Ali Özkaya Vekilimizden bahsediyorum.

Saygım sevgim sonsuz kendisine.

Ama bu saygım ve sevgim kendisini eleştirmeme engel değil.

Çünkü...

Ben Gazeteciyim.

Sevdiklerimin yanlışlarına üzülmekle birlikte onları kırmadan yazmanın bir yolunu da bulamıyorum.

Sadede gelelim...

ODAK Gazetesi ve diğer pek çok medyada yer aldı, AK Parti Afyon Milletvekilimiz Ali Özkaya’nın İscehisar’a müjdesi.

O müjdeye geçmeden önce, bir hatırlatma yapalım...

Yıllar önce Gazeteci ağabeyim, mesleğimizin önemli ismi Arif Yağcı AK Parti Milletvekillerine hitaben, ‘Müjde manyağına çevirdiniz Afyonluları, şu söylediklerinizi bir yerine getirin ve eski söylediklerinizi ısıtıp ısıtıp önümüze defalarca koymayın artık. Afyon halkını ... yerine koyuyorsunuz’ demişti.

Haklıydı Arif Yağcı.

Aradan yıllar geçti.

AK Partili Vekillerimizin çoğunda bir değişiklik yok maalesef.

Arif Yağcı o sözlerini söylediğinde Ali Özkaya henüz Afyon Milletvekili değildi ama, şimdi O’nun da bu ‘konserve müjdeciliği’ devam ettirdiğini görüyoruz.

Neden bunu yazdım şimdi?

Ali Özkaya vekilimiz Bayramda İscehisar’a gitti.

Orada bir müjde verdi.

İşte haberden bir kaç cümle...

Ali Özkaya, Fen Lisesi kazandırmak için girişimlerde bulunacaklarını söyledi.

- İscehisar’lı iş insanları Mehmet Çakmak ve Remzi Özcan ellerinden gelen desteği vereceklerini belirttiler.

Haydaa...

Neden mi?

İscehisar’a Fen Lisesi kazandırılması amacıyla önceki Belediye Başkanı Ahmet Şahin 2022 yılının Ekim ayında Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile görüşmüştü ve O’ndan İscehisar’a Fen Lisesi sözünü almıştı.

Hatta o görüşmede Ali Özkaya’da vardı.

Dahası var...

Veysel Eroğlu ve İbrahim Yurdunuseven ile birlikteydiler Milli Eğitim Bakanının Makamında.

Bakandan sözü hep birlikte aldıktan sonra İscehisar’a döndü Ahmet Şahin.

Bu Fen Lisesini yapacak olan İscehisar’lı hayırsever işadamıyla da görüştü ve kendisinden de destek sözünü aldı, gerekli çalışmaları da başlattı.

Şimdi Ahmet Şahin döneminde başlatılan bu işi, sanki yeni imiş gibi vatandaşa sunmanın amacı nedir acaba?

Yoksa...

Söyleyecek söz, verecek vaat mi kalmadı da ısıtıp ısıtıp yeni imiş gibi halkımıza sunuluyor?

Konserve müjdelerden daha fazlasını hak etmiyor mu halkımız?

Ve verdiğiniz tüm sözlerin geciktirilmeden, yerine getirilmesini hak etmiyor mu halkımız?