Ülkücü İdealist insan demektir. Ülkü kelimesini Türkçeye hediye eden M. Kemal ATATÜRKtür. Peki gerçekte Ülkü nedir, hangi amaca hizmet etmektedir.

Türk İslam inancını yozlaştıran  arapçılara vedinbazlara ,Türküm diyemeyenlere fikren ve zikren teslim olmak mı?  1969 da 9 madde olarak yazılmış ve hiç güncellenmemiş bir parti programını doktrin olarak kabul edip asrın idrakine terennüm edememek mi…

‘’Esir Türklere hürriyet’’ diyerek başlatılan  ve İsmail Gaspralı’nin İşte Dilde,Fikir de işbirliği’’ diyerek Türk dünyasına verdiği o anlamlı güzel  mesaja gönül vermek mi;

12 Eylül öncesine kardeşi kardeşe düşürerek binlerce gencimizin istikbalini söndüren, bugünkü tarikatların ve cemaatlerin temelini oluşturan ABD’nin YEŞİL KUŞAK  Projesine hizmet etmek mi,

Veya komünizm tehlikesine karı verilen destanımsı mücadeleyi  dilden dile anlatarak  kahramanlık hikâyeleriyle oyalanmak, teselli bulmak mı?

Kendisi gibi düşünmeyenlere müsamaha göstermemek, muhalefet edenlere kaş göz oynatıp insanları korkutmak mı, Ülkücülük yalnız şurada, burada olur diye insanların ülkülerine, ideallerine, aklına, hakkın ve haddin olmadığı halde duvar örmek mi?

Şüphesiz ki ,bunların hiç birisi Ülkücünün özellikleri içerisinde değildir. Ülkücüyüm demek, sosyolojik, psikolojik alanlar da üstünlük sağlayan sağlam bir karekter yapısına sahip olmak demektir. Ülkücü Vatan, Bayrak sevdalısı insandır. Ülkücü üçyüz milyonluk Türk dünyasının günün birinde Gök bayrak altında toplanacağı günün hayaliyle yaşamaktır.

Ülkü kelimesi Atatürk'ün bizlere armağan etmiş olduğu kelimeyken, ülkücülük dediğimiz şey ise Türk Milliyetçiliğinin bir siyasi partiye indirgenmiş halidir.  Türk Milliyetçiliği Oğuz Han'dan, Mete'den, Atilla'dan, Alpaslan'dan, Osman'dan, Gaspıralı'dan, Akçura'dan, Gökalp'ten, Atatürk'ten, Atsız'dan ve daha nicesinden silsile yoluyla gelmiş dünya tarihinde ve coğrafyasında Türk milletinin var olmasının, büyük ve güçlü olmasının fikriyatıdır.

İşte bu fikriyat ki, ırkçılık yapmadan nesep ve sebepleri birleştirip ortak kültür ve değerler oluşturup, bunları geliştirerek milletleşmeyi, bağımsızlığı, refahı ve güçlü olmayı ülkü olarak sunar. Aynı fikriyat ve Atatürk'ün ülküleri, ülkücülüğüdür ki, Türkiye Cumhuriyeti devletini kurandır ve küresel sömürgenlerin zehrine, iç ve dış piyonlarına karşı tek panzehirdir.

Türkün, kendini Türk hissedenin ortak, esas ve ana fikriyatıdır. Bireyler, partiler, kurumlar Türk Milliyetçisi olabilir ama hiçbirine endekslenemez.’’ Ne mutlu Türküm diyene’’ her Türk Milliyetçisinin vazgeçemeyeceği düsturu olmalıdır.