Atatürk Kongre Merkezinde, AKÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu ile Filistinli Siyasi Yönetici Süheyl el Hindi’nin konuşmacı olarak yer aldığı konferansa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker ile birlikte akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
“Duygusallıktan uzak, rasyonel gündemler oluşturmalıyız”
Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu, Filistin meselesinin kamuoyunda sıkça gündeme gelmesine rağmen, genellikle duygusal bir zeminde ele alındığı için kalıcı ve etkili çözümler üretilemediğini ifade etti. Koyuncu, Filistin konusunda somut adımlar atılabilmesi için konuşma, okuma ve düşünme becerilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Koyuncu, duygusal tepkiler yerine rasyonel ve stratejik yaklaşımlar geliştirilmesinin önemine dikkat çekerek, bilgi üretimi sürecine ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti. “Sorunları nasıl çözebileceğimize dair düşünmek, daha gerçekçi sonuçlara ulaşmamızı sağlar” dedi. Sosyal bilimlerin bilgi üretimindeki rolüne de değinen Koyuncu, sosyal bilimcilerin elde ettiği verilerin çoğu zaman istihbari nitelik taşıdığını söyledi. Toplumların hassas noktalarına yönelik müdahalelerin genellikle sosyal bilimler üzerinden şekillendiğini ifade eden Koyuncu, bilgi üretiminde yaşanan eksikliklerin önemli bir zafiyet oluşturduğunu ve bu alanda Türkiye’nin ciddi bir İsrail uzmanı bulunmadığını dile getirdi.
“Yom Kippur, İsrail’in ilk ciddi darbe aldığı savaş”
Filistin-İsrail mücadelesinin tarihsel sürecine de değinen Koyuncu, 14 Mayıs 1948’de İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiğini ve 15 Mayıs’ın Filistinliler tarafından “Nekbe” yani “Büyük Felaket” olarak anıldığını ifade etti. Koyuncu, bu tarihten itibaren Arap-İsrail savaşlarının başladığını belirterek şunları kaydetti:
“1956’da Süveyş Krizi, 1967’de Altı Gün Savaşı yaşandı. Bu savaşın kaybedilmesinde dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır’ın damadının İsrail’e bilgi sızdırması etkili oldu. 1973 Yom Kippur Savaşı ise İsrail’in ilk kez ciddi bir darbe aldığı savaş olarak tarihe geçti. 1978-1979 yıllarında yapılan Camp David Anlaşmaları ile Mısır, ABD etkisine girerek İsrail’i tanıdı. 1980’lerin başında Lübnan iç savaşı ve ardından Sabra ile Şatilla katliamları yaşandı. 1988’de Birinci İntifada, 2000’de Lübnan işgalinin sona ermesi ve Hizbullah’la yaşanan çatışmalar, 2006’da İsrail-Hizbullah Savaşı ve son olarak 7 Ekim 2023’teki saldırılarla süreç devam etti.”
“Gazze halkı, zulme çıplak ayaklarla direnerek büyük bir mücadele örneği sergiledi”
Filistinli Siyasi Yönetici Süheyl el-Hindi ise Gazze’de yaşanan insani dramı anlattı. Gazze’nin, dünya haritasında neredeyse görünmeyecek kadar küçük bir bölge olduğunu vurgulayan el Hindi, bu küçük coğrafyanın Filistin topraklarının üçte birini oluşturduğunu belirtti. Hindi, “Gazze halkı tüm zorluklara ve kısıtlı imkânlara rağmen zulme karşı çıplak ayaklarla direnerek büyük bir mücadele örneği sergiledi” dedi. Gazze’deki eğitim ve sağlık altyapısının hedef alındığını da vurgulayan el Hindi, “Gazze’de üniversiteler ve okullar tamamen yıkıldı. 10 binden fazla öğrenci şehit oldu. 800’ü aşkın öğretmen ve akademisyen hayatını kaybetti. 150’den fazla doktora suikast düzenlendi. 400’ün üzerinde sağlık çalışanı saldırılarda zarar gördü” diye konuştu. Süheyl el-Hindi, Gazze’de fiziki olarak her şeyin hedef alındığını ancak bir şeyin asla yok edilemediğini vurgulayarak, “Gazze’de her şeyi katlettiler ama onuru, izzeti ve insanlık vakarını katledemediler” ifadelerini kullandı.
“Gazze, damarındaki son kana kadar direnecek; teslim olmayacak”
Üç aydır temel ihtiyaçlara erişimin tamamen kesildiğini belirten Hindi, Gazze’de ekmek ve ilaç bulunamadığını, çocukların ise açlık nedeniyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Hindi, bombaların yanı sıra açlık ve susuzluğun da büyük bir tehdit haline geldiğini vurgulayarak, “Gazze, damarındaki son kana kadar direnecek; teslim olmayacak. Gazze’ye bugüne kadar atılan bomba sayısı 150 bini aştı ve bu sayı Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombaların toplamının 10 katı şiddetinde. Yaşananlar bir dünya savaşı boyutuna ulaştı. Bu saldırıların tek amacı ümmeti yok etmek, başını kaldıramaz hale getirmek” dedi. Gazze’de yaşanan insani krizin boyutlarına dikkat çeken Hindi, Gazzeli çocukların plastik çadırlarda yaşam mücadelesi verdiğine, sokaklarda açlık ve saldırılara da maruz kaldıklarını ifade edildi.
Konferans, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker’in Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu ve Süheyl el Hindi’ye hediyelerini ve teşekkür belgelerini takdim etmesinin ardından sona erdi.
