Geçenlerde Emirdağ Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili yazıyı yazarken Afyon OSB ile ilgili kıyaslama yapabilmek için genişleme çalışmalarındaki son durumu sordum kendisine.

Ayrıntılı bilgiler hazırlatayım, ne istersen de sor’ dedi.

Ertesi gün oturduk.

 

O’nunla konuştuklarımızı yazmadan önce...

OSB ve Bekir Yeşilay ile ilgili bazı bilgileri paylaşayım...

 

Afyon Merkez Organize Sanayi Bölgesi.

1980 de kuruldu.

1984 yılında alt yapı ihaleleri yapıldı.

 

Bölge Müdürü Ali Ulvi Akosmanoğlu 1988 yılından beri burada.

35 yıl...

Söylemesi dile kolay geliyor ama, bilfiil 35 yıl...

OSB’nin kurumsal belleği O’nun hafızasında.

*

Bekir Yeşilay.

İşadamı.

Müteşebbis.

Ağzından laf almak zordur.

En Ketum ödülü verilecek olsa, Bekir Yeşilay’dan başkasına verilmez.

Her şeyi detayı ile bilir, bilinmesi gerektiğini kadarını anlatır.

Sır küpüdür adeta.

Ticarette, siyasette ve her işinde atacağı adımı asla ve asla kimse önceden bilemez.

Yol haritasını bi tek kendisi bilir.

Başarısının altında yatan nedenlerden birisi budur aslında.

 

2007 yılından beri OSB’nin Yönetim Kurulu Başkanı.

 

İl Genel Meclis Başkanı Burhanettin Çoban’ın bacanağıdır.

Burhanettin Çoban’ın ilk Belediye Başkanlığına aday olmasının önündeki engelleri kaldıran, aday olmasını ve kazanmasını sağlayanların başında gelmektedir.

 

Sabırlıdır.

Vakti saati gelmeden konuşmaz, adım atmaz.

Derki...

Vaktinden önce öten horozun başı gider, aman ha.’

 

Hani hepimizin bildiği monopoly oyunu vardır ya...

O oyunun gerçek hayattaki versiyonunun tek ve değişmez kazananıdır.

 

Tasarrufludur.

Fuzuli harcama yapmaz, yaptırmaz.

İşten artmaz, dişten artar’ der.

 

Gösterişi sevmez.

En lüks araç bende olacak, falanca markadan giyineceğim, en pahalı yerde yatıp kalkacağım gibi sonradan görmeler gibi takıntıları yoktur.

 

Erken kalkar, işini bizzat kendisi takip eder.

*

*

*

Afyon’un tekstil ile imtihanı...

Çok kişi bilmez...

Bekir Yeşilay, Afyonda fabrika açacak, istihdam yapacak olanlar için koşar, koşturur.

Yıllar önce...

Bir tekstil firması Afyon’da önemli bir istihdam sağlayacaktı.

Bekir Yeşilay ve ailesi seferber oldular.

Mustafa Açıkgözoğlu’da önemli bir destek sağladı.

 

OSB’de fabrika açıldı.

Bin 500 kişiye iş imkanı sağlandı o tarihlerde.

Daha da geliştirilecek, entegre tesis haline getirilecekti.

Planlar, projeler ve çalışmalar bu yöndeydi.

 

Sonra gitmek zorunda kaldı otekstil firması.

Milyonlarca liralık yatırım yapmalarına, her şey tıkır tıkır işler hale geldikten sonra birden gitmeye karar verdi o firma.

Taşınma işi çok masraflı olmasına rağmen...

İşçilerinin en ufak bir şikayeti olmamasına rağmen...

Tüm yasal yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirmelerine rağmen...

Sadece istihdam değil, irili ufaklı Afyonlu pek çok firmaya iş imkanı sağlamalarına rağmen...

 

Bir gecede...

Gitme kararı verdiler.

Neden mi?

Sendika...

 

Bir sendika Başkanının şovmenliği nedeniyle kapandı fabrika.

Bekir Yeşilay ve pek çok kişi uğraştılar kalmaları için.

Ama nafile...

Şimdi acı bir gerçeği aktarayım da, şovmen sendikacıların kulağına küpe olsun...

 

O firmanın sahibi o kadar üzülmüş ki o sendikacının yaptığından...

 

O tekstil firmasının buradan gittikten sonraki ertesi yılı.

Yanılmıyorsam...

SGK kendilerine fazla istihdamı yapan, işçisinin ücretini ve primlerini gününde ödeyen, fazla mesaileri tahakkuk ettirip ödeyen firma ödülü vermek için davet etmek istemiş.

Bir işadamı devreye girmiş...

Ödülü almak için bile gelmeyi reddetmiş firmanın sahibi.

O firmanın sahibi demiş ki...

  • Afyon mu...
  • Aman...
  • Eğer bir yere gidecek olsam uçak ile...
  • O uçak Afyon’un üstünden geçiyorsa, asla binmem...
  • O sendikacının yaptıklarını asla unutmam, unutamam.
  • O kadar yatırım yapmıştık Afyona.
  • Herkes seferber olmuştu.
  • Yüzlerce kişiye istihdam sağlanmıştı.
  • Tam her şey yoluna girdi ki...
  • Ah o sendikacı...

 

O sendikacının kim olduğunu merak ettiniz değil mi?

İsmini yazmayayım.

Ama şu kadarını söyleyeyim.

Hani denir ya...

Sendika ağası.

İşte tam öyle.

Trilyonlarına trilyonlar kattı.

Yapmadığı ticari iş kolu yok gibi.

Çok ta kibardır.

Naziklikten kırılacak nerdeyse.

 

Sonuç...

Gitti o tekstil firması.

Afyon’un tekstilde gelişmesinin üçüncü engeli o sendikacı oldu.

Kalsaydı o tekstil firması...

Şimdi Afyon tekstil alanında çok farklı bir konumda olurdu şüphesiz.

 

Afyon’un tekstilde gelişmenin üçüncü engeli dedim.

İlk ve ikinci engeli merak etmiş olmalısınız...

Anlatayım...

 

İlki...

Atatürk zamanı.

Atatürk ve arkadaşları Kurtuluş Savaşının kazanıldığı topraklar olan Afyon’u sanayileşme alanında pilot il yapmak isterler.

Birinci beş yıllık kalkınma planının içinde yer almıştı bu proje.

Afyon’dan başlanılarak, Anadolu’nun her yanına yapılması planlanıyordu.

Halkın yüksek standartlarda, her türlü imkanın olacağı bu fabrikalara, Atatürk ve arkadaşları bir açıdan da ‘sosyal’ manada önem vermekteydiler.

 

Tekstil makinaları getirtilir çoğu yurtdışından.

Onlarca kamyon ile Afyona gönderilir.

Atatürk ve arkadaşlarının Afyonda fabrikalar açtıracağını duyan o tarihteki Afyonlu bazı zenginler açıktan karşı çıkamazlar ama, alttan alta engel çıkartırlar.

Açıktan karşı çıksalar karşılarında başta Ali Çetinkaya’yı bulacaklardır.

Gizliden gizliye mücadele ederler.

O makinalar tam 2,5 kış Afyon’da depolarda bekler.

İplik üretim sistemleri, 768 dokuma tezgahı, basma makinaları ve daha pek çoğu...

Kamyonlara yüklenir.

İstikamet...

Nazilli.

İşte meşhur Nazilli Basma Fabrikası o tarihte kurulur.

İnşasında Türk İşçi ve mühendisleriyle birlikte 120’den fazla Sovyet montör ve mühendisi çalışır.

9 Ekim 1937’de üretime başlar Nazilli Basma Fabrikası.

 

Afyon’un tekstilde ilk engeli o yıllardaki bazı zenginlerdir.

O zenginlerin gerekçesi ise...

Eğer bu fabrika kurulur ve çalışırsa, biz çalışacak hizmikar bulamayız.’

 

Ne kadar acı değil mi?

 

Tekstilde ikinci engel yine bazı Afyonlu hemşerilerimizden...

1983...

Turgut Özal tek başına iktidar olmuştur.

Afyon’dan çok memnundur.

Afyon halkı yüksek bir oy vermiştir.

Seçim öncesinde İstasyon meydanında mitingde bir söz vermiştir Turgut Özal.

Afyon’a vagon onarım fabrikasını yapacağız.’

Yeri...

Şimdi termal otellerin bulunduğu, o tarihte mandaların yayıldığı yarı bataklık olan arazi.

 

Ankara’ya gider Afyon Anavatan Partisinin ileri gelenleri.

Orada yanlarına Milletvekillerini de alarak Başbakanın yanına çıkarlar.

Başbakan Turgut Özal’a Afyon’da, İstasyon meydanında Afyonlulara verdiği sözü hatırlatırlar.

Turgut Özal, heyeti ağırlar, ‘bir ay sonra tekrar gelin’ der.

 

Daha bir ay dolmadan...

Başbakanlıktan aranır Afyondaki heyetin önde geleni.

Sayın Başbakanımız yarın sizi bekliyor, o gün gelen tüm heyet üyelerini bekliyoruz.’

Haber, Afyon’da duyulur.

Bayram havası oluşmuştur...

 

ANAP’lılar değerlendirir fırsatı;

  • Başbakan Özal Afyonlulara verdiği sözü tutacak.
  • Müjdeyi almaya Ankara’ya gidiyoruz. İşte ANAP, işte Özal...
  • Demirel Afyon’da ne var ne yoksa Isparta’ya götürmüştü.
  • Özal ise Afyon’a yatırım getiriyor
  • İşte farkımız...

 

Heyet ertesi sabah erkenden toplanır ve Ankara’ya gidilir.

Heyecanlıdır tüm heyet üyeleri.

Başbakanımız müjdeyi verecek...

Afyona dönüşte davul zurnalı karşılama hazırlıkları bile yapılır heyet için.

 

Heyet Başbakanlık merdivenlerini çıkarken heyecanları daha da artar.

Özal’ın makamına geçerler.

Kısa bir sohbetin ardından...

Turgut Özal der ki...

Arkadaşlar, Vagon Onarım Fabrikasını unutun.’

 

Heyet üyelerinin yüzleri asılır...

Neredeyse kalp krizi geçirecektir bazıları.

Soğuk duş etkisi yapmıştır Özal’ın söyledikleri.

  • Ama efendim...
  • Sayın Başbakanım...
  • Biz sanmıştık ki...
  • Ama siz söz vermiştiniz...

 

Bu sözler mırıldanırken Özal anlar heyetin kendisini yanlış anladığını;

  • Arkadaşlar ben Afyon’a daha büyük bir yatırım imkanı sağlayacağım.
  • Afyon’a tekstil entegre tesislerini kurduracağım.
  • O arazide daha büyük yatırım olacak.
  • Daha fazla kişi istihdam edilecek bu entegre fabrikalarda.

 

Heyetin canı sıkılmıştır.

  • Biz Vagon Onarım Fabrikasını istiyoruz.
  • Halka böyle söylediniz.
  • O entegre tekstil fabrikasını başka yere yaptırın, biz Vagon Onarım Fabrikasını istiyoruz.

 

‘Peki, arkadaşlar ile Vagon Onarım Fabrikası konusunu konuşayım. Ama o fabrika çok verimli olmaz Afyon için’ der Turgut Özal.

 

Heyet döner Afyona üzgün.

Davul-zurna ile karşılanma hevesleri kursaklarında kalmıştır.

 

Aradan bir süre geçer.

Bu süreçte...

Özal tekstil entegre fabrikaları için ikna etmeye çalışır ANAP Afyon heyetinin önde gelenlerini.

Ihhh’ derler, başka bir şey demezler.

 

Sonra...

Bursa’da kurulur Özal’ın Afyon için düşündüğü tekstil entegre tesisleri.

 

Bu da Afyon’un tekstil ile sınavının ikinci perdesidir.

 

Üçüncüyü yazının başında anlatmıştım.

 

O zaman engel olan Sendikacı da Afyonlu idi...

*

Şimdi...

Dördüncü engel ile de karşılaştığımızı anlattı OSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yeşilay.

 

Bilerek ya da bilmeyerek engelleyen maalesef yine Afyonlu.

 

Fakat...

 

Kararlı Bekir Yeşilay.

*

Yarın kaldığımız yerden anlatmaya devam...