AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, içkili mekan tartışmalarından şehir hastanesi planlarına, mahkeme kararlarına yönelik değerlendirmelerden yerel siyasetteki gelişmelere kadar birçok konuda ODAK’a özel açıklamalarda bulundu. Milletvekili Özkaya, “Afyon’u Eskişehirleştirmeye çalışan anlayışa karşıyız. Doğru bildiklerimizi mahkeme salonunda da kamuoyunda da açıkça söyleriz” dedi.

ODAK: AFSÜ’YE ADEM ARSLAN REKTÖR OLDU. BUNU SİZ DE İSTİYORDUNUZ NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?

ALİ ÖZKAYA:

Adem Arslan’ı uzun süredir tanıyoruz. Hem Rektör Yardımcılığı aynı zamanda hastane Başhekimimizdir. Bu süreçten itibaren hem Milletvekili, hem hastası olarak hem de hocamız olarak tanışıyoruz. 20 yıldır bu üniversitenin hastanesinde. 8 yıl önce Nurullah Okumuş rektör olarak atandığı dönemlerde de Adem Arslan Rektör Adayıydı. O dönem Bakanımız Veysel Eroğlu, Milletvekilimiz İbrahim Yurdunuseven ve benim ortak görüşüm Mustafa Solak’ın yeni kurulan üniversiteye atanmasıydı. Bakanımız Veysel Eroğlu, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a söyledi. Cumhurbaşkanımız, “İki dönem Rektörlük yapan bir kişi yeni bir üniversite de olsa bunu kabul etmem” dedi.

Onun üzerine Adem Arslan’ı önerdik. Adem Arslan, 3 ay veya 4 ay 3 yıllık profesörlük süresi eksik kaldı. Eksik kalınca 3’üncü sıradaki adayımız Nurullah Okumuş rektör oldu. Adem Arslan bugün değil, o günde Rektör Adayımdı. Sonra kanun değişti o 3 yıllık süre, 1 yıla indi. Daha sonra Profesör olan kişi atanabilir hükmü geldi. O zamandan beri devam eden bir süreçti. Bu üniversite de Doktor Öğretim Üyesi eski adı Yardımcı Doçent olarak başlamış, 2004-2005 yıllarında Doçent olmuş, Başhekim Yardımcısı olmuş, Başhekim olmuş, Anabilimdalı Başkanı olmuş, Dekan olmuş, Rektör Yardımcısı olmuş yani tüm idari makamlarda eksiksiz çalışmış. 20 yılı aşkın bir süredir bu şehrin üniversitesinde bu şehrin hastasına hizmet etmiş bir insandır.

CUMHURBAŞKANIMIZ TAKDİR ETTİ

Diğer Aday Adayı arkadaşlarımızda bir kısmı üniversitemizin birkaç yıllık profesör arkadaşlarımız, bir kısmı da eski arkadaşlarımızdır. Biz oradaki profesör ve dekan arkadaşlarımızla, milletvekillerimizle, il başkanımız ve valimiz hep beraber istişare ettiğimizde en uygun ilimize en çok katkı sağlayacak kişinin Adem Arslan olduğuna kanaat getirdik ve bunu doğrudan gittik 3 milletvekili, İl Başkanımızla, YÖK Başkanımıza daha sonra Cumhurbaşkanımıza uygun şekilde arz ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızda takdir ettiler kendilerine teşekkür ediyorum. Adem Arslan hocamıza da seçildikten sonra söylediğimiz AFSÜ’den bizden beklenen bir numaralı görev; Araştırma Hastanesine, Üniversite Hastanesine hizmet götürülmesi ve temiz bir hizmet sunulmasıdır. Hizmetimizin tıbbi kalitesinde bir problem yok. Çok üst düzey bir tıbbi hizmet veriliyor. Hijyen konusunda ciddi sıkıntı ve itirazlar var. O da bu sorunu en kısa zamanda çözeceğini söyledi. Çok hızlı bir şekilde ekip atama süreçlerini tamamladı ve görevine başladı. Buradan kendisine ve ekibine başarılar diliyoruz.

HASTANEMİZ DAHA İYİ NOKTALARA GELECEK

Bizim özellikle kendisinden istirhamımız atanan Rektör Yardımcısı arkadaşlarımız, dekanlarımız, başhekim, başhekim yardımcılarımız, hastane müdürlerimiz diğer yöneticilerimizle bir ekip olma, ekip halinde çalışmak ben değil, biz şeklinde yapılırsa Afyonkarahisar’ı sağlık alanında çok daha iyi noktalara taşıyacağına inanıyoruz. İnşallah bunu bekliyoruz. Basının denetim mekanizması yaptığı gibi Milletvekillerin en temel görevi yasama organı üyesi yürütmeyi gözlemlemek ve ilgili birimlere bu gözlemlemeleri aktarmaktır. İnşallah bizde hocamızın ve arkadaşlarımızın her daim yanlarında olacağız. Hastanemizi çok daha iyi noktalara getireceğiz.

ODAK: SAĞLIĞIN İKİNCİ AYAĞI DA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ. DEVLETİN AFYON’DAKİ YATIRIMLARI SON DÖNEMDE OLDUKÇA FAZLA. YENİ YAPILAN HASTANELER DE VAR. BU ARADA YENİ BİR İL SAĞLIK MÜDÜRÜ DE ATADINIZ, HAKKI BEY GELDİ. YENİ ATAMA VE YENİ SÖZLEŞMELERİN DE HASTANELERDE BUGÜN YARIN YAPILACAĞI SÖYLENİYOR. BU KONUDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? BİR DE MHP İLE İLGİLİ, “TUKAKA” ŞEKLİNDE BİR ALGI VAR. BUNA KATILIYOR MUSUNUZ?

ALİ ÖZKAYA:

Öncelikle Hakkı Bey’e hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hakkı Bey dışarıdan gelen bir isim değil. Sağlık Bakanlığı’nda hemşehrimiz olarak uzun süre üst düzey görevlerde bulunmuş bir kardeşimiz, arkadaşımız. Aile Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı yaptı. Sağlık Bakanlığı’nda 2-3 farklı genel müdürlükte çalıştı ve en sonunda milletvekili adayı da oldu. Seçilmek nasip olmamıştı.

Bazıları “hemen milletvekili adayını il sağlık müdürü yapıyorlar” diye düşünebilir. Hayır, öyle değil. Zaten Sağlık Bakanlığı’nda genel müdürlük, Aile Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı gibi görevler üstlenmiş bir arkadaşı, ricayla ikna ederek İl Sağlık Müdürlüğü’ne getirdik. Yani aslında iki basamak yukarıdaki birini aşağıya davet ettik.

Hatta Sayın Bakanımız Recep Akdağ ve Sayın Fatma Betül Sayan Hanımefendi ikisi de beni aradı. “Bu nasıl oldu? Müsteşar yardımcısı neden il sağlık müdürlüğüne gidiyor?” diye sordular. Ben de kendilerine, “Afyon İl Sağlık Müdürlüğü çok önemli bir görev. Bizim tecrübeli, liyakatli, ehliyetli, Afyon’u da bilen bir arkadaşa ihtiyacımız var” dedim.

Serhat Bey’e de ayrıca teşekkür ediyoruz. Hakikaten uzun bir süre, 8 yıl hizmet etti. 8 yıl yöneticilik için iyi bir süredir. Kendisi de bir değişim gerektiğini söyledi. “Size teşekkür ederim, çalışmaya devam edin” dedi. Allah razı olsun, tüm emekleri için teşekkür ediyoruz.

İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDE DEĞİŞİM OLDU

Hakkı Bey’le bu görevi konuştuktan sonra milletvekillerimizle ve il başkanımızla mutabık kaldık. Sayın Bakanımıza ilettik. Sayın Bakanımız da büyük bir memnuniyetle, “Siz ikna ettiyseniz biz de tamamız” dedi ve iki gün içinde ataması gerçekleşti. Böylece Afyon’da İl Sağlık Müdürlüğü’nde değişim oldu.

Hastanelerimizde çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor. Diş Hastanemiz önemli bir noktaya geldi. Bolvadin Devlet Hastanesi’nin ihalesi feshedilmişti, eksiklerin tamamlanması için süreç hızlandı. Çobanlar Devlet Hastanemiz bitme aşamasına yaklaştı. Başmakçı Devlet Hastanemiz ve Emirdağ Devlet Hastanemiz de bitme noktasına geldi. Bunun yanı sıra planlanan yeni hastanelerimiz, sağlık ocaklarımız ve sağlık tesislerimiz var.

YENİ HASTANEYE BAKAN MEMİŞOĞLU KARAR VERECEK

Şimdi inşallah yeni bir şehir hastanesi düşüncemiz var. Bunu Sayın Bakanımıza çoğu kez ilettik. Acaba seçim döneminde konuştuğumuz gibi Kanlıca’ya 150-200 yataklı bir hastane mi yapalım, yoksa şehrin biraz daha dışında 400-500 yataklı daha büyük bir hastane mi yapalım? Yaptığımız istişarelerde ikinci seçeneğin daha doğru olduğu görüşü ağır bastı.

Sayın Bakanımız da, “Afyon’da bir program yapalım, bütün Sağlık Bakanlığı yöneticileri gelsin ve hep birlikte karar verelim” dedi. Biz alternatif yerleri tespit ettik, Bakanlığa sunduk. İnşallah Sayın Bakanımız Afyon’a geldiğinde bu konuda net bir karar vereceğiz.

MİLLETVEKİLİ TAYTAK İLE İSTİŞARE EDİYORUZ

ODAK: KESİN TARİH BELLİ Mİ?

ALİ ÖZKAYA:

Daha önce bir tarih belirlendi ama malum Türkiye’nin gündemi sık değiştiği için o tarih de değişebiliyor. Ama tahmin ediyorum ki Eylül, Ekim gibi bu iş olur.

MHP ile ilgili olarak da şunu net bir şekilde söylemek isterim: Asla “tukaka” diye bir durum söz konusu değil. Biz MHP’deki arkadaşlarımızla hem Sayın Mehmet Taytak Bey’le hem de Ahmet Kahveci Bey’le sürekli konuşuyoruz, istişare ediyoruz. Bazen anlaştığımız, bazen farklı düşündüğümüz konular oluyor. Bu çok normal.

Şöyle bir sıkıntı yaşadığımızı ifade etmeliyim; bunu da uygun bir üslupla, arkadaşlarımızı kırmadan söylemek isterim. MHP’deki arkadaşlarımızın bir kısmı sendikada olup aslında İYİ Parti’ye çalışan insanlar. “Ben ülkücüyüm” diyorlar, doğru. Ama MHP’den ziyade daha çok İYİ Parti’ye çalışan isimler var. Sendikalarda bu ayrım olmadığı için tabandaki arkadaşlarımız da şöyle diyor: “MHP’den bir arkadaş gelsin, başımızın üzerinde yeri var. Siz mutabık kalın, biz de o arkadaşı atayalım. Ama bu kişi ne AK Parti’ye çalıştı ne MHP’ye çalıştı, aksine İYİ Parti’ye çalıştı. Karşımızda durdu. Bu uygun değil.”

Biz de bu durumda, “O zaman bir araştırın, bu doğru mu değil mi? Bunu müzakere edelim” diyoruz. Ben inanıyorum ki Mehmet Taytak Bey’le bir iki isim üzerinde konuştuğumuzda, sonradan o da “Ali Bey, bu söylediğin haklı. Süreç içinde ben de gördüm” dedi. Hangi isim olduğunu biliyorum. Ama tabii başka isimler de olabilir.

Diğer söylediğiniz arkadaşımızla ilgili de böyle bir şey söz konusu değil. Ama şu da var: Bu kişi birincil görevde uygun mu değil mi? İkincisi, ilerleyen süreçte denetimlerde sorun çıktığında kendi iç ilişkilerimizi zedeler miyiz diye bir endişe oldu. Fakat bunlar aşılamayacak konular değil. Görüşerek, konuşarak çözülebilecek hususlar. İnşallah Pazartesi ya da Salı günü bunları arkadaşlarımızla müzakere eder, çözeriz. Çözülmeyecek bir husus olacağını düşünmüyorum.

ODAK: AFYONKARAHİSAR’DA BELEDİYE SEÇİMLERİNDE AK PARTİ CİDDİ ŞEKİLDE ALABİLECEĞİ YERLERİ KAYBETTİ. MERKEZ DE BUNLARDAN BİRİSİ. BU KAYIPTAN SONRA OTURUP DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDE, “KEŞKE ŞURADA ŞÖYLE YAPSAYDIM” DEDİĞİNİZ OLDU MU?

ALİ ÖZKAYA:

Yani hiç mi ses olmuyor, tabii ki oluyor.

ODAK: VAR MI SİZE GÖRE BİR HATA?

ALİ ÖZKAYA:

Evet, bir hata var ki kaybettik. Ama bu hata sadece aday seçimi tercihinden kaynaklanan bir olay değil. Türkiye’nin birçok yerinde de kayıplar yaşandı. Yoksa bu sadece bize özgü bir durum değil.

Seçimlerin temelinde konjonktür vardır. Bu belediye seçimleri, prensipte merkezi seçimlerden ayrı olmakla birlikte, bu seçimlerde ekonomi bir numaralı etkendi. Genel Merkezin yaptırdığı anketlerde de ekonomi birinci sıradaydı. Emekli maaşları, pandemi süreci ve sonraki dalgalı enflasyon, yüksek enflasyon toplumun belirli kesimlerini derinden etkiledi.

Bir de bazı ilçelerimizi kendi arkadaşlarımız yüzünden kaybettik. Yani kendi içimizdeki mücadeleler yüzünden kaybettik. Seçimin son haftasında, “Ben şu makama atanmadım, tekrar seçilmedim, burada tercih edilmedim” diyerek karşı tarafa geçen arkadaşlarımız oldu. Bu şekilde kaybettik.

Tabii kazandıklarımız da oldu. Şöyle söyleyeyim; bizim 33 belediyemiz var. 60 belediyenin 59’unu kazansanız, Afyon merkezde kazanamadığınız müddetçe insanlar sizi dışarıdan kaybetmiş olarak görüyor. Merkez çok önemli, bunda şüphe yok.

Merkezin kazanılma sürecinde en önemli kaybın sebebi, geçmiş 5 yılın özellikle son 2-2,5 yıllık dönemindeki uygulamalardır. Bunun dışında da birçok sebep var. Ama mutlaka ki hepimizin kusuru ve hatası vardır. Ayrıca seçilen aday da milliyetçi-muhafazakâr rolünü eşi sayesinde iyi oynadı.

ODAK: HALA AYNI FİKİRDESİNİZ?

ALİ ÖZKAYA:

Evet, o kanaatteyim. Çünkü MHP’nin il başkanını yanında çalıştıramazlardı herhalde. MHP eski İl Başkanı Mehmet Karagöz, meclis üyesi olup belediye başkan yardımcısı olacaktı. Ama bugün Rahvan At bölgesinde bir işletmeyi yürütüyor.

AK Parti’nin eski kurucuları, AK Parti’de görev yapmış birçok yönetici, eşleri, aileleri CHP’nin Belediye Başkan adayını desteklediler. İYİ Parti zaten komple karşı taraftaydı. Yani bunu yok mu sayacağız? Bu olmadı mı diyeceğiz?

Biz anket yaptırdık. AK Partili üyelerimize Genel Merkez üzerinden anket yaptırıldı. Daha sonra hangi telefonların kimleri işaretlediği de tespit edildi. Çok vahim durumlar ortaya çıktı. Bunu da Genel Merkez gördü.

ODAK: MHP’LİLER DE DAHİL Mİ?

ALİ ÖZKAYA:

AK Parti üyeleri diyorum.

ODAK: PEKİ, MEHMET KARAGÖZ’ÜN DESTEĞİYLE KAZANMIŞ DEĞİL Mİ?

ALİ ÖZKAYA:

Hayır. Çok ciddi bir şekilde MHP’de meclis üyesi olup; benim tanıdığım, bildiğim, yönetimde olan ama ona rağmen Burcu Hanım’ı destekleyen bir sürü milliyetçi var.

ODAK: PEKİ BUNLAR NİYE OLDU? YANİ DESTEK… SİZE GÖRE BURCU HANIM MİLLİYETÇİ DEĞİL Mİ?

ALİ ÖZKAYA:

Değil. Burcu Hanım, sosyal demokrat. Bunu kendisi de ifade ediyor. “Milliyetçiyim” demiyor. “Atatürk milliyetçisiyim” diyor.

ODAK: BURCU HANIM %51 OY ALDI. BUNUN HEPSİ ELBETTE CHP’NİN OYU DEĞİL. NEDEN BURCU HANIM’A OY VERİLDİ?

ALİ ÖZKAYA:

Her şeyi basının önünde konuşmak istemem ama size birebir de hepsini sayarım. Mutlaka toplum, bizim yaptığımız bir kısım şeylere kızdı. Mesela belediyede çalışan 2 bin 500 kişinin biz ancak 100’ünden oy almışızdır.

ODAK: 12 YILLIK İCRAATTAN DOLAYI O ZAMAN.

ALİ ÖZKAYA:

Hayır, o icraatların bize çok ciddi geri dönüşü oldu. Gittiğimiz yerde de bunu zaten gördük. İnsanların feveranını gördük. Ha bir şey daha var… Hüseyin Ceylan Uluçay, gerçekten benim çok sevdiğim bir kardeşim. Çok iyi bir insan, iyi bir iş adamı, iyi bir siyasetçi. Siyasette mesele şu: Aday adayı olmak çok önemli bir şeydir. Burhanettin Çoban Bey de bunu sık sık söyler. Hakikaten aday adaylığı sürecini yaşamak ve son anda tanınırlığa girmek çok önemlidir. Burcu Hanım üç yıldır “Ben belediye başkan adayı olacağım” diyordu ve her gün Meclis TV’yi çok iyi kullanıyordu. Bu onun için büyük bir avantaj oldu.

PARSEL PARSEL SATMAKTAN….

Tabii muhalefetteyken her şeyi eleştirmek kolaydır. Her şeye söz söyleyebiliyorsunuz. Ama şimdi belediye başkanısınız. Parsel parsel satmaktan başka yapacağınız hiçbir şey yok. Dün Konya’daydım. Bizim Işıklar Belediye Başkanımız Murat Karakoç da oraya gelmişti. Murat Bey, küçük bir Beldenin Belediye Başkanı. Bugün itibariyle 1 buçuk yıllık süreçte Belediyesine kazandırdığı arsa miktarı 40 bin metrekareyi geçti. Yakında 55 bin metrekareye ulaşacak. Bunlardan biri anayol caddesinde, biri de Işıklar’ın tam göbeğinde. Küçücük bir belediye ama her şeyini satmış, tüketmiş. Bir taraf satıyor, bir taraf da gücü yettiği kadar almaya çalışıyor.

ODAK: AK PARTİ ZAMANINDA ÇOK FAZLA SATILDI

ALİ ÖZKAYA:

Satıldı ama çok az satıldı. AK Parti zamanında satılanların büyük bir kısmı yatırıma gitti. Bana son 1 buçuk yılda yapılan gözle görülür bir yatırım söyleyin.

ODAK: BORCU ÖDEMEKLE…

ALİ ÖZKAYA:

Afyon Belediyesi’nin borcu 1,5 trilyon olarak açıklandı. Aslında bunu Mehmet Zeybek’in çıkıp açıklaması lazımdı. Açıklanan 1,5 trilyonun 1 trilyon denilen kısmı belediyedeki YÜNTAŞ işçilerinin, yani bin 600 işçinin bir yıllık sözleşme parası. Çalışacakları bir yıl için ödenecek maaşlar. Burcu Hanım, “Borcu düşürdüm” diyor ya, düşen borç aslında işçilerin maaşları.

Sadece 1 Nisan ile 31 Temmuz arasında, Ağustos’un ilk günlerinde Afyon Belediyesi 400-500 kişiyi işe almış. Bir işçinin ortalama maliyeti 60 bin lira. Asgari 70-75 bin lira olanı da var. Bunu hesapladığınızda 30 milyon lira ediyor. Yazık günah yani. Çok işiniz olur, ihtiyacınız olur, alırsınız. Ben belediyelerin arsa satmasına kural olarak karşı değilim. Ciddi bir yatırım yapıldığında satılsın, amenna. Fakat siz gözle görülür bir iş yapmadan, ciddi bir çalışma yapmadan satıyorsanız bu doğru değildir.

Bizim başlattığımız Garnizon Millet Bahçesi bitmek üzereydi, açılacaktı. Borcu da yoktu. Zaten ihalenin yarısını iptal ettiler. Toplam 70 milyondan 20-30 milyon gibi bir rakam ödenmiş. 20-30 milyon Afyon Belediyesi için nedir ki? Hiçbir şey değildir. Bakın bugün İl Özel İdaremizin sadece bu ay artırdığı ilave bütçe 250 milyon TL.

Belediye Başkanlarının başarısının iki kriteri var. Bir, parayı yönetmek. İki, insanı yönetmek. Bir de imarı hakkaniyetli ve adaletli bir şekilde yönetmek. sürekli imar değişiklikleri yapılıyor. Bu çok yanlış. Fonksiyonlar değiştiriliyor, kişilere özel imtiyazlar sağlanıyor. Bunları herkes görüyor. Bugün İstanbul’daki sıkıntının temelinde ne varsa Afyon’da da benzerleri var.

Devlet her şeyi kaydeder. Vakti zamanı geldiğinde herkesin kitabını önüne koyar. Bu nedenle hukuka uygun davranılması, satışların aleni ihalelerle yapılması, alımların da adaletli ve şeffaf yapılması hepimizin menfaatine. Sonuçta Belediye Başkanını Afyon halkı seçti. Halkın takdirine saygı duyarız. Beş yıl boyunca şehrin Belediye Başkanıdır. Başarılı olursa millet gereğini yapar. Ama verdiği sözleri tutmaz, tersini yaparsa… Çayın 5 lira olması bir dönem götürür ama 5 liralık çay için 100-200 lira otopark ücreti ödeyen vatandaş bir gün aklı başına gelir, “Ben ne yaptım?” der.

ODAK: SİZE MUTLAKA ÇOK FAZLA BİLGİ GELİYORDUR. ALENİ YAPILMAYAN ALIMLAR YA DA SATIŞLAR VAR MI? ÖRNEK VEREBİLİR MİSİNİZ? AFYON’UN BİR NUMARALI MARKASI NEDİR? ÜÇ TANE ÜRETİM MARKASI SAYIN.

ALİ ÖZKAYA:

Üretim olarak sucuk, mermer, maden suyu.

ODAK: AÇIK İHALEYLE, KAMU İHALE KANUNU’NA GÖRE… SAYIN VEKİLİM, BEN DE BAKTIM. KİK’TEN İNCELEDİM. KAMU İHALESİNE GÖRE GİRMİŞ AMA…

ALİ ÖZKAYA:

Buna inanıyor musunuz? Niye 1 yıl fiyat garantisi vermişler. Afyon bugün mü kuruldu? Bu tesisler bugün mü yapıldı? Afyon’un sucuğu bugüne kadar her yerde satılıyordu. Malatya’dan sucuk almak akıllarına şimdi mi geldi? Bunlar hikâye. Afyon’un sucuğunu Malatya’dan alırsanız, adama gülerler. Ben “Almayın” diyorum. İhalenin kırk türlü çeşidi var. Siz afet oldu diye Muş’tan tatlı getirirseniz, Burdur Bucak’tan boru getirirseniz bu doğru mu? Afet mi vardı?

ODAK: HIZLI ALIM YAPIYORLAR.

ALİ ÖZKAYA:

Bunun hızlı alımla ilgisi yok. Hızlı alım dediğiniz afet için olan 21B maddesi.

ODAK: AMA 21B’Yİ MEHMET ZEYBEK ZAMANINDA DA GÖRDÜK.

ALİ ÖZKAYA:

Kim yaparsa yapsın, yanlıştır. Ben televizyonda onlarca kez söyledim. Mehmet Zeybek yapınca doğru, Ali Özkaya yapınca yanlış olmaz. Kim yaparsa yapsın, 21B zorunlu olmadıkça kullanılmaması gereken bir ihale yöntemidir. Çünkü 21B ihaledeki rekabeti ve şeffaflığı ortadan kaldırır.

ODAK: KALDIRIN O ZAMAN.

ALİ ÖZKAYA:

Kaldıramazsınız. Afet olunca ne yapacaksınız?

ODAK: SADECE AFETLERDE KULLANILMALI.

ALİ ÖZKAYA:

Evet, öyle. Zaten afette devlet hesabını sorar. Sen “21B olmaması gereken bir durumda kullandın” dediğinde araştırma yapar, tazminat varsa sayıştay çıkarır. Birçok belediye başkanı 10 sene sonra bu yüzden mahkûm oluyor, tazminat ödüyor. Ben yaptım doğru diye bir şey yok. Kim yaparsa yapsın yanlışa doğru diyemeyiz.

ODAK: PEKİ MİLLET BAHÇESİ’NDE?

ALİ ÖZKAYA:

Millet Bahçesi ihalesi de 21B ile yapılmış. Bunu 3-4 ay sonra öğrendim. Ben televizyonda da söyledim, bu iş yanlıştır.

ODAK: DUYDUĞUNUZDA ÇOK KIZMIŞSINIZ.

ALİ ÖZKAYA:

Evet, kızdım. Kim olursa olsun, yanlıştır. Pandemi oldu, o zaman 21B yapmak zorundasınız. Hijyen malzemesi, temizlik malzemesi alacaksınız, bekleyemezsiniz. Dur, ihale yapmam gerekir mi diyeceksiniz. Ama normal zamanda bunu kendi aleyhinizde kullanamazsınız.

Bakın, İstanbul’daki yolsuzlukları gördünüz. Operasyonlarda görev almış bir müfettiş bana, “Ben 30 yıllık müfettişim, bu kadar pervasız şekilde kamu malını kendi malı sayan bir hırsızlık görmedim” dedi. Afyon için değil, İstanbul için. İhale yapılmıyor, yapılanlar sahte. 1 liralık hizmet 10 liraya, 20 liraya, 50 liraya alınıyor. Kamunun malı ucuza satılıyor, alınan pahalıya alınıyor. Ama bu arada köşeyi dönen dönüyor. Durum bu.

ODAK: SAYIN VEKİLİM, AFYON’UN PROBLEMLERİNDEN BİRİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM. SİZ MİLLETVEKİLİYDİNİZ, O ZAMAN ÇEVRE ŞEHİRCİLİK BAKANI MURAT KURUM’DU. AFYON’A ÖZEL İMTİYAZLAR TANINDI.

ALİ ÖZKAYA:

Doğru. Burcu Hanım da milletvekilliği döneminde buna engel olmuştu.

ODAK: AMA ŞİMDİ PROBLEM ELİMİZDE. DEPREM GERÇEĞİ VAR, MAHALLELERİN DURUMU ORTADA. YARIN BURCU HANIM “SAYIN VEKİLİM, BAKANINIZA GİDELİM, ÖNÜMÜZE DÜŞÜN” DESE NE YAPARSINIZ?

ALİ ÖZKAYA:

Hele bir gelsinler, ondan sonra konuşuruz. İmam-ı Şafii Hazretleri der ki, olmamış olaylara fetva verilmez. Afyon bizim şehrimiz. Vehbi Koç’un bir sözünü çok beğenirim: “Çeşme akarken testinizi doldurun. Belki çeşmede su kalmaz, belki testiniz kırılır.” Afyon’da Burcu Köksal öncülüğünde CHP ve bir emlakçı organizatör testiyi kırdılar. Deprem ve afet nedeniyle de çeşmenin suyu azaldı.

ODAK: O ZAMAN GELSELER DE BİR İŞE YARAMAYACAK.

ALİ ÖZKAYA:

Gelsinler, ondan sonra konuşuruz ne yapacağımızı.

ODAK: DİNAR GELDİĞİ İÇİN Mİ YARDIMCI OLDUNUZ?

ALİ ÖZKAYA:

Gelene kapımız açık.

ODAK: SİZ DİNAR’A “HAYIRLI OLSUN” DEDİNİZ.

ALİ ÖZKAYA:

Evet, çünkü karşılaştık. Bir göreve seçilen kişiye “Hayırlı olsun” denir. Bu bir nezaket kuralıdır.

ODAK: PEKİ, ARADAKİ ŞEY BİTMEYECEK Mİ? AMA HERKESİN ABİSİ SİZSİNİZ.

ALİ ÖZKAYA:

O zaman kardeş, abiye gelir ve der ki: “Abi, ben yanlış yaptım. Bu yanlışı düzeltelim. Günahı ben işledim. Siyaset için gaza geldim. Emlakçı benim hakkımda komplo kurdu. Yanlış yaptım, şimdi düzeltmeliyiz.” O zaman oturur, konuşuruz. Yanlış yapanlar da yanlış yaptığını kabul etmeli.

ODAK: ŞİMDİ SON GÜNLERDE İÇKİ BÖLGELERLE İLGİLİ TARTIŞMA VAR. SİZ DE ZAMAN ZAMAN BU KONUYA DEĞİNİYORSUNUZ. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÖNÜNE GELENE İÇKİLİ YER AÇMA İZNİ VERİYOR. O ZAMAN SUYU BAŞINDAN KESMEK LAZIM.

ALİ ÖZKAYA:

Turizm alanı dışındaki içkili alanların tespiti daha çok Belediye Meclisinin kararıyla olur. Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm alanı dışında kalan bir yere ruhsat veremez. Erenler’in göbeğinde bir yere vermişler. Et Balık’ın hemen girişinde, anayol caddesi kenarında, çok yüksek mevkide bir yere yine vermişler. Bakın, ne kadar yüksekse o kadar dikkat çekiyor. Ben size şöyle söyleyeyim. Siz turizm alanından ne anlıyorsunuz? Turizm Kanunu diyor ki; turizm alanlarının onlarca çeşidini sayıyor. En son yaptığımız mevzuat değişikliğiyle de tüm konaklama tesisleri Turizm Bakanlığı’na bağlandı. Eskiden otellerin bir kısmı belediyeye, bir kısmı Turizm Bakanlığı’na bağlıydı. Biz 2023’teki değişiklikle tüm konaklama tesislerini Turizm Bakanlığı’na bağladık. Ayrıca yol üzerindeki dinlenme tesisleri, yemek yeme tesisleri gibi belirli standartları taşıyan işletmeler, Turizm Bakanlığı’ndan iş yeri açma belgesi alabiliyor.

ODAK: KASTETTİĞİMİZ BU DİNLENME TESİSLERİ DEĞİL.

ALİ ÖZKAYA:

Gayet iyi biliyorum. Belirli standartlı iş yerleri Turizm Bakanlığı’ndan belge aldığında, Bakanlığın verdiği belgeler kırsal alanlar hariç kanunun gereğince o mekânda içki satmayı serbest kılıyor. Yanlış. Mesela ben hiç unutmam, bir il başkanları toplantısında Konya’dan bir hanımefendi kalktı, dedi ki: “Sayın Cumhurbaşkanım, Konya’daki üniversitenin yakınında şu bölgedeki bir tesise Turizm Bakanlığı lokanta izni verdi. Orası içkili mekân haline geldi. Belediyemiz bunu üniversite öğrencileri açısından uygun görmemişti.” Yani bu, sizin dediğiniz örnekle birebir aynı. Buradaki mesele şu: Bugün Afyon’da bir “Eskişehirleştirme” çabası var. İçkili mekânları tüm şehre yayma düşüncesi…

Eskişehir’de Porsuk Çayı’nın kenarında bir alan var. Lütfen gidin, görün. Eskişehir aslında şehircilik açısından çok parlak bir şehir değildir. Üniversite öğrencisi sayısıyla öne çıkar. Altyapısı sıfırdır. Veysel Hocam’ın Afyon’a yaptığı en büyük hizmetlerden biri Akarçay idi. Şimdi “Akarçay’ın etrafını da Eskişehir’in Porsuk Çayı gibi yapalım, içkili restoranlar, kafeler olsun, sabahlara kadar eğlence devam etsin” mantığı var, bu doğru değil.

Afbel Otel’e içki ruhsatı veriyorsunuz. Eski Et Balık Kurumu’nun tesislerinin olduğu yere de içki ruhsatı veriyorsunuz. Anladığım kadarıyla CHP’nin Genel Başkanı “rakıyı ucuzlatacağız, birayı ucuzlatacağız” diyor. Atatürk Orman Çiftliği bira fabrikasıyla Bomonti bira fabrikasının rekabeti gibi belediye tesisleri arasında da bira rekabeti olacak. “Hangi tesiste daha ucuz içeriz?” tartışması başlayacak. Afyon’da iş biraz oraya doğru gidiyor.

Bakalım ne olacak. Arkadaşlarımız sağ olsun, Murat Ekici’nin öncülüğünde bir hukuk mücadelesi veriyorlar. Belediye meclis üyelerimizi de buradan tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Mahmut Ekici Bey’in öncülüğünde ciddi bir mücadele yürütüyorlar. Biz de onların mücadelesine destek oluyoruz.

ODAK: MAHKEMEDEN BAHSETMİŞKEN… BERAAT KARARI VERİLDİ. SİZ O KONUDA “İSTİNAFTAN FARKLI BİR KARAR ÇIKACAK” GİBİ AÇIKLAMALAR YAPTINIZ.

ALİ ÖZKAYA:

“Çıkacak” gibi değil… Belki o ifade biraz amacı aşmış olabilir. Ama çıkmasını ümit ediyorum.

ODAK: MAHKEMEYE TALİMAT GİBİ ALGILANDI.

ALİ ÖZKAYA:

Asla öyle bir şey olamaz. Hiçbir makam, milletvekili de olsa, başka bir görevde de olsa mahkemeye talimat veremez. Kimsenin böyle bir yetkisi yok. Ama ben yaklaşık 35 yıldır avukatım, hukuk mesleğinde 38’inci yılım. Bu uzun bir süre.

“ALLAH’TAN BAŞKA KİMSEDEN KORKMAM”

ODAK: BENİM SORUMUN AMACI DA SİZİN BÖYLE BİR TALİMAT VERMEYECEĞİNİZİ BİLMEMDİ. AMA BU KONUDA AÇIKLAMA YAPMANIZ GEREKİYORDU.

ALİ ÖZKAYA:

Beni tanıyanlar bilir; ben bugüne kadar hayatımda bir tek hakimi arayıp “şöyle karar ver” dememiş bir adamım. Ne söyleyeceksem dilekçemde ve mahkemede söyledim. Allah’tan başka kimseden de korkumuz yok. Doğru bildiklerimizi söyleriz.

Bence mahkemenin verdiği karar baştan sona yanlış. Değerlendirme hatalarıyla dolu, kendi içinde çelişen bir karar. Belediye Başkanı daha ilk gün hataya düştü. 13.20’de yapılan aramada, belediye başkan yardımcılarının, müdürlerin ve eşinin huzurunda iki ayrı şirketin sahibi “hiçbir böcek yoktur” diye tespit yaptı. Ama akşam televizyona çıkıp “dört böcek, iki kamera bulundu” dedi. Ertesi gün yine dedi, ertesi gün yine dedi. Bunun neresinde doğruluk var? Bu düpedüz iftira.

Hukukçusunuz, 10-20 yıllık mesleki kıdeminiz var. Suç delillerinin imha edilemeyeceğini bilmeniz gerekiyor. Madem suç var, gizli kamera var, takip var; savcıya götürün, polise teslim edin. Devletin savcısı, hakimi, polisi var. Neden yapmıyorsunuz?

Sonra da tüm Türkiye’ye, Afyon’a “Belediye Başkanını gizli kameralarla takip ettiler” diye iftira atıyorsunuz. Bu düpedüz suç uydurmadır. Ardından da “pardon, bunu yok sayalım” diyorsunuz. Öbür taraftan Genel Başkan Yardımcınız tweet atıyor: “Afyon’un dehlizlerinde Belediye Başkanımıza tuzak kurdurmayız.” Yani tuzağı kendiniz kuruyor, kendiniz ortaya çıkarıyor, sonra da mağduriyet yaratıyorsunuz.

Bana göre suçun bütün unsurları var. Mahkeme yanlış değerlendirdi. İstinafta, dosyayı okuyacak her hakimin bozacağı kanaatindeyim. Ama onaylama ihtimali de var, o da mümkün. Benim sözlerim talimat değil, şahsi kanaatim. Karar yanlıştır.

Afyon Heyetinden Brüksel’de İş İnsanı Kökten’e Ziyaret
Afyon Heyetinden Brüksel’de İş İnsanı Kökten’e Ziyaret
İçeriği Görüntüle

>>>>Devamı yarın…

Kaynak: Kevser Atay-Gökhan Kocaaslan-Cemile Kaytan