ifade etti.
ORTADOĞU GÜNDEMİ: “SURİYE’DE FIRSAT PENCERESİ AÇILIYOR”
Ortadoğu’daki gelişmeleri “tarihi ve hayati” olarak nitelendiren Bakırhan, özellikle Suriye Geçici Hükümet Başkanı Ahmed El Şara'nın ABD ziyareti sonrası gündeme gelen Sezar yaptırımlarının kaldırılması kararını önemli bir fırsat olarak değerlendirdi.
“Bu süreç kapsayıcı olmalı” diyen Bakırhan; Kürtlerin, Arapların, Dürzilerin, Türkmenlerin, Çerkezlerin, Alevilerin ve Süryanilerin haklarının güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin Suriye’de yapıcı rol oynayabileceğini belirterek “Demokratik dönüşümde Türkiye destekleyici bir rol üstlenebilir” dedi.
“Faiz lobilerine rest çekmeye cesaretleri yok” diyen Bakırhan, kaynakların halktan yana kullanılmasını istedi.
İLK OLARAK GEÇİŞ DÖNEMİ YASASI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, barışın toplumsallaşması için atılması gereken adımları beş başlık altında topladı. İlk olarak geçiş dönemi yasasının çıkarılması gerektiğini belirten Bakırhan, “Silahların sustuğu ama hukukun konuşmadığı yerde güvensizlik büyür” diyerek barışın hukuki zemine kavuşturulmasının zorunluluğunu vurguladı. Kayyum uygulamasının toplumsal barışa zarar verdiğini ifade eden Bakırhan, Kayyum Yasası’nın derhal kaldırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca cezası biten kişileri keyfi şekilde içeride tutan İdari Gözlem Kurulu’nun kapatılmasını isteyen Bakırhan, bu yapının acilen sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bakırhan, barış akademisyenlerinin ve hukuksuz biçimde ihraç edilen KHK mağdurlarının görevlerine iade edilmesini barışın toplumsallaşması açısından zorunlu gördüğünü belirtti. “Barış çağrısı suç değildir” diyen Bakırhan, akademisyenler ve KHK’lıların haklarının geri verilmesi gerektiğini söyledi. Son olarak adalet reformuna değinen Bakırhan, TMK’nın kaldırılması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve cezaevlerinin yüz kızartıcı suçlar dışında boşaltılması gerektiğini dile getirerek kapsamlı bir yargı reformunun zorunluluğuna dikkat çekti.
KOMİSYON ÇAĞRISI: “ARTIK BİR GÜN DAHA KAYBEDİLMEMELİ, İMRALI’YA GİDİLMELİ”
Bakırhan, Meclis Komisyonu’nun tarihi bir sorumluluk taşıdığını belirterek “Cesur bir kararla İmralı’ya gitmelidir” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Komisyon gitmezse ben giderim” sözlerini olumlu bulduğunu söyleyen Bakırhan, “Bu çıkış sürecin enfekte olmasını engellemek için önemlidir” dedi.
Konuşmasını umut vurgusuyla bitiren Bakırhan, “Korkuya değil, umuda yaslanan yeni bir başlangıcı hep birlikte yapacağız” diyerek tüm katılımcıları selamladı.
