Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Petek Şarlak Konya, HIV ve AIDS hakkında merak edilenleri açıklayarak hastalığın güncel durumuna ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Birleşmiş Milletler (UNICEF) verilerine göre 2024 yılında dünyada HIV ile yaşayan 40,8 milyon kişinin 2,42 milyonunu çocuklar oluştururken, her gün yaklaşık 712 çocuk HIV ile enfekte oluyor. Bu çocuklardan yaklaşık 250’si HIV’e bağlı tedaviye erişimdeki sorunlar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Dünya genelindeki HIV verilerinin hâlâ ciddi bir tabloya işaret ettiğini belirten Doç. Dr. Konya, özellikle erken tanının ve düzenli tedavinin HIV pozitif bireylerin yaşam kalitesini tamamen normale taşıyabildiğini ifade etti. AIDS’in artık ölümcül bir hastalık olmaktan çıktığını vurgulayan Konya, doğru tedaviyle HIV’in kontrol altına alınabildiğini söyledi.

HIV NEDİR VE NASIL BULAŞIR?
HIV’in bağışıklık sisteminin kritik öneme sahip CD4 T-lenfositlerini hedef aldığını ve tedavi edilmediğinde bağışıklık sistemini zamanla zayıflattığını belirten Doç. Dr. Konya, AIDS’in ise tedavi almayan bireylerde gelişen son evre olduğuna dikkat çekti. Günümüzde düzenli ilaç tedavisi sayesinde HIV ile yaşayan bireylerin AIDS evresine ilerlemeden sağlıklı bir yaşam sürebildiğini ifade etti.
Konya, HIV’in tokalaşma, aynı bardak veya tabak kullanımı, öksürük, sarılma, sinek ısırığı ya da ortak tuvalet kullanımıyla bulaşmadığını vurguladı. En yaygın bulaşmanın korunmasız cinsel ilişki ve ortak enjektör kullanımıyla gerçekleştiğini belirterek, HIV pozitif anneden bebeğe gebelik, doğum veya emzirme sırasında da virüsün geçebildiğini söyledi.

BELİRTİLER, TANI VE HASTALIĞIN SONUÇLARI
HIV enfeksiyonunun her bireyde aynı seyri göstermediğini belirten Doç. Dr. Konya, bazı hastalarda bulaştan 2–4 hafta sonra grip benzeri belirtiler görülebileceğini, bazı kişilerde ise yıllarca belirti ortaya çıkmayabileceğini söyledi. İlerleyen dönemlerde gece terlemesi, kilo kaybı, sık enfeksiyonlar ve lenf bezlerinde büyüme gibi bulguların ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Tanının kan testiyle konulduğunu belirten Konya, 4. nesil ELISA testi ile HIV antikoru ve p24 antijeninin birlikte değerlendirildiğini, pozitif sonuçlarda doğrulama testlerinin uygulandığını hatırlattı. Bağışıklığın ciddi derecede zayıfladığı AIDS döneminde tüberküloz, mantar enfeksiyonları, PCP pnömonisi, bazı kanser türleri ve kaposi sarkomunun görülebileceğini söyledi.

TEDAVİ VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
AIDS’in tedavisinde antiretroviral (ART) ilaçların kullanıldığını belirten Konya, bu ilaçların virüsü baskılayarak bağışıklığı güçlendirdiğini, düzenli kullanıldığında ise kandaki virüs miktarını saptanamaz düzeye indirebildiğini vurguladı. Düzenli tedaviyle HIV pozitif bireylerin toplum içinde tamamen normal bir yaşam sürdürebildiğini belirtti.
Korunmada güvenli cinsel ilişkinin, tek eşliliğin, düzenli HIV testinin ve enjektör/şırınga paylaşmaktan kaçınmanın önemine dikkat çeken Konya, kan ve kan ürünlerinin mutlaka taranmış olması gerektiğini söyledi. HIV pozitif annelerde gebelik sürecinde uygulanan tedavinin bebekler için koruyucu olduğuna değinen Konya, yüksek riskli bireylerde koruyucu ilaç (PrEP) ve temas sonrası ilk 72 saat içinde uygulanan PEP tedavisinin etkili yöntemler olduğunu ifade etti.




