İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, iktidarın söylem ve uygulamalarına yönelik eleştirilerini sert bir dille dile getirdi. Bazı iktidar mensuplarının köy gezilerini siyasi başarı olarak lanse etmesini eleştiren Olgun, devlet yönetiminin sadece adım sayısıyla değil, atılan adımların halka ne kattığıyla ölçülmesi gerektiğini söyledi.
“SÖZ ÇOK AMA ÇÖZÜM YOK”
Olgun, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Devlet yönetimini ayak izine indirgeyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Birileri harıl harıl köy gezdiğini anlatıyor, neredeyse vatandaşın çay saatine kadar rapor tutacaklar. Ama millet artık kaç köy gezdiğinizle değil, kaçına umut götürdüğünüzle ilgileniyor. Yol yürüyorsunuz da ne oluyor? Sırtınızda memleketin derdine derman projeler mi var, yoksa boş vaatlerle dolu klasörlerle mi geziyorsunuz?”
“HALKIN SOFRASINDA KAYBOLUYOR”
Enflasyon ve ekonomik hedeflere ilişkin açıklamalara da tepki gösteren Olgun, vatandaşın günlük yaşam mücadelesiyle iktidarın gündemi arasında büyük bir uçurum olduğunu vurguladı:
“Milletin cebinde kalan son bozuklukla markette gram hesap yaptığı bir ülkede hâlâ enflasyon hedefi anlatan bir anlayış ya teraziyi bozmuştur ya da teraziyi tutanı umursamıyordur. 23 yıl geçti, hâlâ 'yapacağız' demek halkın aklıyla alay etmektir. Sanki milletin hafızası silik, sabrı sonsuz…”
“YANGINI KİM SÖNDÜRECEK?”
İktidarın dış politika gerekçeleriyle iç sorunları gölgelemeye çalıştığını savunan Olgun, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sıkıntılarla boğuştuğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Komşu coğrafyalar ateş çemberinde olabilir ama içerisi gül bahçesi mi? Dışarıda barut varsa, içeride biber gazı eksik mi? Vatandaş pazarda yanıyor, mutfakta kavruluyor, faturayla tutuşuyor. İçerideki enflasyon da, güvensizlik de sınır tanımıyor. Bu tablo sadece dış gelişmelerin değil, yıllardır süren savrulmuş politikaların doğrudan sonucudur.”
“YOL DEĞİL, YÜK YÜRÜRÜZ”
Milletvekili Olgun, açıklamasının sonunda iktidara çağrıda bulunarak şu sözlerle dikkat çekti:
“Biz bu siyaseti yol yürür gibi değil, yük taşır gibi yapıyoruz. Her adımımızda milletin derdi var; her sözümüzde milletin hesabı. Elinizde sadece köy listeleriyle değil, çözüm reçeteleriyle dolaşın. Ayak iziniz çoksa da, milletin yüreğine dokunamadıktan sonra, o yürüyüş sadece toz kaldırır, umut değil.”