Sevgili okurlar,
Biraz Sakarya dışına çıkalım mı?
Ülke ve memleket siyasetinden uzaklaşarak, Brüksel'e uzansak, ne dersiniz?
Önceliği, “Brüksel'de öfkelerini eyleme dönüştüren çiftçilerden söz etmemiz gerektiğini” paylaşmam lazım!
Evet, başta tüm Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde, çiftçilerin gösterilerinden, eylemlerinden ve rahatsızlıklarını içiren haberler, gündeme damgasını vuruyor.
26 Şubat 2024 Pazartesi günü, bin eylemci çiftçi traktörleri ile Brüksel'in “AB Vadisi” olarak adlandırılan “Place Schuman”a (Schuman meydana) aktı..
Polis, çiftçi eylemi için barajlar kurdu..
Bir değil, birkaç önemli barajı içeriyordu ve güvenlik tedbirleri..
Bunu gören çiftçiler, barajların hemen önünde, beraberlerinde getirdikleri malzemeleri, yakmaya başladılar..

ÇİFTÇİLER BRÜKSEL'İ BASTI!

Ateş düşmüştü Brüksel'e, ateş!..
Teyakkuzda olan güvenlik güçleri, durumu itfaiyeye iletti..
İtfaiye ile birlikte olay yerine, panzerlerde geldi..
Ben bu yazıyı yazarken, çiftçilerin Brüksel'de eylemi sürüyordu..
Peki, Belçikalı ve diğer AB ülkesi çiftçiler ne istiyorlardı?
Niye eylem için, bugünü seçmişlerdi..
Zira Brüksel'de, “AB Tarım Bakanları Toplantısı” vardı..
Bu nedenle seslerini duyurmak istiyorlardı..
Avrupalı ​​Tarım Bakanları Komisyonunun, ” Ortak Tarım Politikasının (CAP)” basitleştirilmesine ilişkin önerilerine, çiftçiler karşı çıkıyor?
Nedeni ise, bu tarımsal hoşnutsuzluğun kaynağında, “adil vergilendirme ve tarımsal ürünlerin fiyatlandırılmasındaki eşitsizlikler, belirsizlik, tarımsal desteklerin yetersizliği” yer alıyor..

FİYATLARDA GÜNCELEME BEKLENTİSİ?

Çiftçiler, “tüm olumsuz şartların güncellenmesini” istiyorlar..
Pandemi sürecinden bu yana, ” isteklerini hem ülke bazında ve hem de Avrupa Birliği nezdinde dile getiren çiftçilerin, karşı duyarsızlıklar nedeni ile alanlara indikleri” biliniyor..
İşte dün Brüksel'in en önemli “AB Vadisi”, eylemci çiftçilerin traktörle eylemine, sahne oldu..
Karşılıklı olarak, bir güç sınaması gibi bir şey idi bu!
“Trafik alt üst oldu, kentte güvensizlik rüzgarları estirildi ve önemli kamusal binaların önünde güvenlik tedbirleri” alındı..
Durumun kısaca özeti bu!
Çiftçiler eylemlerini, ne zaman mı durdurur?
Daha önceden de biliyoruz, “istekleri yerine getirilene kadar, bu eylemler” sürer!

ÜRETİM MERKEZİ ÇİFTLİKLER?

“Çiftçi eyleminden” söz etmişken, biraz da “Belçikalı çiftçilerden” söz edelim..
Belçikalı çiftçiler, ülkenin en zengin kesimini oluştururlar.
Hem kazançları iyidir, hem de milli gelirden aldıkları pay küçümsenmez..
Üretim, tamamen makinalı tarıma dayalıdır..
Buğday, mısır, pancar ve diğer ürünlerin yetiştirilmesi bu bağlamda yapılır..
Ülkenin her yanındaki çiftlikler, adeta birer üretim merkezidir..
“Bu merkezlerden gidip, süt, yumurta, yağ, peynir, patates, soğan, meyve ve sebze almanız” mümkündür..
Fiyatlar, elbette piyasa şartlarının altındadır..
Bu merkezlerde yapılan satışlar dışında, toptancı ve büyük marketlere de satışlar yapılır..
Özellikle, “hayvansal et üretimi konusunda Belçika'nın seçenekleri” çoktur..
Talep karşısında, birçok ülkeden et ithalatı yapılır..
Hatta, at eti bile ithal edilir..

BELÇİKALI ÇİFTÇİLER?

Belçika'nın, “üç siyasi bölgesinde, milli gelir farklılıkları” vardır ,elbette..
Mesela, Flaman bölgesinde milli gelir kişi başına 56 Bin Dolar civarındadır..
Bu oran, Brüksel'de 23 Bin Dolar, Wallon bölgesinde ise, 17 Bin Dolardır..
Bunun elbette nedenleri ,”siyasi ve ekonomik” olarak sıralanır..
Maden ocaklarını kapatan Belçika, aynı zamanda demir, çelik üretim tesislerini de kapatmıştır..
Ülke de, “şu an hakim olan hizmet sektörüne yönelim eğilimi “ politik olarak desteklenir..
Belçika, “aynı zamanda ithal ettiği ürünleri, başka ülkelere satma konusunda büyük bir beceriye”, sahiptir..
Bu bakımdan da, Belçika limanlarına, hallerine ve pazarlarına, dünyanın her yanından bolca ürün gelir..
Ancak, “bu ticaret, ülke çiftçisini kesinlikle mağdur noktasına” getirilmez!
Belçika'nın gerçekten bilinçli, zengin çiftçileri, “hak ve hukuklarını aramalarda”, siyasetlerin ne gözüne bakar, ne sözüne?
İsteklerini, kopara, kopara alırlar..

SİYASETÇİLERİN VARLIK NEDENİ?

Siyasetçilerin varlık nedeni, “halkın çıkarlarından geçtiğini” bilirler..
“Biz seçilmişiz” diyerek, siyaset üretenlerin politikalarına boyun eğmezler ve yaşam koşulları, kazançları bağlamında birlikte hareket ederler..
Bu konuda, “güçlü birliktelikleri” vardır..
İşte, aşağı, yukarı bir ayı bulan “Avrupa çiftçi eylemleri” hız kesmedi..
Çiftçiler, “siyasiler karşısında, tarımsal politikalar karşısında pes etmediler ve geri adım” atmadılar..
Fransa, çiftçilerin isteklerinin karşılanacağı sözü vermesinden sonra, çiftçilerin eylemleri diğer ülkelere kaydırıldı..
Avrupalı çiftçiler eylemde, bizimkiler uykuda mı?
Şüphesiz değil de?,,

SAKARYA VE ÇİFTÇİSİ?

Şimdi, “buradan objektiflerimizi Sakarya'ya çevirmek” istiyorum..
Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyonu Başkanı Ali Şener Bayraktar ve arkadaşlarının, bazı çıkışları, söylemleri hatırlanmaz mı?
“Fındık üreticisi için, baş fiyat talepleri..
Mısır üreticileri için yine birim fiyat istekleri..
Tarım arazilerinin imara açılmaması için, yoğun mücadelelerini”, kulak arkası edebilir miyiz?
Ya hemşerimiz Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar'ın, “her aya, her haftaya damga vuran, tarımsal ürünlerin fiyat endeksi ve değerlendirilmesi, piyasaların analiz raporlarını”, nereye koyacağız?
Hani “Çiftçi köylünün efendisi” idi, bizim oralarda!..
“Çiftçinin, köyünü elinden alanlar, onları mahalleye mahkûm edenler, toprağını, çiftini, çubuğunu da elinden alınca, bizimkiler artık, Adapazarı Şemsiyeli parkta pinekleme” buluşmalarındalar!..
Şimdi, siz gelin, “Avrupalı çiftçiler ile bizimkileri mukayese edin” bakalım?

ADAPAZARI HAL RAHATSIZLIĞI?

Şurada,” Adapazarı Meyve ve Sebze Hali ile ilgili olarak, mahkemeye de yansıyan bir sürecin olduğunu”, insanımız biliyor mu?
Gerçekten, “burada bir rahatsızlık, huzursuzluk” mevcut?
Bunu, kim çözecek?
“Sakarya Büyükşehir Belediyesi”, bu işin neresinde?
“Ben burayı kiraya verdi” diyerek, bir kenara çekilmek mümkün mü?
Tez elden, “bu merkezdeki uygulamaları, rahatsızlıkları dikkate almalı, huzursuzluk giderilmeli ve bir güven tesis “ edilmelidir..
Burada, yetkililerimize önemli görevler düştüğünü unutmayalım!..
İşin çözümü için, çaba harcayalım!
Bilinen odur ki, demir tavında dövülür!..
İş, işten geçtikten sonra, ne yapılabilinir ki?