Beslenme, yeterli sıvı alımı, sağlıklı bir nefes ve uykunun sağlam bir bağışıklığın dört temel unsuru olduğunu belirten Uzm. Dr. Kuğu, “Vücudumuzu bir arabaya benzetirsek, buna ne kadar kaliteli yakıt koyarsak o kadar güçlü olacaktır. Dolayısıyla bizim için de beslenme çok önemlidir. Sabah kahvaltısı yapmakta zorlanan çocuklar için alternatifler üretilebilir. Klasik bir kahvaltı yapılmıyorsa dahi bir çorba veya meyve ve süt ile güne başlanabilir” şeklinde konuştu.
Beslenmede mümkün olduğu kadar paketli gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Kuğu, “Çocukların beslenme çantasına sevecekleri gıdaların konulması gerekir. Birlikte yapılan poğaçalar, kurabiyeler çocuklar için teşvik edici olacaktır. Mevsim meyve ve sebzeleri tüketilmeli. Doğal probiyotikler şalgam, yoğurt, ev yapımı turşu, sirke çok kıymetlidir” dedi.
"SUSUZ KALAN ÇOCUKLAR DAHA SİNİRLİ OLABİLİYOR"
Okulda susuz kalan çocuklarda baş ağrısı ve agresyon gelişebildiğini vurgulayan Dr. Kuğu, “İyi bir bağışıklığın ikinci unsuru yeterli sıvı alımıdır. Ancak çocuklar okulda su içmeyi unutabilir. Mutlaka yemek aralarında öğretmenlerin çocuklara su içmeyi hatırlatması yerinde olur. Veliler de çocuğu okuldan aldığında onlara su vererek sıvı dengesini sağlayabilir” dedi. Sağlıklı bir bağışıklığın üçüncü unsurunun ise sağlıklı bir nefes olduğunu aktaran Dr. Kuğu, “Beslenmenin yanı sıra vücudun aynı zamanda kaliteli bir oksijene ihtiyacı vardır. Çocukların teneffüsleri dışarıda geçirmesi, -hava soğuk bile olsa, kısa süreli de olsa- bahçede dolaşmaları ve hareket etmeleri gerekir. Çocukların bulundukları ortam sık sık havalandırılmalıdır. Bunun dikkat süresini arttırdığı da kanıtlanmıştır” ifadelerini kullandı.
"UYKU VÜCUDUN TEMİZLİK ZAMANI"
Son olarak uykunun da sağlam bir bağışıklık için doğru saatlerde ve ortamda olması gerektiğini sözlerine ekleyen Dr. Özlem Kuğu, “Uyku vücudun temizlik zamanıdır, fizyolojik ve psikolojik arınma zamanıdır. Saat 11.00 ile 02.00 arası çocukların uykuda olması gerekir. Uykudan 2 saat öncesine kadar da mavi ekrandan uzak kalmak ve yemeyi kesmek gerekir” diye konuştu.
"ANTİBİYOTİK KULLANIRKEN PROBİYOTİK VERİLMELİ"
Hastalık sürecinde kullanılan antibiyotiklerin iyi ve kötü bakterileri yok ettiği için tedavi sürecinin probiyotiklerle desteklenmesi gerektiğine de dikkat çeken Dr. Kuğu, “Bir antibiyotiğin vücuttan atılması 3 ay sürüyor. Bu nedenle antibiyotik kullanımı durumunda eczanelerden alınan probiyotiklerle çocuk takviye edilmeli. Çocuklara sabah aç karna probiyotik, yemekten sonra ise antibiyotik verilerek bağışıklık sistemi desteklenebilir” diye konuştu.
"ÇOCUKLAR TAM İYİLEŞMEDEN OKULA YOLLANMAMALI"
Okula yeni başlayan çocuklar için ailelere önerilerde bulunan Dr. Kuğu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklar hiç okul öncesi dönemi yaşamadan 1. sınıfa başladığında hastalıklar nedeniyle akademik süreçte aksamalar yaşayabilir. Çocuğun burun akıntısı, öksürük, ishal gibi şikayetleri başladığında ateşlenmesine fırsat vermeden okula göndermeyip onu dinlendirebiliriz. Vücut en iyi dinlenerek iyileşir. Bu süreçte takviye edici vitamin grupları da verilebilir. Evcil hayvan beslemek, çocuğun dışarıda oksijen alması, toprakla oynaması önemli. Ailelerin kullandığı yumuşatıcılar, deterjanlar, temizlik ürünlerinin de yeşil ürün olarak tercih edilmesi gerekir. Özellikle alerjik çocukları olanlar buna dikkat etmelidir. Kimyasal temas mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Sağlığı korumak ve bulaş yollarını engellemek bizim elimizi güçlendirir. Çocukları tam iyileştiğinden emin olduktan sonra okula yollamalıyız.” AA