Depremle ilgili ağzı olan konuşuyor.

Bilip bilmeden ahkam kesenler bir yana, böyle bir günde susmanın önemine işaret edenlerde yok değil.

Bilerek konuşanlara, doğruyu anlatanlara ve yapıcı eleştirilere amenna...

 

Malum televizyon kanallarında yorumcuların bazıları, sırf iktidarı suçlamak adına dezenformasyon yapmaktan kaçınmıyorlar.

 

Gerçekleri ise yer bilimciler anlatıyor.

Çok çok önemli bu anlatılanlar...

 

Prof. Dr. Cenk Yaltırak’ın bir kaç başlıkta bu iki depremle ilgili söyledikleri;

  • İki deprem aslında 7.7 ve 7.6 şiddetinde değil.

Şiddet/enerji boşalımı parametresine göre 11 şiddetinde.

 

  • Depremde gerçek güç tanımlaması ve ölçümü yeryüzüne yakınlığı ve süresine bakılarak hesaplanır.
  • İki deprem arasındaki süre 9 saat gibi çok kısa bir zaman aralığında meydana geldi.
  • Ve bu kadar kısa zaman aralığında 7’nin üzerinde aynı bölgede deprem olduğu bugüne kadar dünyada hiç görülmedi.

 

  • Peş peşe yaşanan iki deprem birbirine mesafe anlamında da bugüne kadar görülmüş değil.

İki depremin merkezleri arasındaki mesafe sadece 30 km.

Yan yana sayılabilecek bir mesafe.

 

  • Birçok cahil, bilgisiz ve kötü niyetli insan Japonya’da yaşanan 9 şiddetindeki deprem ile bizdeki depremleri kıyaslamakta.

Japonya’daki deprem kıyıdan 110 km açıkta ve okyanusun 28 km altında yaşandı.

Bizdekiler ise yeryüzüne sadece 7 km gibi çok yakın bir mesafede oldu.

 

  • Önemli bir diğer husus...
  •  

Japonya’daki deprem 36 saniye sürdü.

Bizdekiler ise 103 saniye.

Bu kadar uzun süre bugüne kadar yaşanmamıştı.

 

  • Depremler o kadar büyük ve şiddetliydi ki...

Trabzon’dan Hatay’a (ki bu mesafe 885 kilometredir), Eskişehir’den Kars’a (bu mesafe de 1340 kilometredir) hissedildi.

 

  • Bu depremlerin yıkım gücünü de belirtelim...

8 şiddetindeki bir deprem 60 megatonluk bir atom bombası kadar enerji üretir.

Bizdeki iki deprem 7.7 ve 7.6 şiddetindeydi.

Şu anda dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2 megaton.

Bizdeki iki depremin etkisi neredeyse 120 megaton etkisindeydi.

Bu kadar büyük bir coğrafyada ve bu kadar etkili olmasının sebebi hem yere yakınlığı, hem de çok uzun sürmesindendir.

 

  • Nükleer savaş başlığındaki 2 megaton ne demek? Yıkıcı güç olarak ne yapar?

Japonya Nagazaki’ye atılan atom bombası 1.2 megaton gücündeydi.

120 megatonun ne kadar etki edeceğini varın siz hesap edin...

 

  • Son 200 senede...

Türkiye’de 7’nin üzerinde 13 deprem yaşandı.

İlk defa 9 saat arayla bu kadar büyük iki deprem yaşanıyor.

Coğrafyamızda böylesi hiç yok.

Jeofizik Enstitü Başkanı diyor ki...

  •  

 

  • İki depremde o kadar güçlü ve şiddetli ki...

Yıkılan binaların hepsi depremin enerji dalga boyunun gittiği yöne doğru yıkılmış.

Maraş’ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km’lik bir yarık oluşmuş durumda.

Bu olağanüstü bir durum.

 

  • Türkiye 3 metre Arap Yarımadasına doğru kaydı.
  • Depremlerin şiddeti Grönland ve Danimarka’da bile hissedildi.

 

*

*

*

Afyonluluk...

Afyon’un tamamında bir seferberlik hakim.

Tüm Türkiye’de olduğu gibi...

Okullar, marketler, kurum ve kuruluşlar, siyasi partilerin teşkilatları...

Dedik ya...

Seferberlik ruhu.

 

Vali Kübra Güran Yiğitbaşı.

Deprem haberi alınır alınmaz AFAD ve ilgili tüm kişiler ile görüştü.

AFAD Karargahında saatlerce bizzat ilgilendi.

Vali olmasının yanı sıra...

Anneydi.

Empati yaptı.

Oradaki yavruları, anneleri düşündü.

Kimin ne ihtiyacı olacağına dair öngörülerini paylaştı ilgililer ile.

Bunların temini için Bakanlık veya başka yerlerden bir talep gelmeden hazırlığa başlatmıştı Afyonu.

 

Mehmet Zeybek.

Belediye Başkanı olmasının yanı sıra vicdanlı bir insan.

Deprem felaketini duyar duymaz aradı bölgedeki tanıdıklarını.

Kimine ulaştı, kimine ulaşamadı.

Bazılarıyla konuşurken oradaki durumu öğrendiğinde, gözleri doldu.

Hemen kolları sıvadı.

Vah vah demekle olmazdı elbette.

Talimat verdi tüm ekibine.

Daha kimseden yardım talebi gelmeden, herkes panik içerisindeyken Zeybek Başkan yardım tırlarını hazırlatmaya başlamıştı bile.

 

En küçük kızım.

Okulu tatilde.

Dün sabah hazırlanmış.

Veysel Eroğlu stadyumuna gideceğini söyledi.

Spor için sandım.

Değilmiş...

Deprem bölgesine gidecek yardım paketlerinin kolilenmesi işi için mesaj gelmiş, arkadaşlarıyla birlikte o işe yardım edeceklermiş.

 

Kazım Özer.

Merhum Ağamız Yusuf Özer’in oğlu.

Babasına çekmiş.

Yaptı yine yapacağını.

Bir kenara bıraktı işini gücünü.

Dün sabah...

Çıktı yola.

Gittiği yerde verdi siparişlerini.

Sakarya’dan 4 tır su.

Afyon’dan 3 tır dolusu malzeme.

Tırlara ne yükleneceğini, ne kadar yükleneceğini kendi belirledi.

Akşam saatlerinde çıktı 3 tırda Afyondan yola.

Kendisi...

Öğlen saatlerinde Antakya’da idi.

Görüştük.

Anlattı oradaki durumları;

  • Yollar ana baba günü.
  • Benzinliklerde yiyecek, içecek yok. Hiçbir şey kalmamış.
  • Çoğunda benzinde yok.
  • AFAD çalışıyor.
  • Ama girilemeyen yerlerin olduğu da görülüyor.
  • Korkuyorum, vefat sayısı maalesef 80-100 bin olabilir.
  • Nereye ne gerekiyorsa bizde elimizden geleni yapmak için buradayız.
  • Gelen malzemelerin dağıtımını da bizzat yapacağım.

 

Tülay Özer.

Yardımlar ile ilgili olarak hem şirketleri, hem de kendi ailesi adına gerekeni yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar.

Çok sayıda bot gönderdiler deprem bölgesine.

Aradı önceki gün ve bir fikrini anlattı.

Vakti müsait olan hanımlar, kadın kooperatiflerindeki kişiler...

Kim isterse deprem bölgesindeki vatandaşlarımız için hırka, bere, kazak türü şeyler örecek.

İlla bir şey alıp vermek, göndermek değil...

Kimin elinden ne geliyorsa.

Pek çok kişi sen ipi al, kumaşı al biz öreriz, dikeriz demiş.

Fikirde güzel, aldığı cevaplarda...

Dün sabah tekrar aradı Tülay abla.

İpleri de, kumaşları da almış teslim etmiş.

 

Milli Eğitim Personelleri, Öğretmenleri, Müdürleri...

Hepsi seferber olmuş durumdalar, diğer kamu kurum kuruluşlarındakiler gibi.

Canla başla çabalıyor hepsi.

Afyon Milli Eğitim camiası örnek bir kurum.

Bu felakette, dayanışma ve yardımseverlik adına üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmaktalar.

Sadece kendi imkanlarını seferber etmediler.

Yakınları, akrabaları, tanıdıkları kim varsa...

Herkesi harekete geçirdiler.

 

Ali Küçükkartal.

Çalışma arkadaşımız.

Önceki gece yarısı aradı.

Altı arkadaşıyla birlikte deprem bölgesine gitmek istiyorlardı.

Eşini, çocuğunu burada bıraktı ve gece yarısı yola çıktılar.

Sabah aradım görüştüm.

Malatya Gündoğan’daydılar.

Uykusuz bir şekilde oradaki ekiplere yardıma başlamışlardı bile.

‘Mehmet bey, burayı gördükten sonra insanın aklına ne uyku, ne yemek geliyor. Allah milletimize bambaşka bir ruh ihsan eylemiş. Başka milletlerde bizdeki bu ruhun olmadığı çok açık’ dedi.

Orada gördükleriyle ilgili de bilgi aktardı;

  • Televizyonlarda gördüğümüzden daha vahim durum.
  • Ama AFAD başta olmak üzere tüm ilgili kurumlar, kuruluşlar burada.
  • Müthiş bir gayret var.

 

Şükrü Şensoy.

Özel Okul sahibi.

Sadece Milli Eğitim değil.

Özel Eğitim Öğretim Kurumları da taşın altına ellerini koymaktalar.

Hem kendi, hem öğretmenleri, hem de öğrenciler...

Hep birlikte topladılar yardım için gerekenleri.

Belediyenin yardım toplama merkezine ulaştırdılar.

 

 

Sadece bir kaç örnek verdim...

Afyonluluk bunu gerektirirdi.

Herkes üzerine düşeni yaptı, yapmaya devam ediyor.

*

*

*

Günün sözü

 

Cahille oturup bal yiyeceğine,

Alimle oturup kuru ekmek ye...

 

Mevlana