Deprem gerçeğini bir kez daha çok acı bir şekilde yaşadık.
Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı.
Maddi kayıplara değinmeye gerek yok.
Çünkü en önemlisi can sağlığı, sıhhat.
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
10 İl...
Birbirine komşu 10 İl.
Önceki depremlere göre çok büyük bir felaket ve bunun yanı sıra, birbirine yardıma koşacak olan komşu İllerin tamamında aynı felaketin yaşanması müdahaleleri zorlaştıran önemli bir faktör.
Ama...
Tüm zorluklara karşın, Devletimizin gücü bir kez daha görüldü.
Geçmiş yıllardaki sıkıntıların hiç birisi yaşanmadı Allaha şükür.
Daha önceki depremlerde ambulansların, dozerlerin yakıt bedelleri bile sıkıntı yaratırken, şimdi devletimiz yüzlerce aracı bir kaç saat içerisinde deprem bölgesinde hazır hale getirdi.
Deprem haber alınır alınmaz halkımızda üzerine düşeni yapma gayreti içerisinde oldu.
Yazarımız Ertuğrul Sevim paylaştı.
Bolvadin’de minik yavrularımız...
Kumbaralarını götürmüşler, deprem bölgesindeki yaşıtları için.
Mektup yazmışlar onlara.
Duygulanmamak elde değil.
Kan bağışları için kendiliğinden kuyruk olan vatandaşlarımız.
Eşini, çocuğunu bırakıp deprem bölgesine yardıma gitmek için gönüllü olan hemşerilerimiz.
İşte Türk Milleti budur...
*
*
*
İki Devlet, tek Millet...
Deprem duyulur duyulmaz...
İlk arayan Azerbaycan.
Gönülden...
Boşa değil o söz...
İki Devlet, tek Millet.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, ‘gardaşım’ diye hitap ettiği Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hitabındaki samimiyet, Azerbaycan’daki soydaşlarımızın içtenliği...
İşte Türk Milleti budur.
*
*
*
İyilik yap...
Kızılay Suriye sorumlusu ile bir arkadaşım görüşmüş.
Demiş ki...
- ‘Abi şu anda İdlib’teki fırında ekmek yaptırıp, getirip Hatay’da dağıtıyoruz.’
İş terse dönmüş vaziyette yani...
Elbette yapılan iyiliğin bereketi bu...
Eskilerin sözü vardı...
İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir.
Halik’te biliyor elbette ama iyilik yapılanda nankör değilse...
Gereğini yapıyor böyle Suriye’li komşularımız gibi.
*
*
*
Örnek alınmalı...
Hakan Şeref Olgun’u yazmıştım dün.
Bürosundan aradı arkadaşları.
‘Hakan Beyi çok net anlatmışsınız. Teşekkür ederiz. Kendisi de arayacaktı ama sabah erken saatte rahatsız etmek istemedi. Yola çıktı’ dediler.
Nereye gidiyor? diye sordum.
‘Deprem bölgesine gidiyor. Hem orada yardımda bulunacak, kime ne gerekiyorsa elinde geldiğince. Hem de oradaki vatandaşlarımızdan isteyenleri Afyon ve Ankara’da misafir edecek.’
Örnek alınmalı bu davranışı.
Parti içi bazı rakipleri billboardlardaki reklamlarını yenilemekle meşgul, Hakan Şeref Olgun ise deprem bölgesinde.
Hekimlikte 40 yıl, şimdi sıra siyasette şeklinde slogan üretip, bunu billboardlara çıkaran değerli Hekimimiz...
Slogan güzel ama...
Şimdi billboard reklamlarını yenilemek yerine...
Keşke bir kaç günlüğüne deprem bölgesine gidip, orada hekim olarak vatandaşlarımıza destek olsaydınız.
*
*
*
Seçim ertelense...
Bugün siyasetteki son durumu yazacaktım.
İlimizden Milletvekili aday adaylığında öne çıkan isimleri aktaracaktım.
Ama şimdi siyaset konuşmanın zamanı değil.
Meral Akşener’in söylediği gibi şimdi hepimizin susma zamanı.
Keşke...
Şu 14 Mayıs seçimi iptal edilse.
Seçim bütçesi, deprem bölgesinin yaralarının sarılması için harcansa.
Gelecek yıl mahalli idareler seçimi var.
O seçimle birleştirilse.
Tek masraf.
Bu süreçte de Türkiye birlik beraberlik içerisinde yaralarını sarsa.
Keşke diyoruz ama...
*
*
*
Günün sözü
Tut ti Ali’den sana miras kaldı Zülfikar.
Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Mevlana
