Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Türkiye’de gençlerin evlilik oranlarındaki düşüşe ve aile kurmanın giderek artan ekonomik yüküne dikkat çekerek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine detaylı bir soru önergesi sundu.
Türkiye İstatistik Kurumunun 2024 yılı gençlik verilerine vurgu yapan Atmaca, gençlerin %91,6’sının hâlen evli olmamasının yalnızca bir rakam olmadığını, aynı zamanda ciddi bir toplumsal soruna işaret ettiğini belirtti.
Özellikle üniversite mezunu gençlerin, işsizlik, ekonomik istikrarsızlık ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle evlilik kararlarını sürekli ertelediğini ifade eden Atmaca, mevcut devlet desteklerinin gençlerin ihtiyaçlarına yanıt vermediğini dile getirdi.
“EVLİLİK ARTIK BİR GÖNÜL İŞİ DEĞİL, EKONOMİK BİR LÜKS”
Sosyal medya üzerinden de değerlendirmelerde bulunan Atmaca, şu açıklamalarda bulundu:
“TÜİK’in güncel verilerine göre, Türkiye’de genç nüfusun %91,6’sı hâlâ evlenmemiş durumda. Bu oran yalnızca bir istatistikten ibaret değil; gençlerin geleceğe dair umutlarının nasıl zayıfladığının açık bir göstergesidir. Artık gençler gelecek kurmaktan çekiniyor. Evlilik, aşk ve gönül bağından çok, maddi imkanlara dayalı lüks bir yatırım haline geldi.
Barınma, ev eşyası, düğün masrafları ve geçim gibi kalemler, gençlerin altından kalkmakta zorlandığı ciddi ekonomik yükler oluşturuyor. Bu koşullarda, devletin sunduğu 150 bin TL’lik evlilik kredisi, bu maliyetlerin yanında yetersiz bir destek olmaktan öteye geçemiyor. Ne gençleri borçtan koruyor ne de onlara güven veriyor.
Gençlerin hayatını önceleyen, onların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını merkeze alan sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi zorunludur. Aksi takdirde, bugün ertelenen evlilikler ve bir kenara bırakılan hayaller, yarının çözümsüz sosyolojik problemlerine zemin hazırlayacaktır.”
TBMM’YE YÖNELTİLEN SORULAR
Milletvekili Atmaca’nın Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğu yazılı soru önergesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından yanıtlanması talep edilen sorular şu şekilde sıralandı:
Türkiye genelinde 25 yaş ve üzerindeki bekar gençlerin yaş ve cinsiyete göre dağılımı nedir?
Son on yıllık süreçte Türkiye’deki evlenme oranları nasıl bir değişim göstermiştir?
Gençlerin evlilik kararı alamamalarına neden olan ekonomik, sosyolojik, kültürel ya da psikolojik faktörler hakkında bakanlığınız tarafından yapılmış bir araştırma mevcut mudur?
“Evlilik Kredisi” gibi devlet desteklerinin etkililiğine ilişkin herhangi bir analiz yapılmış mıdır? Bu destekten yararlanan çiftlerin boşanma oranı nedir?
Gençlerin aile kurmasını kolaylaştırmak amacıyla bakanlığınızın hazırladığı kısa, orta ve uzun vadeli somut eylem planları nelerdir?
2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin arkasında yatan belirgin hedefler nelerdir? Bu girişim, yalnızca sembolik bir açıklama olarak mı kalacaktır, yoksa aile yapısını güçlendirecek kapsamlı reformlar ve kalıcı sosyal politikalarla mı desteklenecektir?
“SEMBOLİZM DEĞİL, GERÇEK ÇÖZÜMLER GEREKİYOR”
Atmaca, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesini de değerlendirdiği açıklamasında, bu tür sembolik yaklaşımların sahada gençlerin karşılaştığı sorunlara gerçek bir çözüm sunmadığını belirtti.
Gençlerin aile kurma yönündeki isteğinin yalnızca teşviklerle değil, aynı zamanda istihdam, barınma ve sosyal güvence gibi alanlardaki yapısal çözümlerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
