08:07 Mesainin ilk saatleri…
Sanayi sitesinde gün tam anlamıyla sekiz civarında başlıyor. Çıraklar ustaları gelmeden ön hazırlıklarını yapmak için hummalı bir telaşın içerisinde çoktan etrafta koşuşturmaya başlıyorlar. Emekçinin mazotu olan çaylar demlenilmek üzere çoktan piknik tüplerinin üzerinde yerini aldı bile. Kahvaltı olmadan güne başlanmıyor buralarda… Kahvaltı dediysek serpme kahvaltıdan bahsetmiyorum. Simit, poğaça, üçgen peynirden oluşan bu menüye demlendikten sonra çayda yarenlik ederse en kral serpme kahvaltı halt etsin desek yeridir. Zira tamirhanenin uygun herhangi bir yerinde kahvaltısını yapan çıraklara rastlamanız da mümkün olabiliyor bu zaman diliminde.
Bu noktada röportajımızı oluşturmamızda, 25 yıldır sektörün içinde yer alan Adem Durak ev sahipliği yapıyor bizlere. Bu işletme 11 kişiye ekmek kapısı olan ve müşterileri tarafından iyi referansları olan bir yer olarak dikkatimizi çekiyor. İçeri girer girmez mekanik kokusu sizlere hoş geldiniz diyor.
09:15 Hasbihal…
Adem Ustayla tanışıklığımız eskilere dayanıyor. Az kahrımızı çekmedi desek herhalde yalan olmaz. Öyle bumerang işli ustalardan değildir. Yaptığının arkasında yapamadığının yapana kadar peşindedir. Girizgah hoş beşimizi yaptıktan sonra ilk sorumuzu yöneltiyoruz hemen;
“Ekonomi malum işlerimiz nasıl Adem Usta”
Bugünlerde bu soruyu kime sorsanız bir dokunup bin ah işitirsiniz. “Ekonomi gerçekten bozuk ama araçta ihtiyaç diyor. Bizim işlerimizi ciddi manada etkilemedi çünkü vatandaş bunu mecbur yaptırmak zorunda kalıyor” diyerek zaruriyetin resmini çiziyor bizlere ve devam ediyor. “Elimizden geldiğince kimseyi yormadan üzmeden ve elbette bizlerde eksiye çekilmeden yürütmeye çalışıyoruz işlerimizi” kelimeleri dökülüveriyor ağzından.
Hazır gelmişken kendi aracımızın da durumunu soruyoruz ve bakmadan teşhisi koyuyor hemen anlaşılan aks başlarında sıkıntı var. Bir ara getirmek sözüyle kaldığımız yerden devam ediyoruz hasbihalimize…
11:13 Sistem tıkır tıkır işliyor…
Bizler kelimelerin belini kırarken tamirhanede araçlar çoktan sıraya alınmış ve işlemlere başlanmıştı. Çaylarımızı yudumlarken ara ara çırakların araya girerek Adem Usta’nın tecrübelerinden edindikleri video editörümüzü biraz zorlayacak olsa da müşterilerin memnuniyeti açısından bunun olması gerekiyor. Gelelim arıza durumunda bu sistemin nasıl işlediğine… Tamirhaneye ilk adımı attığınızda öncelikle arıza tespit formunu doldurarak işe başlıyorsunuz. Elbette sizin teşhisiniz sadece ustalara ön bilgi olması adına önemli. İkinci aşamada sıralamaya alınan araç sırası geldiğinde bizzat işin ehilleri tarafından tahlil ediliyor. Teşhis konduktan sonra ise müdahaleye başlanılıyor. Arıza giderildiği andan itibaren ise gerekli kontroller yapılarak en nihayetinde müşteriye teslim ediliyor.
14:50 Mülteci çalışanlar
Mülteciler noktasında ülke ikiye bölünmüş durumda. Bir kısım gitmeleri gerektiği yönünde çok radikal söylemleri savunurken bir kısım ise zararlarının olmadığı yönünde görüş bildiriyor. Bu noktada iş gücü olarak ise farklı bir tablo çiziyor Adem Usta. “Kendi vatandaşlarımızla çalışmayı bizde çok isteriz fakat maalesef iş disiplini ve süreklilik anlamında çok ciddi sorunlar yaşadık ve yaşıyoruz” dedi. Tam bu noktada yabancı uyruklu personellerle çalışmanın çok daha rahat ve daha az komplike olduğunu ifade ediyor.
En büyük sorun olarak sektörde vasıflı ve kalifiye eleman bulunmadığından yakınıyor Adem Usta. Daha farklı olabilirdi diyor. Tüm bunlarla birlikte kolaylıklardan da bahsederek objektif bir tavır sergiliyor Adem Usta.
“Elbette tüm bu zorluklarla birlikte kolaylıklarda var. Mesela en basitinden devletin çırak çalıştırdığımız durumlarda belli kriterlerde onların maaşlarının bir kısmını bizzat karşılaması bu noktada elimizi kolaylaştırıyor”
17:07 Tamirhanelerden ırak…
Sohbet ilerlerken biraz röportajımıza renk gelmesi açısından içerisinde bolca muziplik barındıran o soruyu soruyoruz.
“Tamirhane kapısından girmesin diyerek illallah çektiren bir araç var mı?”
“Bir Alman markası var ki özellikle 2000 civarı modeli olan uzay, milenyum gibi kasalarla adlandırılan o araç şu kapıdan girsin istemiyoruz. Zaten gelse de nazikçe durumu anlatıyoruz. Bu araçların kronik sıkıntıları çok fazla. Bir kere herşey bir yana yağ kaçağının önüne geçmeniz mümkün değil.”
19:30 Kapanış zamanı
Yoğun bir günün ardından havanın kararmasından sonra artık veda vakti geliyor. Yüzlerce emekçi için artık istirahat zamanı geliyor. Ertesi gün yine aynı maraton onlar için yeniden başlayacak ve bu döngü hiç bozulmayan bir araç icat edilene kadar böyle devam edecek. >> Ali Küçükkartal Özel Röportaj
