Bu sütunlarda geçen hafta Sayın valimiz ve Sayın Milli Eğitim Müdürünü ilgilendiren iki konudan bahsetmiştim.

Birisi Sayın Valimize şehrimizdeki uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili çok önemli bir sıkıntı olduğunu bunu kendisine aktarmak için yedi sekiz aydır bekliyorum demiştim.

Diyeceksiniz ki madem Vali Hanıma ulaşamıyorsun başka platformlara neden taşımıyorsun diyebilirsiniz.

Konuyu hem basın açıklaması ile hem de Valilikteki Bağımlıkla Mücadele Kurulunda kurum amirlerine yaptığım sunumda konunun bir kısmını anlattım.

Her konu her yerde açıkça konuşulmaz.

Hele işin içinde uyuşturucu varsa bunların baronları varsa.

Bir diğer konu da Milli Eğitime bağlı okul ve binaların depreme dayanıklılık testleriyle ilgili sorular sormuştum.

Yapılan yanlışları ve gördüğüm eksiklikleri dile getirmiştim.

Artık bu kurumlardan dönüş olur beklentisindeydim.

Bir haftadır bir dönüş olmadı.  

***

Bu iki kurumdan da geçen hafta Ömer Mazi üstadıma bir dönüş oldu.

İlk defa bir gazeteci arkadaşımı kıskandım.

Valilik Kurumsal İletişim ve Tanıtım Koordinatörü Fatih Çapar gazeteci arkadaşı arıyor Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetçi ile ziyaret etmek istediklerini bildiriyor.

Ziyaret gerçekleşiyor ve eğitim üzerine uzun bir sohbet gerçekleşiyor.

Bu ziyareti öğrendikten sonra Ömer Beyi aradım.

Neler konuştuklarını öğrendim.

Ömer Mazi’nin köşesinden sorduğu “Yıkılan 62 okulun isimlerini açıklar mısınız?” sorusuna cevap alabildin mi dedim?

O konuya hiç girmedik dedi.

Demek ki Miraç Bey’in de gündeminde okulların depreme dayanıklılığı ile ilgili bir konu yok.

Kravatsız şube müdürünün patavatsızlığı on iki sene tüm eleştirilere rağmen koltuğunu koruyan Metin Yalçın’ı yerinden etti.

Miraç Bey’de bu şube müdürünü görevden almaktan başka bir faaliyette bulunmadı.

İktidara yakın sendikanın yemekli toplantılarına katılarak koltuğu sağlama aldı.

Test yapılmayan binalar umurunda değil.

Konuları takip etmeyen müdür yardımcıları umurunda değil.

Milli Eğitim aynı tas aynı hamam.

***

Yukarıda bahsettiğim iki konu da benim şahsi meselem değil.

Toplumun tamamını ilgilendiren önemli konular.

Bu konularda kapsamlı bir açıklama bekliyorum.

Afyonkarahisar bizim memleketimiz biz bu şehrin sokaklarında yaşıyoruz.

Buradaki sıkıntılar en çok bizi ilgilendiriyor.

Bu şehre Vali de gelir gider Müdür de gelir gider.

Bu şehirde yine biz kalırız.

Bu şehirde yaşayanlar olarak sizlerde biraz sesinizi çıkartın.

Benim ocağıma ateş düşmez demeyin.

Depremde bina üzerime yıkılmaz demeyin.

Benim çocuğum uyuşturucu kullanmaz demeyin.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demeyin.

***

1526 yılında İtalya'da bir duvar yazısı…

“Yapabilen istemiyor.

İsteyen yapamıyor.

Bilen yapmıyor.

Yapan bilmiyor.

Ve dünya böyle kötüye gidiyor.”