İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 22 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen grup toplantısında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimlerine ilişkin tebriklerini ileterek Kıbrıs Türklüğünün güvenliği ve KKTC'nin hukuk devleti niteliğinin korunmasının öncelik olduğunu vurguladı. Genel Başkan Dervişoğlu, KKTC’ye yönelik dış müdahalelere ve bazı Türkiye içindeki açıklamalara tepki göstererek, Türkiye’nin bu tür süreçlerde saygılı ve dikkatli bir tutum sergilemesi gerektiğini söyledi.

Genel Başkan Dervişoğlu, Suriye konusundaki gelişmelere de değinerek, Şam yönetimi ile YPG arasındaki görüşmeler ve TBMM’ye gelen tezkerelere ilişkin üç temel soru yöneltti; SDG-YPG’nin entegrasyonunun fiili durumu, Türkiye’nin olası anlaşma sonrası tampon bölge ve sınır güvenliği hakları ile Suriye’ye yapılması gündemde olan stratejik yardım ve bu yardımın denetimi konularında teminat insist etti. Bu çerçevede Türkiye gözetiminde mekanizmaların kurulmasının zaruri olduğunu belirtti.

KUZEY KIBRIS VE SEÇİMLERİN ÖNEMİ

Genel Başkan Dervişoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yeni seçilen Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı tebrik ederek, Kıbrıs Türklüğünün can ve mal güvenliğinin, hukukun üstünlüğünün birlikte sağlanmasının şart olduğunu söyledi. KKTC’nin kötü eğilimlerin odağı haline gelmemesi gerektiğini; mafya, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve kara para faaliyetlerinin adeta sığınak haline gelmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Seçimlerin bağımsız devlet iradesinin tecdit edilmesi açısından kıymetli olduğunu ifade eden Genel Başkan Dervişoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı’nın atanmış bir yönetici değil, seçilmiş bir devlet başkanı olduğunu ve Türkiye’nin de bu bağımsızlığa saygı göstermesinin öncelikli olduğunu dile getirdi.

BEKA SÖYLEMİ VE ELEŞTİRİLERİ

Genel Başkan Dervişoğlu, “beka” kavramının siyaset zemininde hoyratça kullanıldığını belirterek, beka söyleminin araçsallaştırılmasına tepki gösterdi. Beka kavramının samimi ve doğru bir bağlamda korunması gerektiğini, aksi hâlde bu söylemin kirli ilişkileri meşrulaştırmaya hizmet edebileceğini söyledi.

Devlet aklı ve ahlakı ekseninde söylem üretilmesini isteyen Genel Başkan Dervişoğlu, beka söyleminin sırf menfaat temizileme amacıyla kullanılmasına karşı uyarıda bulundu.

SURİYE, SDG-YPG VE TEZKERELER ÜZERİNE SORULAR

Genel Başkan Dervişoğlu, Suriye’deki gelişmeler ve TBMM’ye gelen tezkereler bağlamında üç net soru yöneltti: SDG-YPG birliklerinin Suriye ordusuna entegrasyonunda komuta yapılarının nasıl korunacağı; Türkiye’nin sınır ötesi harekât ve tampon bölge hakkının muhatap anlaşmalarda garanti altına alınıp alınmayacağı; ayrıca Şam’a verileceği iddia edilen stratejik mühimmatın (hava savunma, İHA, elektronik haberleşme) denetimi ve bu ekipmanların mahiyeti konularında güvence olup olmadığı.

Bu konularda Türkiye gözetiminde işlerlik kazanacak mekanizmalar kurulmadığı takdirde zafiyetlerin çıkacağını, bunun Türkiye için kabul edilemez olduğunu ifade etti ve TBMM’nin konuyu yakından izlemesi gerektiğini vurguladı.

EKONOMİ YÖNETİMİ VE YOLSUZLUK İDDİALARI

Konuşmasında ekonomi yönetimini sert biçimde eleştiren Genel Başkan Dervişoğlu, kamu kaynaklarının ve devlet kurumlarının yönetiminde ciddi zafiyetler, kayırmacılık ve yolsuzluk iddiaları olduğunu söyledi. Ticaret Bakanlığı örneğinden, Merkez Bankası ve çeşitli kurumlara kadar uzanan iddiaları hatırlatarak, bu durumun devlet kurumlarının itibarını zedelediğini kaydetti.

Merkez Bankası ile ilişkili ihalelerde ve bazı kamu alımlarında usulsüzlük iddialarının bulunduğunu, bunun araştırılması ve hesap sorulması gerektiğini belirten Genel Başkan Dervişoğlu, kamu denetiminin artırılması yönünde çağrıda bulundu.

21 Ekim Köşe Ve Bloglarda Neler Var?
21 Ekim Köşe Ve Bloglarda Neler Var?
İçeriği Görüntüle

MERKEZ BANKASI, FİNANSAL SKANDALLAR VE BORSA MAĞDURİYETİ

Genel Başkan Dervişoğlu, Merkez Bankası yönetiminde yaşandığı iddia edilen usulsüzlüklerin ve bazı üst düzey atamalara ilişkin soru işaretlerinin hükümetin hesap verilebilirliğini zayıflattığını söyledi. Bankalararası Kart Merkezi ve yazılım ihalelerine ilişkin iddiaların devletin zararına yol açtığını; bu tip konuların detaylı şekilde araştırılması gerektiğini ifade etti.

Ayrıca piyasadaki dalgalanmaların ve manipülasyon iddialarının milyonlarca küçük yatırımcının birikimlerini erittiğini vurgulayan Genel Başkan Dervişoğlu, Türkiye Varlık Fonu, Merkez Bankası, SPK ve ilgili tüm aktörlerin TBMM tarafından denetlenmesi talebini yineledi ve meclis araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu.

ÇİFTÇİ, TARIM POLİTİKALARI VE DESTEKLER

Genel Başkan Dervişoğlu, tarımsal desteklerin yetersizliğine dikkat çekerek, 2006 Tarım Kanunu’na göre çiftçiye milli gelirin en az yüzde 1’i oranında destek verilmesi gerektiğini hatırlattı. Mevcut desteğin bu oranın çok altında kaldığını, bunun da tarım sektöründe üretimi baltaladığını söyledi.

Tarım politikalarındaki tercihlerin ithalatı teşvik ettiğini, yerli üretimi ve hayvancılığı zayıflattığını savunan Genel Başkan Dervişoğlu, çiftçinin desteklenmesi gerektiğini ve üretimi önceliklendiren bir bütçe anlayışı talep etti.

2026 BÜTÇESİ, TORBA YASA VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Genel Başkan Dervişoğlu, TBMM’ye sunulan 2026 bütçesini “tükeniş bütçesi” olarak nitelendirerek gelir-gider tahminleri ile bütçe açığı öngörülerinin gerçekçi olmadığını, bu rakamlarla enflasyon hedeflerinin tutturulmasının mümkün görünmediğini savundu. Bütçenin milletin sırtına yeni yükler ve tasarruf adı altında daraltıcı önlemler getirdiğini iddia etti.

Torba yasa düzenlemelerinin ise geniş kesimleri doğrudan etkileyecek vergiler ve yükler içerdiğini; genç girişimci desteğinin kaldırılması, prim teşviklerinin azaltılması gibi kararların istihdam ve üretimi olumsuz etkileyeceğini belirtti. Genel Başkan Dervişoğlu, bütçenin gerçekçi ve adil bir toparlanma planı içermesi gerektiğini söyledi.

ADALET, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE TOPLUMSAL VİCDAN

Genel Başkan Dervişoğlu, yargı süreçlerinin siyasallaştığı ve adalet duygusunun zedelendiği eleştirisinde bulunarak, tutukluluk uygulamalarının tedbir olmaktan çıkıp cezaya dönüşmemesi gerektiğini söyledi. Belediye başkanları ve diğer siyasetçilere yönelik soruşturmaların kamu vicdanını yaralayıcı biçimde yürütülmemesi gerektiğini vurguladı.

Adaletin herkes için gerektiğini, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, tutukluluk dışındaki tedbirlerin daha fazla kullanılması gerektiğine dikkat çekti.

TOPLUMSAL BİRLİK, KİMLİK POLİTİKALARI VE UYARILAR

Genel Başkan Dervişoğlu, toplumsal provokasyonlara ve kimlikler üzerinden ayrıştırıcı siyasete karşı uyarıda bulundu; Cumhuriyetin temel değerleri, kardeşlik ve eşitlik vurgusunu tekrar etti. Herhangi bir kimlik üzerinden ayrıştırmanın ülkeye zarar vereceğini, Cumhuriyet’in niteliklerinin korunması gerektiğini söyledi.

Konuşmasını milletin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaparak sürdüren Genel Başkan Dervişoğlu, partililerine ve misafirlere teşekkür etti, grup toplantısını onurlandıranları selamlayıp konuşmasını sonlandırdı.

Kaynak: GAMZE KARABULUT