Site Sakini’nin bu hafta ki program konuğu Yeniden Refah Partisi Salar Belde Gençlik Kolları Başkanlığından, İl Başkanlığına uzanan hikayesiyle Fehmi Güray ÇAKIR oluyor. Sorulmayanı sorduğumuz ve konuklarımızın bilinmeyen yönlerini ele aldığımız röportajımız sizlerle…

A.K- Ali KÜÇÜKKARTAL

F.G.Ç- Fehmi Güray ÇAKIR

A.K- 1 Aralık 2021 tarihinde sizlerle ilk programı o zamanki adı “Sorgu Masası” olan programda yapmıştık. Aradan iki yıl geçti ve şu anda Yeniden Refah Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı olarak karşımızdasınız. İl Başkanı olmak nasıl bir duygu öncelikle böyle başlayalım?

F.G.Ç- Bu, yerine göre cevaplanacak bir soru zira Yeniden Refah Partisi’nin İl Başkanı olmak mükemmel bir duygu. Paha biçilemez. Allah razı olsun büyüklerimizden seçimin hemen öncesinde komutan olarak bizleri seçmişler , uygun görmüşler. Yapacağımız tek şey elimizden geldiğince en iyi şekilde mücadele etmek.

A.K- Hayatta keşke yapmasaydım dediğiniz ve iyi ki yapmışım dediğiniz şeyler neler?

F.G.Ç- Keşke yapmasaydım dediğim şey Allah’a şükür bugüne kadar oldu mu emin değilim ama…

A.K- İlla ki olmuştur bir şey!

F.G.Ç- Onu bayağı bir düşünmem lazım ki keşkelerim çok azdır bu hayatta. İyi ki yaptığım şey ise evlenmek olmuştur.

A.K-Tribünlere de oynuyoruz bu arada buradan… Miting mi esnaf ziyareti mi?

F.G.Ç- Esnaf ziyareti…

A.K- Hayatımda dönüm noktası dediğiniz şey nedir?

F.G.Ç- Yeniden Refah partisi Teşkilatlarına katılmak.

A.K- Sene?

F.G.Ç- 2018…

 

A.K- Sert bir soruyla devam edelim. Milli Görüşü temsil ettiğini ifadelendiren Saadet Partisi’nin bugün Millet İttifakı’nda yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

F.G.Ç- Tabii ki tercih meselesi ama Milli Görüşü temsil ettiğini söylemesi konusunda ben Milli Görüş’ü temsil ettiğini düşünmüyorum. Saadet Partisi’ni tabanda ki kardeşlerimizin de böyle düşündüğünü düşünüyorum. Tabii yukarıda nelerin pazarlığı yapılıyor, neler var bizler bunları bilemeyiz. Şöyle bir örnekle yola çıkalım. Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılımını çok ciddi manada eleştirdiler. Seçime tek başımıza girseydik ikinci turda yine bir taraf olmak zorundaydık. Bence genel başkanımız bu konuda Erbakan’a yaraşır bir duruşu sergiledi. Saadet Partisi’nin tabandaki kardeşlerimizle bizim fikir ayrılığımız, itelememiz ya da kutuplaşmamız söz konusu değil ama yukarıdaki yönetim icrasına gelirsek… Hani bir söz var “Ne ben Sezar’ım artık ne sen Brütüs… Ne ben sana darılayım ne de zatı alin bana küssün. Biz artık seninle düşman bile olamayız.”

 

A.K- Çay insanı mısın, kahve insanı mı?

F.G.Ç- Çay

A.K- En iyi yaptığın yemek nedir?

F.G.Ç- Yapabildiğim hiçbir yemek yok.

A.K- İlla ki bir şey vardır!

F.G.Ç- Maalesef

A.K- Fehmi Güray Çakır hangi takımlı?

F.G.Ç- Galatasaray.

A.K- Yine sert bir soruyla devam ediyoruz. İttifak noktasında Sayın Dr. Fatih Erbakan önce “Biz hiçbir ittifaka dahil olmayacağız” açıklamasını yaptı ardından da bir hafta sonra Cumhur İttifakı’na dahil oldu. Sahada vatandaşa bu durumu nasıl izah ediyorsunuz?

F.G.Ç- Önce kendimize izah etmemiz ve konjonktürü iyi süzmemiz lazım. Günümüz siyasi denklemlerini iyi çözümlemek lazım. Biz genel başkanımıza biat ettik. Kararı ne olursa olsun onun arkasındayız ve hala da arkasında durmaya devam edeceğiz çünkü teşkilatçılık bunu gerektirir. Bir ikincisi ise bu konuda ne anlattığımıza gelirsek. Genel başkanımız şu anda ki söylemlerine göre; şu an ki iktidar partisinin yanlışlarına ortak olmak için değil hep birlikte bu yanlışları düzeltmek için biz bu ittifaka dahil olduk. Geçen de söylemiştim Cumhur İttifakı ile ortaklığımız devam ettiği süre içerisinde halkımız bizlerden “İstanbul sözleşmesinin kötü bir yanı yokmuş, çiftçiye verilen destek yeterliymiş” gibi bazı yanlışları savunmaya başlarsak o zaman işte bizde sıkıntı var demektir.

A.K- Zaten şöyle bir durum da var gündemi takip ettiğim kadarıyla 6284 sayılı kanunun maddelerinden birisi olan süresiz nafakanın ortadan kalkmasına yönelik emsal bir karar verildi.

F.G.Ç- Yine Yeniden Refah Partimizin uzman çavuşlarla alakalı çalışmaları ve bu çalışmaların Cumhurbaşkanımıza ilettiğimizde çözümüne yönelik adımlar atılması bunlar halkımızı çok memnun etti. Yani gerçekten hakkaniyetli muhalefet yapmak lazım ki bizler bunu da başarıyoruz. Hani kör olsa görür sağır olsa duyar hesabınca bunu çok aman aman eleştirmek konusunda kesinlikle genel başkanımızı ya da partimize bu konuda söz söyletmem ki genel başkanımızın her söylediği Afyonkarahisar teşkilatları için kırmızı çizgidir.

 

A.K- O zaman üç serilik sorularımız gelsin! Çocukken hiç torpil attın mı?

F.G.Ç- Çok attım!

A.K- Zile basıp cam kırma…

F.G.Ç- Biz daha çok kapı taşlardık çocukken…

A.K- Fehmi Güray çakır’ı ne güldürür?

F.G.Ç- Evlatlarım doğana kadar komedi filmleri diyebilirim ama onlar doğduktan sonra tabi güldüğünüz de ağladığınız da evladınız oluyor!

A.K- Uyanınca ilk yaptığın şey neydi bugün?

F.G.Ç- Uyanınca sabah namazını kılıp geri yattık sonra geri kalktık.

A.K- Gelelim bir diğer sert soruya. Aslında güzel bir tevafuk oluyor çok bağlantılı gidiyoruz sorularla. 6284 sayılı kanun ittifak görüşmelerinde Ak Parti cephesinde bana göre ayrışmalara sebep olmuştu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Derya Yanık’ın “Kırmızı çizgimizdir” açıklamasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

F.G.Ç- Çok talihsiz bir açıklamaydı. Şu an Ak Parti’nin içinde dahi bölünmelere neden olduysa herkes kendini sorgulamalı ki demek ki doğru bir şey değil. Zira bu sözleşmeye karşı olduklarını bizler Ak Partili yöneticilerden de duyduk. Bu sözleşmeye karşı olduklarını birebir ağızlarından duyduk. Biliyorsunuz bazı güruhlar Genel Başkanımızı algı oluşturarak kadın düşmanı ilan etmişlerdi. En talihsiz kısmı bu zira durum aslında tam tersi.

 

 

A.K- Yaz mı kış mı?

F.G.Ç- Yaz zira soğuğu hiç sevmiyorum.

A.K-Pişi mi gözleme mi?

F.G.Ç- Pişi

A.K- Sizi en çok kızdıran şey nedir?

F.G.Ç- İkiyüzlülük…

A.K- Gelelim son sert sorumuza. Seçim Koordinasyon merkezine bir ziyaret gerçekleşti. İttifakın hemen sonrasında ilk ziyaret Ak Parti Afyonkarahisar teşkilatı tarafından gerçekleşti. Bu ziyarette basına yansımayan “Off the record” diyebileceğimiz bir bilgi verir misiniz?

F.G.Ç- İl Başkanlığı beratım genel merkezden verildikten yarım saat sonra daha genel merkezimizden ayrılmadan beni ilk tebrik eden Ak Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay tarafından gerçekleşti. Daha sonra ilk ziyaretler kendileri(Hüseyin Ceylan Uluçay), Sayın Veysel Eroğlu, İbrahim Yurdunuseven ve Ferda Ertürk tarafından gerçekleşti. Basına yansımayan tabi ki bu konuda aslında kendileri ya da bizler için bugüne kadar ittifak olur mu olmaz mı düşüncesini bizden çok önce ortaklık olacak şeklinde hazırlanmışlar ve ortak bir broşür bastırmışlar.

A.K- Dağıtıldı mı peki broşür?

F.G.Ç- Evet şu anda dağıtılıyor. Biz bunu genel başkanımızın söylemleri dahilinde hiçbir şekilde kendi şahsi hırsımıza esir olmadan çok rahat bir şekilde dirsek temaslı bir şekilde dağıtıyoruz. Öncesine bakacak olursak özellikle Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Zeybek’in katkılarına da değinmemek olmaz. Ona da buradan teşekkür etmek isterim. E şimdi bu kadar iyi niyete karşılık bizler milli görüşçüyüz bu kadar iyi niyete bizler karşılıksız kalamayız zira milli görüşçü olmak kucaklamayı da beraberinde getirir.

 

 

A.K- Sert sorularımız burada bitti son bir üçlememizle devam edip sonrasında röportajımızı noktalayacağız. En çok sevdiğiniz parti sloganı hangisidir?

F.G.Ç- “Burada gelecek var” daha öncesinde 1992 yılında Erbakan hocamız döneminde yapılmış “Tamam İnşallah” da olabilir.

A.K- Afyonkarahisar’da yaşamasaydın nerede yaşamak isterdin?

F.G.Ç- Muhtemelen Isparta olurdu.

A.K- Neden?

F.G.Ç- İklimi yüzünden zira ılıman ve küçük şehir.

A.K- Bir itiraf yapacak olsaydın bu ne olurdu?

F.G.Ç- Yapmasak olmaz mı?

A.K-Ben soruyu sordum okuyucularımıza söyleriz sorumuza cevap vermek istemedi der kapatırız başkanım.

F.G.Ç- Bunu sırf genel başkanımıza destek olmak amacıyla söylüyorum. Sadece genel başkanımıza Saadet Partisi içerisinde ki ortamda destek olmak amacıyla Anadolu Gençlik Derneklerinde ya da Milli Gençlik Vakfı’nda görev almak isterdim. Ama sırf Muhterem Genel Başkanımıza Saadet Partisi döneminde yaşadıklarından dolayı yanında yer almak için söylüyorum bunu ki çok şükür Allah bana bunu günümüzde bu şekilde nasip etti. 

A.K- Röportajımızın sonuna geldik ben son sözü size bırakıyorum…

F.G.Ç- 6284 sayılı kanunla alakalı bir izah yapmak istiyorum. Genel Başkanımız Allah razı olsun ondan dik duruşunu hiç bir zaman bozmadı. Milletin yararına olan olaylarda hiçbir zaman şaşmadı istikametinden ki bir esnaf ziyaretinde bir hanımefendi şöyle demişti. “Benim sizin gibi kadın düşmanlarıyla konuşacak bir şeyim yok” demişti. Aslında kendilerini daha kapsamlı bir korumaya almak için çalıştığımızı, genel başkanımızın söylemlerinin bu yönde olduğunu bilmiyorlar. Her şeyi geçtim bizim kadınlarımızı korumak için Fransa’dan, İtalya’dan, Avrupa’dan yasalara ihtiyacımız mı var kadınları korumak için.

A.K- Ben yeteri kadar anlaşılmadığını düşünüyorum bir gazeteci olarak. Bakıldığında kadın düşmanı bir görüntü ve söylem çizildi ama özüne inildiğinde aslında tam tersi olduğu görüldü. Kadına şiddet değil insana şiddet… Canlıya şiddet…

F.G.Ç- Her şeyden önce inanışımız gereği bizim böyle bir yasaya ihtiyacımız mı var. Hanımların ayağının altına cenneti seren bir inanışımız var. Avrupa’dan devşirme yasalarla çözüm bulabileceğimizi sanmıyorum. 2002’den bu yana kadın cinayetleri neden on katına çıkmış bunu araştırın lütfen!

HABER: ALİ KÜÇÜKKARTAL

 

 

Editör: TE Bilisim