Afyonspor...

Hafta sonu altın değerinde üç puanın sahibi oldu.

Şu an 14 puanla ligde 13. sırada mor beyazlı temsilcimiz.

 

Dün bir paylaşımını gördüm Kulüp Başkanımız Süleyman Karakuş’un.

Üzüldüm aslında.

Diyor ki Süleyman Karakuş;

Bütün hücrelerimizle mücadele ediyoruz.

Çok kimseyi de takımın yanında göremiyoruz acı ve çok üzücü ama artık durum budur.

Takımımızı yürekten tebrik ediyorum.’

 

Afyon gibi bir şehrin takımının bu durumda olmaması gerekli.

Süleyman Karakuş ve yönetimindeki pek çok kişi canla başla çalışıyorlar.

Kolay bir iş değil.

 

Şehrimizi yönetenler, Milletvekillerimiz, pek çok işadamımız...

Hepsi sanki sadece seyrediyorlar bu gidişatı ve hiç umurlarında değil gibi.

Sadece bir kaç kişinin desteği ile, ilgisi ile böylesine önemli bir giderin karşılanması mümkün değil.

Taşın altına hep birlikte ellerin konması gerekli.

 

Belki şimdi birileri dışından söyleyemese de, içinden geçiriyor olabilir...

Ya ne gerek var futbol kulübüne, olmasının ne yararı var, olmamasının ne zararı olur!

Böyle düşünce içinde olanlara denilebilecek bir tek söz yoktur.

Bırakın kendi haline...

 

Ama eğer bu şehir için atan yürekler varsa, birlik ve beraberliğin reçetesi olan futbol kulübümüze sahip çıkmak için son günler.

Yoksa bu kulüpte diğerlerinin yanına gidecek.

 

Bakın daha kısa bir süre önce süper ligde Basketbol takımımız vardı.

Her hafta tüm Türkiye izliyordu.

Yine aynı şekilde...

Voleybol takımımız vardı.

’ diyoruz.

Geçmişte kaldı çünkü o günler...

Hem futbolda, hem basketbolda, hem de voleybolda vardık.

Müthiş keyif alıyorduk o maçlardan ve ilimizin en iyi şekilde reklamı oluyordu.

 

Şimdi bu hale geldik.

Nedeni açık...

Tabii ki bir kaç kişi istisna...

Herkes başkasının sahiplenmesini bekliyor.

O yapsın’ diyor kenara çekiliyor.

Bazı işadamlarımız durumdan haberdar edildi.

İkiletmediler bile...

Sağ olsunlar.

Karınca kararınca ellerinden gelen desteği verdiler.

Ama bazıları var ki...

Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibiler.

Hatırlatalım o fıkrayı.

 

Nasreddin Hoca bir para konusu için defalarca kapısını çalan kişiye kapıyı açmış.
Yakında...

Yakında paranı ödeyeceğim, demiş.
- Ne zaman?

Dinle bak...

Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim.
- Eee?
Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak...
- Peki anladım, ya sonra?
Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer.

Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak.

Ben de yünleri toplayacağım.

Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak.

Sonra gerisi kolay!

Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı ödeyeceğim.

 

Adam bu saçma plan üzerine kahkahayı basar.

O zaman Hoca, der ki;
- Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii...

 

Bazı işadamlarımız aynen Nasrettin Hoca gibi.

*

Darısı Afyonspor’un başına...

Sosyal medyada bir paylaşım daha dikkatimi çekti.

 

Şanlıurfa Valiliği’nin başlattığı ‘Fırat’ın Çocukları Takımına Sahip Çıkıyor’ projesi kapsamında kırsal ilçelerde yaşayan 1.000 çocuk Şanlıurfaspor-Menemen FK maçını 11 Nisan Stadyumu’nda Vali Salih Ayhan ile birlikte izledi.

 

Ne diyelim...

Darısı Afyonspor maçına.