1980’li yılların başında Türkiye’de idam cezası hâlâ yürürlükteyken, Afyonkarahisar Cezaevi’nde görev alan isimlerden biri, adı yıllar içinde bir efsaneye dönüşen "Cellat Apo" oldu.
Afyonkarahisarın dışlanmış ismi Cellat Apo ile ilgili bilinmeyenler haberimizde…
CEZAEVİNİN CELLAT ARAYIŞI
Dönemin cezaevlerinde kadrolu cellat bulunmadığı için infazlar öncesinde cellat arayışı başlardı. Afyonkarahisar’da da yaşanan bu durum, genç bir adam olan Abdurrahman’ın (nam-ı diğer Cellat Apo) kapısını çaldı. Daha önce küçük suçlardan cezaevine girip çıkan bu genç, polislerin teklifiyle "devlet görevi" sayılan cellatlık için ikna edilmeye çalışıldı. Önerilen 15 bin TL cazipti. İşsizlik, yoksulluk ve çaresizlik, onu bu teklife "evet" demeye mecbur bıraktı.
Ancak Apo’yu bekleyen asıl şok, infaz saatinde yaşandı. Urganı boynuna geçireceği kişi, cezaevi günlerinde kendisini koruyan, para verip destek olan koğuş arkadaşı Halil’di. Halil’in vedalaşırken “Ne olursa olsun elini kana bulama” sözleri, iki ay sonra yaşanacak trajedinin habercisiydi adeta. Zorla da olsa görevi tamamlayan Apo, aldığı parayla bir hayata tutunmak istedi. Ama vicdan azabı peşini bırakmadı. Günlerini birahanelerde, gecelerini pişmanlıkla geçirdi.
YENİ GÖREV, YENİ PİŞMANLIK
İlk infazın üzerinden yalnızca 15 gün geçmişti ki Apo tekrar çağrıldı. Bu kez Hüseyin Çaylı'nın idamı için pazarlık yaptı. 20 bin TL istedi, 18 bine razı oldu. İnfazın ardından soluğu İzmir'de aldı; parayı pavyonlarda harcadı, Afyon'a dönüş parasını zor buldu. Akşehir ve Isparta hapishanelerinde de infazlar onu bekliyordu. Her biri için pazarlık yapıldı, görev tamamlandı. Ancak ardından kimse onu bir daha aramadı.
Yıllar içinde altı kişiyi idam eden Cellat Apo’nun hayatı, pişmanlık, içki ve yalnızlıkla doldu. Vicdanını rahatlatmak için herkese sırrını anlattı. 1990’larda özel televizyonlarda röportajlar verdi. Ancak geçmişinin ağırlığı, onu giderek daha fazla içine çekti. Hanönü kahvelerinde yalnız dolaşır, çoğu zaman sarhoş halde görülürdü. Sonunda bu hayat yükünü taşıyamadı ve yaşamını yitirdi.
HİKÂYESİ SİNEMA VE EDEBİYATA TAŞINDI
Cellat Apo’nun trajik yaşamı sadece yerel hafızada değil, medya dünyasında da iz bıraktı. 2008 yılında Kadir İnanır’ın başrolünü oynadığı "Son Cellat" filmi, onun hikâyesinden esinlendi. Gazeteci Bengüç Özerdem de “Bir Celladın Anıları” adlı kitapta onun yaşamını sayfalara taşıdı.
Cellat Apo’nun hikâyesi, yalnızca bir infazcının değil; sistemin, yoksulluğun ve çaresizliğin içine sıkışmış bir insanın çığlığı olarak tarihe geçti. Onun hikâyesi, bir devrin adalet anlayışına ve insan psikolojisine ayna tutmaya devam ediyor.