Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ni TBMM’de sunduğu konuşmada küresel ekonomideki riskleri, Türkiye’nin makroekonomik görünümünü ve gelecek üç yılı şekillendirecek politika setini detaylandırdı. Yılmaz, küresel belirsizliklere rağmen Türkiye’nin ekonomik programının güçlü bir çerçeve oluşturduğunu, bütçenin hem enflasyonla mücadeleyi hem de sosyal refahı arttırmayı birlikte hedeflediğini söyledi.

Konuşmasının girişinde Türkiye’nin jeopolitik konumu, üretim kapasitesi ve krizlere karşı dayanıklılığına dikkat çeken Yılmaz, “Zorlaşan küresel konjonktüre rağmen üretim gücümüzü, istihdamı ve toplumsal dayanışmayı koruyan bir politika bileşimi uyguluyoruz. 2026 bütçesi, bu yaklaşımın somut bir yansımasıdır” ifadelerini kullandı.

KÜRESEL EKONOMİDE ZORLUKLAR DERİNLEŞİRKEN TÜRKİYE DENGELİ ADIMLAR ATIYOR

Yılmaz, küresel büyüme görünümünün zayıf seyrettiğini, ticarette daralmaların, enerji fiyatları ve jeopolitik risklerin ülkeleri daha temkinli politikalara yönelttiğini belirterek Türkiye’nin bu süreçte esnek ve dirençli bir ekonomik yapıyla öne çıktığını ifade etti. Salgın sonrası toparlanmanın dalgalı bir seyir izlediğini, birçok ülkenin enflasyon problemiyle aynı anda mücadele ettiğini hatırlattı.

Türkiye’nin ise bu dönemde hem üretim kapasitesini genişlettiğini hem de işgücü piyasalarında güçlü bir performans sergilediğini söyledi. “Küresel ekonomide kırılganlıklar artarken Türkiye, çeşitlenen ihracat pazarları, güçlü altyapısı ve reel sektör dinamiği sayesinde bölgesel bir üretim merkezi olarak öne çıkmayı sürdürüyor” değerlendirmesinde bulundu.

ENFLASYONLA MÜCADELEDE ORTA VADELİ PROGRAMIN YOL HARİTASI İZLENİYOR

Konuşmasının en önemli başlıklarından birini enflasyon oluşturdu. Yılmaz, 2024–2026 döneminin “dezenflasyon süreci” olarak planlandığını, politika uyumu sayesinde enflasyonun aşamalı olarak düşürüleceğini belirtti. “Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye indirmek, ekonomik istikrarın da toplumsal refahın da ön şartıdır” dedi.

Para politikasının sıkı duruşunu koruduğunu, maliye politikasının bu süreci desteklediğini ifade eden Yılmaz, gelir politikalarının da dengeli bir şekilde yürütüldüğünü söyledi. Ücretlilerin refah kaybı yaşamadan fiyat istikrarına geçiş döneminin yönetileceğini belirterek, “Bu süreçte sosyal kesimlerin hassasiyetleri göz ardı edilmeyecek, enflasyonla mücadele toplumsal destekle yürütülecek” dedi.

BÜYÜME, YATIRIM VE İSTİHDAM POLİTİKALARINDA YENİ DENGE

Yılmaz, Türkiye ekonomisinin büyüme kompozisyonunda nitelikli bir dönüşümü hedeflediklerini belirterek üretim, ihracat ve istihdam odaklı politikaların güçlendirildiğini ifade etti. Sanayi yatırımlarının, Ar-Ge faaliyetlerinin, yenilenebilir enerji kapasitesinin ve teknoloji girişimlerinin bütçe içinde önceliklendirildiğini söyledi.

“Yüksek katma değerli üretim modeli ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak ana eksendir. 2026 bütçesi, bu ekseni destekleyen yatırım planlarını kapsamaktadır” diye konuştu. Ayrıca KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak düzenlemelerin, yeşil dönüşüm projelerinin ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin de bütçe politikalarına entegre edildiğini vurguladı.

SOSYAL DEVLET UYGULAMALARI DAHA DA GÜÇLENECEK

Şehit polis Emre Albayrak için uğurlama töreni!
Şehit polis Emre Albayrak için uğurlama töreni!
İçeriği Görüntüle

2026 bütçesinin en önemli unsurlarından birinin sosyal destek programlarının güçlendirilmesi olduğunu söyleyen Yılmaz, aile odaklı hizmetler, yaşlı ve engelli bakım destekleri, eğitim bursları, sosyal yardım programları ve gelir aktarımı mekanizmalarının geliştirilerek sürdürüleceğini ifade etti.

“Hiç kimsenin sahipsiz bırakılmadığı bir sosyal devlet anlayışıyla hareket ediyoruz. Sosyal yardımları daha hedefli ve daha etkili hâle getiriyoruz” diyen Yılmaz, özellikle dezavantajlı kesimlerin yaşam kalitesini artıracak yatırımların bütçede önemli bir yer tuttuğunu belirtti.

KAMU YATIRIMLARINDA VERİMLİLİK VE STRATEJİK ÖNCELİKLER

Yılmaz, ulaştırma, enerji, savunma, sağlık, eğitim ve tarım alanlarında stratejik kamu yatırımlarının devam ettiğini vurguladı. Pandemi sonrası yeniden şekillenen tedarik zincirlerinde Türkiye’nin güçlü bir merkez hâline geldiğini, kamu yatırımlarının bu konumu daha da pekiştireceğini belirtti.

Yapısal reform paketleri, dijitalleşme süreçleri ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hazırlanmış yeni yatırım başlıklarının da bütçede yer aldığını söyleyen Yılmaz, “Uzun vadeli kalkınmanın temelini oluşturan bu projeleri kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.

MALİ DİSİPLİN VE BÜTÇE DENGELEMESİ PROGRAMIN TEMEL AYAĞI

Yılmaz, bütçe açığı ve kamu borç stokunun yönetilebilir seviyelerde olduğunu belirterek mali disiplinin ekonomik programın en güçlü yönlerinden biri olduğunu vurguladı. Kamu harcamalarının verimli kullanılacağını, tasarruf kültürünün kurumsal bir şekilde güçlendirileceğini ifade etti.

“Dezenflasyonun başarısı mali disiplinin kararlılıkla uygulanmasına bağlıdır. Bütçe politikasını hem ekonomik istikrarı hem toplumsal dayanıklılığı güçlendirecek şekilde planladık” dedi.

“ÖNGÖRÜLEBİLİR, DİRENÇLİ VE SOSYAL AÇIDAN GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE”

Yılmaz konuşmasını, “Ekonomik öngörülebilirliği artıran, üretim kapasitesini genişleten, sosyal devlet ilkesini güçlendiren bir bütçe hazırladık. 2026 yılı, ekonomik istikrarın tahkim edildiği bir dönem olacaktır” sözleriyle tamamladı.

Yeni bütçenin Türkiye’nin orta vadeli program hedeflerine uyumlu olduğunu vurgulayan Yılmaz, Meclis’in değerlendirmelerine sunulan bütçenin “ekonomik istikrar, toplumsal refah ve mali disiplin üçlüsünü” temel aldığını ifade etti.

Muhabir: FEYZA ÖZAY TOPUZ