Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “İslami Kitabeler ve Mezar Taşları Envanter Projesi” kapsamında İstanbul’daki tarihi mezar taşları ve kitabeler dijital ortama aktarılıyor. Projenin pilot bölgesi olan İstanbul’da çalışmalar akademisyenlerden oluşan yaklaşık 10 kişilik uzman ekip tarafından sürdürüyor.
PİLOT ÇALIŞMALAR ÜSKÜDAR’DA BAŞLADI
Projenin İstanbul ayağı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Pektaş’ın koordinasyonunda ilerliyor. Üsküdar’daki Şeyh Devati Mustafa Efendi Camisi Haziresi’nde yürütülen çalışmada yaklaşık 200 mezar taşı ve kitabenin fotoğraflanması, üzerlerindeki yazıların okunması, ölçümlerinin yapılması, dijital envantere kaydedilmesi ve koordinat bilgilerinin oluşturulması hedefleniyor. Çalışmaların sonunda kültürel mirasın belgelenmesi ve korunmasına yönelik kapsamlı bir veri tabanı oluşturulması amaçlanıyor.
“MEZAR TAŞLARI MİLLETİN TAPU SENEDİ”
Projeyi değerlendiren Prof. Dr. Kadir Pektaş, mezar taşlarının tarihsel kimliği ve toplumsal hafızayı yansıtan en önemli belgelerden biri olduğunu belirterek bu eserlerin korunmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Pektaş, mezar taşlarının uzunluk, genişlik, kalınlık ölçülerinden başlık tiplerine kadar tüm detaylarının kaydedildiğini, kadın ve erkek mezar taşlarının ayrımının bile dönemsel özelliklerle tespit edilebildiğini aktardı. Projenin tamamlanmasıyla binlerce mezar taşının bakanlığın müze envanter sistemine işleneceğini ve bu sayede kaybolma ya da çalınma risklerinin önüne geçileceğini söyledi.
TARİHİ MEZAR TAŞLARI SOSYAL HAYATI DA AYDINLATIYOR
Projede görev alan Prof. Dr. Sadi Kucur, mezar taşlarının sanat tarihinden sosyolojiye kadar birçok alana ışık tutan kimlik belgeleri niteliğinde olduğunu ifade etti. Taşlardaki yazı türleri, süslemeler, başlık biçimleri ve sembollerin kişilerin mesleklerini, sosyal statülerini, tarikat mensubiyetlerini ve dönemsel ölüm algısını anlamada kritik veriler sunduğunu dile getirdi. Kucur, tarihi mezarlıkların sosyal tarih için büyük bir veri kaynağı olduğunu, yürütülen çalışmalar sayesinde toplum hayatının geçmişteki yapısının daha iyi anlaşılacağını belirtti.
HAZİRELERDEKİ SORUNLAR DA BELGELENECEK
Proje ekibinde yer alan Dr. Öğr. Üyesi Tuba Diri Apaydın, envanter çalışmalarının yalnızca mezar taşlarını kayıt altına almakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda hazirelerdeki ve mezarlıklardaki sorunların da tespit edilmesini sağlayacağını ifade etti. Apaydın, projenin sahadaki durumun bütüncül bir şekilde ortaya konmasına katkı verdiğini ve çalışmaların başarılı bir şekilde devam ettiğini söyledi.



