İnsanlara güvenmeyin bana kalırsa…

Hatta bazen kendinize bile...Öyle bir gün gelir ki ters köşe olduğunuzda tamiri zor derin hayal kırıklıklarıyla iç içe bulabilirsiniz kendinizi...

Ve sizin masum, koşulsuz güveniniz sadece unutamayacağınız bir anı olarak kalır.

Kimseyle tartışmaya da girmeyin mesela zira bu sadece karşınızdaki muhatabınızı mutlu eder...

Bir insanın kuyruğuna basın nasıl bir hal alıyor bakın, soğukluk mu?

Yoksa problemi çözmeye yönelik mi? İşte tam buradaki samimiyet beni hiçbir zaman yanıltmadı.

Siz kendinize ne kadar sahip çıkarsanız,o kadarsınız mesela.

Ne mi demek istiyorum?

Önce kendinize sahip çıkın, kendinize değer verin. Hatta ilk ve en çok kendinize güvenin.

Her söylenene inanmayın mesela; sizi yargılayanlara kulak asmayın bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama zaman dediğimiz kavram her yazıda söylediğim gibi; burada da karşımıza çıkıyor maalesef zamana bırakın ve gün gün kendinizi aşılayın, sakin kalmayı deneyin sinirlenmek sadece 5 saniye… Sizden ne gittiğine bakın.

Çarpıntı, sinir, öfke, hırs,gözyaşı, titreme, baş dönmesi vb…Sadece 5 saniye düşünürseniz karşınızdaki kişinin sizin için ne kadar değerli olduğunu anlamanız uzun sürmeyecektir.

Peki, bana sorun sen başardın mı diye…

Hayır!

Ben yıllardır arkadaşlarımla dertleşirim nasihat verir, nasihat alırım ama; ben nasihattan değil musibetten anlayan insan olduğum için başıma gelmeden anlayamam, anlamam. Bende tahammül sınırları tükenmiş olsa gerekli, bazen en ufak şeye sinirlenir olmuşum… Öyleyse size söylediğim gibi ben de 5 saniye düşünsem aslında boşuna olduğunu anlayacağım ama; birden gözüme inen perdeyle ne olduğunu anlamıyorum, birden kendime hakim olamıyorum.

Şimdi siz de diyeceksinizki bize ne bundan ama; eminim ki sadece ben değil yurdumun insanının yüzde 95’i sinir krizi geçiriyor benim gibi. Kalan yüzde 5’i ise rabbim onlara güzel sabır vermiş gerçekten ben de onlar gibi olmayı çok isterdim. Olumlu yönünü düşünmeyi çok isterdim, pozitif bakmayı güler yüzlü olmayı gerçekten çok isterdim ama; sanırım ben artık insanların en ufak mimiklerinden ne demek istediğini anladığım için samimiyetimi kaybediyorum.

Şimdi gelelim konunun asıl amacına güvendi dimi işte, güveni bir kalemde bile anlatamıyorken düşündükçe sinirleniyorken bir güvenden nasıl bahsederiz kalem bile yazmak istemezken ben nasıl anlatayım.

Konumuz bence öfkeyle kalkan zararla oturur olsun ne de olsa ikisini birbirine bağlayan bu konu hepimizin ortak düşünceleri nihayetinde. Benim siyasetim halkın iç sesi, duygu ve düşünceleri. Ben insanları dinlerken ya da insanlar beni dinlerken, insanların aslında davranışlarının ne kadar doğal olduğunu göstermektir asıl çabası. Fakat sinirlenince insanlar düzelmiyor ya da sen bağırdığında değişen bir şey olmuyor. Sen sadece sinirlendiğinle kalıyorsun ve bu sana hastalık olarak geri geliyor. Seninki senden gidiyor da haberin bile olmuyor. Yıllar sonra tek düşündüğün şey ne boş boş şeylere üzülmüşüm diyorsun. Biz de öfkelendiğimizde sakinlik nedir bilmiyoruz maalesef sadece o an beynimizden akan kaynar sular… Tek düşündüğün şey acısını başkasından alman oluyor.