adaylar

Bütün partilerimizin belediye başkan adaylarına çıktıkları bu kutlu yolda başarılar diliyorum.

Hepsi bizim başkanımız, hepsi de bu şehrin insanları için mücadele veriyorlar.

Madem bu şehrin insanları için yola çıktılar başkan adayları ve ekipleri için bir kaç öneride bulunalım.

1-MÜTEVAZILIK;

Bütün belediye başkan adaylarımız mütevazılık konusunda tek söz söyleyemeyiz.

Allah için hepsi de mütevazı insanlar.

Başkanlar seçime tek başlarına katılıp tek oyla iş bitse eyvallah.

Ama arkasında seçilmesi gereken ekibi var.

İşte benim de bahsetmek istediğim bu.

Neredeyse bütün partilerimizde durum aynı.

Aynı olan ne?

Belediye meclisi ya da il genel meclisi üyesi adayları halen kendilerini misafir gibi görmeleri.

Özellikle mahalle ziyaretlerinde misafir gibi başköşeye kurulmalarını anlamış değilim.

Sanırsınız ki, oy istemeye değil oy dağıtmaya gelmişler.

Bakın beyler, vatandaşa sırtınızı dönerek oy alamazsınız.

Protokol gibi önde oturmak yerine vatandaşla ilgilenmeniz daha yerinde olur.

Gittiğiniz yerlerde vatandaş sizi değil, sizler vatandaşı ağırlayacaksınız.

Daha bu günden kibre girmeyiniz derim.

Her şeyden önce kibir günahtır.

2-LÜKSE GEREK YOK;

Seçim çalışmaları ağır ağır çevre mahallelerde hızlanacak gibi.

Çevre mahallelerde oturanların çoğu sabit gelirli insanlar.

Ay sonunu zor getiren insanların GÖNÜLLÜLERİNE girmek isteniyorsa, zenginliğinizi vatandaşın GÖZÜNE GÖZÜNE sokmayınız.

Çavuşbaş'a,  Karşıyaka'ya, Sahipata'ya, Ataköy'e  5-10 milyonluk otomobillerinizle gitmeyiniz.

Her adayın koca koca otobüsleri, minibüsleri var.

Sizler, siyaset yapanlar, siz adaylar.

Gönüllere girmenin yolu mütevazılıktan geçtiğini asla unutmayınız.

Mütevazı olunuz, baş köşelere vatandaşı oturttunuz. Sizler seçilirseniz zaten baş köşelerde olacaksınız deyip kibrin her şeklinden uzak durun önerisini tekrarlamakta yarar görüyorum

3-VERESİYE DEFTERİNDEKİ BORCU KAPATINIZ;

Biraz önce dedik ya, lüks otomobillerle seçim çalışması yapılmasının sakıncalarından bahsettik. Geliniz o araçlara o gün harcadığınız yakıt parasını gittiğiniz mahalle bakkalında birinin veresiye borcunu kapatınız.

Daha hayırlı olmaz mı?