Bu yazıyı Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı okusa...
Eminim ki duygulanır ve bu konuda kimler duyarsız kaldılar ise, gereğini yapar.
En azından...
Bundan sonra hiç bir anne böyle bir sıkıntı yaşamaz.
Çünkü...
O’da bir anne.
Çaresiz kalmış bir annenin içinin nasıl parçalandığını, evladı için nasıl kendi canını seve seve verebilecek olduğunu ancak ve ancak sadece anneler anlayabilir.
Bizler babalar olarak, anneler kadar duyarlı olamıyoruz maalesef.
*
Anlatacağım olayda bazı makamlarda oturan erkek egemen yöneticilerin, bir anneyi nasıl perişan ettiğini ve çaresiz bıraktıklarını öğrenmiş olacaksınız.
İsmi bizde mahfuz bir bebek.
İkiz bir bebeğin kardeşi.
Erken doğum nedeniyle bebekte akciğer gelişimi sıkıntılı.
Doğumdan sonra aylarca kuvözde kaldı.
İkizlerden diğeri, nispeten daha iyi durumda.
Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesinin çocuk bölümündeki hekimler bu bebeğimiz için adeta çırpındılar, hayatta tutabilmek için.
Bu bebeğimizin sağlığına tamamıyla kavuşturulması, ilimizdeki imkanlar ile mümkün olamıyordu.
Mutlaka bir üst düzeyde hastane ve hekimler tarafından gereği yapılmalıydı.
AFSÜ Hekimleri, Başhekimi el birliği ile araştırdılar.
İstanbul’da bir özel hastane de bu bebeğimiz için bir umut ışığı görüldü.
Orasıyla görüştü AFSÜ hekimleri.
Oradaki üç hekim...
Allah razı olsun onlardan.
Dediler ki...
‘Biz bu bebeğimiz için elimizden geleni yaparız. 5 kuruşta talep etmeyiz hekim olarak. Ne gerekirse yaparız.’
Bu sözler hem AFSÜ Hekimlerini, hem de aileyi çok mutlu etti.
Geçtiğimiz ay bebeğimizin İstanbul’a nakli için gerekli prosedürler tamamlandı.
Afyonkarahisar Sağlık Müdürlüğünün ilgilileri il dışı nakil için ambulans tahsisini yaptılar.
Bu nakil öyle normal bir nakil değil.
Bebek oksijensiz yaşayamaz halde. Başında da özel bir doktorun bulunması şart.
Sağlık Müdürlüğünün önceki yöneticileri bu tür nakiller için bazı ambulanslara kuvöz bile almışlardı.
İşte bu özel kuvözlü ambulansa, bir doktor görevlendirildi ve bebeğimiz İstanbul’a götürüldü.
Sevk sorunsuz olarak yapıldı.
Orada gerekli tedavinin ilk aşaması yapıldıktan sonra bebeğimiz Afyona geri geldi.
Geçtiğimiz hafta tekrar aynı şekilde nakil gerekiyordu.
AFSÜ hekimleri sevk işlemlerini yaptılar.
Onlar yaptılar ama, ambulansı vermedi Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürlüğü.
Kendilerine göre bir sürü sebep sıraladılar.
Aile ne yapacağını şaşırdı.
Sağlık ile ilgili konu olduğu için AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Hasan Arslan’a ilettiler konuyu.
O söz verdi.
Ama sonra geri döndü ve dedi ki aileye...
‘Sizin bu işlem Afyonkarahisar’da rahatlıkla yapılabiliyormuş, İstanbul’a götürmenize gerek yokmuş.’
AFSÜ Hekimleri ‘Hayır Afyonkarahisar’da hiç bir hastanede bu yapılamaz. Mutlaka İstanbul’a gitmesi gerek. Takipli hasta’ deseler de çok bilen bazı ilgililer direndikçe direndiler.
Ve sonuçta...
Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürlüğü ambulansı vermedi.
Anne perişan.
Aile çaresiz...
Sonunda özel bir ambulans ile götürülmesine karar verdi aile.
Afyonkarahisar’daki özel hastanelerin ambulanslarının da bu nakil için uygun donanımda olmadığı öğrenildikten sonra İstanbul’dan bir özel ambulans firması ile 50 bin TL ye anlaşıldı ve ambulans Afyonkarahisar’a gelerek bebeği aldı ve götürdü.
Orada gerekli tedavi yapıldıktan sonra bebeğimiz Afyona getirildi.
Allaha şükür şimdi bebeğin durumu iyi.
Aile 50 bin TL ambulans bedelini ödemek için ne yaptı biliyormusunuz?
Otomobillerini satmışlar.
‘Evladımız için feda olsun’ demekteler.
Ama bir soru soruyorlar şimdi...
Geçen ay Afyonkarahisar Sağlık Müdürlüğü bu konu için ambulans tahsis ederken, şimdi ne değişti de ambulans verilmedi?
Bir inatlaşma nedeniyle mi 11 aylık bebeğin sağlığı hiçe sayıldı?
*
Cumhurbaşkanımız duymasın...
Bana bu olay anlatıldığında inanamadım.
Sonra araştırdım ve doğru olduğunu kulaklarımla duydum.
Ve çok üzüldüm.
Vicdan sahibi herkes üzülür.
Ya o bebeğimizin ailesinin satacak otomobili olmasaydı...
Ne olacaktı?
Bebek göz göre göre ölüme mi terk edilecekti?
Sağlık Bakanlığımız yüzlerce ambulans aldı.
Pek çok helikopterimiz var.
Ne için tüm bunlar...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuyu duysa, hepinizi görevden almaz mı?
Ey AK Partinin Afyonkarahisar’daki sağlığının başındaki Mehmet Ali Tekik efendi !
Bırak hemşirelerin odalarında gece vakitleri gezmeyi de, işe yarayacaksan bu tür konulara el at, gereğini yap.
Başhekimin odasında yayıla yayıla oturacağına, nerede ne sıkıntı var onu öğren en azından da, gereği için yukarıları harekete geçir.
*
Neydi derdiniz?
Siyasi rant uğruna Afyonkarahisar Sağlığını hallaç pamuğu gibi lime lime ettiniz...
Taraf etrafınızdan üç beş kişiyi hastaneye işçi olarak aldırabilmek için miydi bunca hengame?
Ya da, bizlerin bilmediği rantlar mı var sağlıkta da bu kadar fırtına çıkardınız?
Merak ediyorum doğrusu...
Neydi derdiniz?
Rahat battı galiba...
*
Davul kimdeyse, tokmakta onda olmalı...
Başta bu sıkıntı olmak üzere son haftalarda yaşanan sıkıntıların başında 112’nin başının boş olmasının yattığını elbette ilgililer iyi biliyorlardır.
Şimdi çıkıp birisi, 112’nin başında şu var, bu var falanda demesin.
Kişiler ile derdimiz yok.
İnatlaşmalar ile, tecrübesizlikler ile derdimiz var.
Siyasilere bir şey olmuyor.
Olan halkımıza oluyor.
Bu konuda bugünlük son not...
Burnunu her konuya sokan bazıları, sağlıktan bari uzak durun.
Bırakın Sağlık Müdürü Dr. Hakkı Öztürk rahatça işini yapsın.
Kimlerle çalışmak istiyorsa onlarla çalışsın.
Davul O’nun omzunda, tokmak sizin elinizde olmayıversin.
Bari sağlık konusunda verin tokmağı, davul kimin omzundaysa O’na.
*
*
*
Günün sözü