Dünyada binde 1-3 oranında görülen spina bifida, Türkiye’de binde 3-5 sıklıkla daha yüksek oranda ortaya çıkıyor. Doğumsal anomaliler arasında konjenital kalp hastalıklarından sonra en sık rastlanan bu sağlık sorunu, her yıl binlerce bebeğin yaşamını etkiliyor. İstanbul Beykent Üniversitesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünden Op. Dr. İbrahim Alataş, erken teşhis ve fetal cerrahinin bebeklerin yaşam kalitesi için hayati önem taşıdığını belirtti.
Türkiye’de yıllık ortalama 3 bin 750 bebeğin bu hastalıkla doğduğunu aktaran Dr. Alataş, anne karnında yapılan cerrahiler sayesinde çocukların yürüyebilen, koşabilen ve zihinsel engeli olmayan sağlıklı bireyler olarak hayata katılabileceğini söyledi. “Spina bifida erken teşhis edildiğinde ve doğru yöntemlerle tedavi edildiğinde, çocukların geleceği tamamen değişebiliyor” ifadelerini kullandı.
ANNE KARNINDA AMELİYAT ŞANSI
Dr. Alataş, spina bifidanın gebeliğin 26’ncı haftasında yapılabilen fetal cerrahi ile tedavi edilebildiğini belirtti. “Bebeğin sırtındaki açıklık kapatılarak sinir sistemi korunuyor. Bu sayede çocuklar yürüyebilen, koşabilen ve zihinsel engeli olmayan sağlıklı bireyler olarak dünyaya gelebiliyor” ifadelerini kullandı.
TANI VE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Hastalığın gebeliğin erken dönemlerinde tespit edilebildiğini aktaran Dr. Alataş, 12-16’ncı haftalarda ultrasonla tanı konulabileceğini söyledi. 18-20’nci haftalarda ise beyin cerrahisi, çocuk cerrahisi, perinatoloji ve çocuk hastalıkları uzmanlarının yer aldığı bir konsey tarafından değerlendirme yapıldığını açıkladı. Fetal cerrahi için bebeğin bacak hareketlerinin bulunması, genetik anomali olmaması ve annenin ameliyata uygun olması gerektiğini vurguladı.
RİSKLER VE FAYDALAR
Fetal cerrahinin bazı riskler barındırdığını belirten Alataş, buna rağmen faydalarının öne çıktığını kaydetti. “Bebeğin sırtındaki yaranın erken kapanması sinir hasarını önler. Böylece motor ve zihinsel engellerden korunarak sağlıklı bir şekilde doğma ihtimali artar” dedi.
FOLİK ASİT EKSİKLİĞİ ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ
Spina bifidanın en önemli risk faktörlerinden birinin folik asit eksikliği olduğunu hatırlatan Alataş, Avrupa ve Amerika’da 18 yaş üstü tüm kadınlara günlük folik asit kullanımı önerildiğini, Türkiye’de ise genellikle gebelik başladıktan sonra takviyeye başlandığını belirtti. Bunun koruyucu etkinliği azalttığını söyleyen Alataş, tüm kadınların düzenli folik asit kullanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM VE UZMANLARDAN ÇAĞRI
Türkiye’de bilinçli gebelik ve düzenli folik asit kullanımının henüz yeterli seviyede olmadığını ifade eden Alataş, “Spina bifida tanısı alan gebelerin zaman kaybetmeden fetal cerrahi merkezlerine başvurması gerekir. Ameliyat kararı zor olsa da sağlıklı yürüyen bir çocuk görmek bu riske değerdir. Gebelik planlayan tüm kadınların folik asit kullanmaları ve düzenli kontrollerini aksatmamaları büyük fark oluşturur” diyerek çağrıda bulundu.