Yemek borusunun alt kısmındaki kasların gevşeyememesi ve kas hareketlerinin bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalık, her ne kadar nadir görülse de yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Prof. Dr. Gömceli, akalazyanın özellikle 25-60 yaş arasında daha sık görüldüğünü söyledi.

2203755

Alzheimer tedavisinde ilaç umudu
Alzheimer tedavisinde ilaç umudu
İçeriği Görüntüle

"YUTMA GÜÇLÜĞÜNÜ İHMAL ETMEYİN"

Prof. Dr. Gömceli, akalazyanın en önemli belirtilerini şu sözlerle anlattı: “Katı ve sıvı gıdalarda yutma güçlüğü, yiyeceklerin geri gelmesi, göğüs ağrısı ya da baskı hissi, sebepsiz kilo kaybı, gece öksürükleri ve boğulma hissi en sık karşılaşılan şikayetlerdir. Bu hastalık mide ekşimesiyle karıştırılabilir. Bu nedenle yutma güçlüğü şikâyeti olanların vakit kaybetmeden uzman hekime başvurması gerekir.”

ERKEN TEŞHİS TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRIYOR

Akalazyanın her yıl 100 bin kişiden yalnızca 1 ila 3’ünde görüldüğünü belirten Gömceli, erken evrede botoks uygulaması veya balonla genişletme gibi endoskopik yöntemlerle hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılabileceğini ifade etti.

KALICI ÇÖZÜM: CERRAHİ YÖNTEM

Hastalığın ileri evrelerinde ise cerrahi tedavinin devreye girdiğini söyleyen Gömceli, Heller miyotomi adı verilen kapalı ameliyatla yemek borusunun alt kısmındaki kasların gevşetildiğini belirtti. Bu yöntem sayesinde yiyeceklerin mideye daha rahat geçiş sağladığını aktaran Gömceli, “Ameliyat sonrası reflü riskini azaltmak için ek işlemler de yapılır. Hastalar genellikle 1-2 gün içinde taburcu edilir. İlk gün sıvı, ikinci gün yumuşak gıda ve 1-2 hafta içinde normal beslenmeye dönüş mümkündür” dedi.

Prof. Dr. Gömceli, erken tanının önemine vurgu yaparak yutma güçlüğünü önemsemeyen hastaların geç kalması halinde daha zorlu bir tedavi süreciyle karşılaşabileceğini hatırlattı.

Kaynak: İHA