'de... "Üç yeri" gez... Bayramyeri... Kaleiçi... Babadağlılar Çarşısı... Şehrin, "nabzını, siyasete bakışını" öğrenirsin.
Geçen hafta... Dolaşırken... Merak ettik... "Malum konuyu" sorduk:
Halk,  milletvekili hakkında patlayan, "Kaset... Komplo... Şantaj... İstifa" olayı için ne düşünüyor?
 Gördük ki... Konu "saman alevi" gibi parlayıp sönmüş.
 Herkes işin içinde "Kumpas... Para koparmaya yönelik tezgâh" olduğuna inanıyor.
 Söz konusu milletvekili sütten çıkmış ak kaşık mı? Hayır... Ağır hasarlı. "Oturup kalktığın insana dikkat edeceksin."
Sonuç: Sadece Denizlili değil... Millet... Türk siyasetinin, "Telefon dinleme... Kaset... Şantaj... Komplo" gibi olaylarla kirletilmesine tepkili.

***


Telefoncu Ayten
Darbe... ... Yargılama... Hukuk skandalı...
 Başsavcı Altay Ömer Egesel, mahkemenin huzuruna bir tanık çıkardı... PTT memuresi... (Telefoncu Ayten.)
 ... 'i nasıl dinlediğini... Başbakan'ın özel konuşmalarını, "ballandıra ballandıra" anlattı.
 Mahkeme heyeti, "Neye dayanarak dinledin?.. Bir mahkeme kararı var mı?" diye sormadı.
 Dönemin medyası, "Bir Başbakan nasıl dinlenir?" diye tepki göstermedi.
 Tam aksine, Telefoncu Ayten, "şöhret" oldu, "kahraman" ilan edildi. İşte siyasete düşen ilk telefon lekesi.

***


Ah keşke...
Eğer ile Meğer'i evlendirmişler, "Keşke" adında nur topu gibi bir çocukları olmuş.
Eğer... İlk telefon dinleme rezilliğine gereken tepkiyi gösterseydik... Siyasetçi telefonunu dinleme çirkinliği kurumsallaşmazdı.
Eğer... İlk kaset kepazeliğine karşı çıksaydık... Kaset, kumpas, komplo, şantaj olayları bu boyutlara ulaşmazdı.

***


Allah'ın sopası yok ki...
Barlas Küntay, bir dönemin parlak gazetecisi... Daha sonra, Bursa Milletvekili... Turizm Bakanlığı yaptı.
Yassıada yargılamaları sırasında, gazeteci olarak duruşmaları izledi.
Sonrasında, Telefoncu Ayten'in peşine takıldı... "Kimdir, necidir, bu işin arkasında başka şeyler var mı?" Uzun süre araştırdı.
Ve... Anlaşıldı ki, Telefoncu Ayten, Yassıada'nın Başsavcısı Altay Ömer Egesel'in metresi.
İki sevgili, "Kızılcahamam kaçamağında" basıldı.
"Aşk mektupları" ortalığa saçıldı.
Hani... Ne derler?..
Allah'ın sopası yok ki, adaleti var.

***


Resmi konut böcekleri
Turgut Özal, Başbakan olunca, "resmi konuta" taşındı.
Adnan Kahveci, Özal'a yakındı...
Elektronik konularına meraklıydı.
Kahveci'nin önerisi üzerine, Çankaya'daki Başbakanlık Konutu'nda, "araştırma" yapıldı.
Yatak odası... Çalışma odası... Salon...
Sonuç: Dinleme amaçlı "beş böcek" bulundu... Saksıda... Duvardaki tabloda... Radyatörün arkasında.

***


Mesaj
Muhtıra... 12 Mart 1971... Askerler, Başbakanlığa Nihat Erim'i getirdiler.
Aradan bir süre geçti.
Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Güner Öztek, MİT Müsteşarı'nın Özel Kalem Müdürü'ne telefon etti... Başbakan Erim'in, "mesajını" iletti:
Herkesin dinlendiğini biliyoruz. Ama artık Sayın Başbakan'ın telefonunu dinlemeye bir son verin.

***


Kimler dinlenmedi ki?
Devletin zirvesi dinlenir mi? Acı gerçek. Türkiye'de başbakanlar da dinlendi, cumhurbaşkanları da.
 Başbakan Turgut Özal... Önemli konuşmalarını Başbakanlık makam odasında ya da Başbakanlık Konutu'nda değil... Konutun bahçesinde, dolaşarak yapardı. Ya da araçta konuşurdu.
 Özal, Anavatan Partisi'nin kuruluşu aşamasında, düşüncelerini yakın arkadaşlarıyla, "denizde" paylaştı. Yüzerken... Side sahillerinde.
 Recep Tayyip Erdoğan... Başbakanlığı sırasında, "çalışma ofisi" dinlendi.
 Sene 1994... Başbakan Tansu Çiller ile Devlet Bakanı Necmettin Cevheri, telefonda, "Yüksek Askeri Şûra'yı, Genelkurmay Başkanı'nın süre uzatımını" konuştular... Konuşma, dışarı sızdı... Zira Başbakan dinleniyordu.
Dinlenmeyen yok ki...

***

 


Rezilliğin daniskası
Tarih... 1 Eylül 1981... Prof. Necmettin Erbakan, Ankara'dan Samsun'a gitti.
Adım adım izlendi... Nerede mola verdi?.. Kimlerle konuştu?.. Hepsi kayda geçirildi.
 Erbakan ve eşi Nermin Hanım, 06 SR 827 plakalı, açık yeşil Mercedes ile Samsun'a geldiler.
 Otel rezervasyonu, Güneş Optik'in sahibi tarafından yaptırıldı.
 Otel ücreti, Selamet Kitabevi'nin sahibi tarafından ödenecek.
 Erbakan ve eşi, 116 numaralı odada kalıyorlar. Tam bir rezillik. Telefon konuşmaları... Ziyaretçileri...
Öylesine ki, hangi saatte, hangi pastaneden (Birtat Pastanesi) Erbakan Hoca'nın odasına pasta alınıp, getirildiği bile devletin kayıtlarına girdi.

***


Organize işler
Aslında, "Bu organize işler" roman... TV dizisi olmalı... Reyting rekoru kıracağına eminiz.
İnönü'den Demirel'e, Özal'dan Türkeş'e, Çiller'den Yılmaz'a dinlenmeyen yok ki.
Kimini derin devlet dinlemiş... Kimini çeteler... Kimini Telefoncu Ayten...
Mahkeme kararı hak getire...
Daha fazla uzatmayalım.
Bugünü, 20 Şubat 1977 tarihli, "Gizli ve kişiye özel" damgalı yazı ile noktalayalım.
"Resmi" yazıyı yazan İçişleri Bakanı Dr. Meral Akşener... Muhatap Adalet Bakanı Şevket Kazan.
Yazının içeriği, telefon dinlemeleri... Önlem alınması gerektiği... İşbirliği önerisi...