Yeni haftaya başlarken diyorum ki kendi kendime...

Bu hafta şu Devlet Hastanesi hakkında bir şey yazmayayım.’

Büyükte konuşmuyorum aslında...

Kendime bu telkini verirken, inşAllah demeyi de ihmal etmiyorum.

Ama bu Başhekim bey neredeyse her hafta beni üzüyor.

Yazmak istemesem de, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve o sıkıntıların çözülmesi için yazmak durumunda kalıyorum.

*

Söylediğim gibi bugünkü konumuz yine Afyonkarahisar Devlet Hastanesi.

Tomografi...

Afyonkarahisar Devlet Hastanesinin iki tomografi cihazı bulunuyor.

Bunlardan birisi yaklaşık olarak altı ay kadar önce arızalandı.

2022 yılında yeni alınan tomografi cihazına göre, bu arızalanan daha eski modeldi.

2022 yılında alınan yeni cihaz ise, dünyada ilk ve tek özel alım şartlarıyla Afyonkarahisar’a ve tüm Türkiye’ye kazandırılmıştı.

2021 de ihalesi yapıldı o cihazların ve 2022’de hastanelere teslim edildi.

Daha önce bu tür ihaleleri hastaneler kendi bünyelerinde yapıyorlardı.

Ama bir ilk gerçekleştirildi 2021’de.

Toplulaştırıldı alımlar.

Tam 98 tomografi cihazı alındı.

Tüm Türkiye için alınan 98 tomografi cihazından Afyonkarahisar’a kaç adet gönderildi biliyor musunuz?

98 cihazdan üç tanesi Afyonkarahisar’a verildi.

Nüfusa göre orantılanacak olsa, 98 adetten ilimize bir tane bile düşmezdi.

Olsa olsa en fazla belki bir tane ancak verilebilirdi.

Ama...

Afyonkarahisar’a tam üç adet tomografi cihazının verilmesi kimin sayesinde oldu derseniz...

Dr. Hasan Arslan.

O tarihte Sağlık Bakanlığında Kamu Hastaneleri Başkanı olması nedeniyle, Afyonkarahisar’a böyle bir pozitif ayrımcılık yapma imkanına sahip olmuştu.

Sadece tomografiler değil elbette.

Pek çok cihaz ve ekipman o yıllarda Afyonkarahisar’a bol kepçe olarak gönderildi.

Eleştirmemiz gereken yerlerde tabii ki eleştiriyoruz.

Ama takdir etmemiz gereken hususlarda da hakkını teslim etmek boynumuzun borcu.

Yukarı satırlarda bir kaç sözcüğün altını çizmiştim.

Dünyada ilk ve tek özel alım şartlarıyla’ demiştim.

O özel alım şartları, Dr. Hasan Arslan’ın geliştirdiği bir yöntemdi.

Ve kendisine bu öngörüsünden ve becerisinden dolayı da özel teşekkür etmek gerekli.

Neydi o şartlar...

Devlet Hastaneleri genelde ‘Hizmet alım’ ihalesi yöntemiyle tomografi gibi ihtiyaçlarını gidermektelerdi.

Bu yöntem kan emici olarak ta nitelendirilen bazı hizmet sağlayıcıların pek hoşuna gidiyordu.

Çünkü...

Bir kaç yılda kiraladıkları makinanın bedelini tahsil ediyorlardı.

İşin dakka dubara yollarına girenler (Afyonda da vardır belki örneği) daha kısa sürede makinanın ana bedelini alıp ceplerine atıyorlardı ama, dürüst çalışanlar bile iki yılda bağladıkları sermayeyi alıyorlardı.

Sonrasında yan gel yat...

Devlet çalışsın, sana ödesin.

Neyse konuyu uzatmayalım...

Dr. Hasan Arslan uzun süreçli incelemelerinin sonucunda bir şartname hazırladı.

Dünyanın en büyük firmalarının bu ihalelere girmesini de sağlayacak, rekabeti artıracak maddeleri koymayı ihmal etmedi.

O süreçlerde 2 milyar Dolarlık ihale gerçekleştirildi.

Hiç birisinden de en ufak bir şaibe de duyulmadı.

O ihalelerin özelliği neydi biliyor musunuz?

Devlet hizmet alımı yoluyla ihtiyacını temin etmiyor, o cihazları satın alıyordu.

Ama işin ilginç yönü, bu cihazlar on yıl garantili alındı.

On yıl içerisinde...

Ne olursa olsun, satan firma garanti şartını yerine getirmekle yükümlü.

Yani en küçük ya da en büyük bir arızada satışı yapan firma ücret almaksızın gereğini yapmakla mükellef.

Dünyanın hiç bir yerinde bir örneği olmayan bu uygulamanın fikir babası, uygulayıcısı hemşerimiz Dr. Hasan Arslan.

Bir not daha...

Bu yolla alınan tomografi cihazının maliyeti ne kadar?

Bir buçuk yıllık hizmet alımıyla ödenen rakam kadar.

Hem bir buçuk yılda Devlet, cihazın tamamının parasını ödemiş oluyor.

Hem de on yıllık garantiyi sağlıyor.

Bundan iyisi Şam’da kayısı derler ya.

Aynen öyle...

*

Bu suretle alınan tomografi cihazlarından birisi de Afyonkarahisar Devlet Hastanesine verildi. Diğer ikisi başka hastanelere.

Zaten öncesinden bir cihazı vardı Afyonkarahisar Devlet Hastanesinin.

İki cihaz ile, hizmetler iyi bir şekilde verilmeye başlandı.

O önceki cihaz bir süre sonra bozuldu.

Yaklaşık olarak altı ay kadar önce...

Garantisi olmadığı için o bozulan bölümle ilgili teknik incelemeler yaptırıldı.

Araştırıldı.

İlgili firma 12 milyon TL gibi bir rakama arızanın giderileceğini, o bölümün yenileneceğini bildirdi.

Yönetim bu rakamı çok buldu.

Çünkü yenisi, daha iyisi 50 milyon TL kadardı.

Mevcutta kullanılan ‘Garantili’ diğer makina çalışmaktaydı.

Ayda 10 bin civarı bir işlem yapılıyorsa, bunun 8 bin beş yüz kadarı bu yeni tomografi cihazı ile yapılır hale gelindi.

O yeni cihaza çok yüklenildi anlayacağınız.

Bu altı aylık süreçte neler oldu derseniz...

Yan gelip yatılmış anlaşıldığı kadarıyla.

İl Sağlık Müdürlüğüne Dr. Hakkı Öztürk atanınca bu rezaleti gördü ve hastaların özel hastanelere gönderilmesi veya uzun sıra verilmesini önlemek için İscehisar Devlet Hastanesine hastaların götürülüp getirilmesini sağlamaya başladı.

Bu durumdan da daha önce yazımda bahsetmiştim.

Gel zaman git zaman İscehisar’da tam olarak çözüm sağlayamadı.

Hastanede de Başhekim değişti.

Yeni Başhekimde hanginiz doktor, hanginiz hemşire sorularıyla gününü geçirdiğinden, arızalanan tomografi cihazı yattığı yerde kaldı.

Yani cihaz arızalandı.

Eski ve yeni Başhekimler sadece baktı.

Dr. Hakkı Öztürk, ‘Ne oluyor arkadaşlar böyle. Yaptırın şu arızalı tomografi cihazını’ şeklinde bir şeyler demiş olacak ki...

Tekrar harekete geçildi.

Daha önceden 12 milyon TL civarında bir rakama tamir işini yapacağını belirten firmada sanıyorum Dr. Hakkı Öztürk gibi sert bir kayanın Sağlık Müdürü olduğunu anlamış olacak ki, rakamı yeniden revize ederek 8 milyon TL civarına indirdi.

Bu süreçte ilginç şeyler olduğunu öğrendim.

Devlet Hastanesinin bu arızalı tomografi cihazının tamiri ve değişmesi gerekli bölümleri ile diğer bazı konulardaki ihalesinde akla takılacak soruların olduğu şeyler yaşanmış.

Mesela...

İhaleden on gün kadar öncesine kadar aynı ihale içerisinde bazı değişiklikler yapılabilecek iken o ihale iptal edilmiş.

İhalenin iptal edilmesinin sakıncası nedir derseniz...

Yeniden ihale süreci demek tam iki aylık bir zaman demek.

O süreçte ne olacak...

Hastalar sıkıntı çekecek.

Bazıları İscehisar’a gönderilecek.

Bazıları Özel Hastanelere sevk edilecek.

Bazıları da AFSÜ’ye gönderilecek.

Muhtemelen de...

Özel Hastaneler ciddi paralar kazanacak.

Düşünün bir kere...

Kazalarda yaralananlar Afyonkarahisar Devlet Hastanesine götürülüyor.

Orada tomografi için aynı yaralı bindiriliyor ambulansa, İscehisar, AFSÜ veya Özel Hastaneye götürülüyor.

Sonra yeniden Afyonkarahisar Devlet Hastanesine geri getiriliyor.

Altı ay arızalı tomografiye bakıp bakıp giden eski yeni Başhekimlerimiz için belki de bu durumlar normal olabilir.

Ama ya hastalar, yaralılar...

Onların yakınları.

En önemlisi de o hastaların doktorları.

Bence onlarda en az yaralı ve hastalar kadar ıstırap çektiler, çekmeye de devam ediyorlar.

Son gelişme.

Bardağı taşıran olay...

Afyonkarahisar Devlet Hastanesinde yeni olan ve son aylarda aşırı iş yüküne maruz kalan, garantili alınmış olan tomografi cihazı da ‘Ben kadar yüke gelemem arkadaş’ diyerek arızalandı.

İlgili firmaya haber verildi, gelecekler ve tamirini ücretsiz bir şekilde yapacaklar ama, şimdi Afyonkarahisar Devlet Hastanesi günlerdir tomografisi olmadan hizmet veriyor.

Yaralılar, acile gelen hastalar, yatan hastalar...

Hepsi bin bir güçlükle eza ve cefa çektirilerek ya AFSÜ’ye, ya Özel Hastanelere, ya da İscehisar’a götürülüp getiriliyor.

Arıza olmaz diye bir şey olamaz elbette.

Ama Devletimiz size iki tane tomografi cihazı vermiş.

Biliyorsunuz bir gün bunlar arıza verecek.

İlk cihaz arızalandığında hemen gereğini yapsaydınız ya.

Neden hızlı bir şekilde aksiyon almadınız?

Bu sorum hem eski, hem de yeni Başhekimlere.

Eski Başhekimin Afyonkarahisar’a ve Afyonkarahisar halkına büyük hizmetleri var.

Amenna...

Ama bunun tedbirini hızlıca almalıydı.

Yeni Başhekimde neredeyse iki ay oldu göreve başlayalı.

Doktorların odalarına patavatsız bir şekilde girmesiyle, hanginiz doktor hanginiz hemşire bulmacası oynamakla vakit geçireceğine keşke bu konuyla yakından ilgilenseydi.

Olanlar oldu...

Allah’tan Dr. Hakkı Öztürk devreye girdi ve 21 A maddesinden hareketle ilk arızalanan cihaza gerekli tüp alınıyor ve takılacak.

Arıza giderilecek.

Özel Hastaneler belki de bu duruma biraz üzülecekler ama, önceliğimiz hastalarımızın sıkıntı çekmemesi ve Devletimizin hazinesi.

Bir dostum bir söz söyledi;

İşi bilmek önemli abi.

Firmalara tırnak verdiğinde parmak değil, kol bile gider.’

Bence bu günün sözü bu.

Ey yeni Başhekim Osman Bey...

Odalara boş boş girip çıkıp durma.

İşinin gereği neyse onu yapmaya odaklan.

Bak yıllar geçse bile Dr. Hasan Arslan’ın o tarihlerde yaptığı hizmetleri unutmuyoruz.

Sadece toplu alımlar ve akıllı çözümler ile değil, O’nu sağlık marketlerin taa başından bugünlere gelmesiyle de hatırlıyoruz ve anıyoruz.

Sende isminin ileride hizmetlerle anılmasını istiyorsan yolu basit.

İşine odaklan.

Kimsenin önlüğü ile, kimliği ile odasıyla uğraşma.

AK Parti’nin üç Milletvekili, MHP’nin bir Milletvekili, Liyakatli Sağlık Müdürü ve Pırlanta gibi Sağlık Bakan Yardımcımız var.

Ne istersen Afyonkarahisar Devlet Hastanesine yağdırırlar.

Alet işler, el övünür derler.

İste yağdırsınlar...

Aklını kullan bence.

Ego hiç iyi bir şey değildir.

Haa birde bu Mehmet Ali Tekik’e çok bel bağlama.

Benden söylemesi.