Türkiye'nin doğurganlık hızının 2,1'in altında kalması, nüfusun yaşlanmasını ve stratejik riskleri beraberinde getiriyor. TÜİK projeksiyonlarına göre, Türkiye'nin nüfusu 2050'lere kadar yavaş bir artış gösterecek ancak 100 milyon hedefine ulaşmadan düşüşe geçecek. 2023'te %10,2 olan 65 yaş ve üzeri nüfusun 2050'de %17,6'ya çıkması bekleniyor. Bu demografik değişim, çalışma düzeninin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin sarsılması ve ekonomik dinamizmin azalması gibi sorunları beraberinde getirebilir. Tarihçi Erhan Afyoncu, Türkiye'nin bu demografik yapısıyla “Anadolu'nun en yaşlı milletlerinden biri” haline geleceğine dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, nüfus artışındaki düşüşü "savaştan daha ciddi bir tehdit" olarak nitelendirerek konuya olan hassasiyeti vurguladı.

Başkan Köksal: "Çiftçilerimiz Helal Lokmanın Temsilcisidir" Başkan Köksal: "Çiftçilerimiz Helal Lokmanın Temsilcisidir"

Nüfus Politikaları ve Sosyal Destek

Doğurganlık hızındaki düşüşü tersine çevirebilmek için sürekli ve etkili nüfus politikalarına ihtiyaç duyuluyor. Fransa'nın aile dostu politikaları, doğurganlık hızını artırmada başarılı bir örnek teşkil ediyor. Türkiye'de ise, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2024-2028 Vizyon Belgesi ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın “Demografik Nüfus Yüksek Kurulu” gibi girişimlerle çözüm arayışları hız kazanmış durumda. Ancak, maddi teşviklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların iş-yaşam dengesinin sağlanması ve kaliteli çocuk bakım hizmetlerinin sunulması da kritik önem taşıyor. Prof. Dr. İlknur Yüksel Kaptanoğlu, doğurganlık politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olması gerektiğini vurguluyor.

Bir Varoluş Mücadelesi

Türkiye’nin geleceği, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin sorumluluğundadır. Nüfus artışındaki düşüş, kültürel, ekonomik ve toplumsal dengeler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu durumu tersine çevirebilmek için acil ve kapsamlı nüfus politikalarına ihtiyaç duyuluyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin geleceği, genç ve güçlü bir toplumdan yaşlanan ve küçülen bir topluma dönüşebilir.

Kaynak: GAMZE KARABULUT