Paşa Cami...

Önceki dönem Belediye Başkanlarımızdan Burhanettin Çoban ve Mehmet Zeybek’in Afyonumuza yeniden kazandırdığı, şimdiki Belediye Başkanımız Burcu Köksal’ın bazı eksikliklerini tamamladığı ve peyzajından bakımına kadar her şeyiyle ilgilendiği, bizden sonraki nesillere bırakabileceğimiz önemli bir eser.

Nasıl ki atalarımız bizlere İmaret Camiyi, Ulu Camiyi ve Türbe Camiyi bıraktılar ve şimdi o eserleri bırakanlara dua ediyorsak, bizden sonraki nesilde Paşa Cami için emeği geçenlere teşekkür edip dua edeceklerdir.

Emeği geçenlerden Allah razı olsun...

*

İmaret Cami ve Külliyesi etrafındaki yeşil alan ile daha bir heybetli durmakta.

Fakat Ulu Cami ve Türbe Camilerimiz için aynı değerlendirmeyi yapamıyoruz.

Çünkü bu iki Camimiz maalesef süreç içerisinde oradaki evler ile adeta kuşatılmış vaziyette.

Ulu Cami ve Türbe Camisi gibi şimdi Paşa Camimiz içinde böyle bir durum söz konusu.

Kısaca anlatayım...

Bilindiği gibi Paşa Camimizin hemen yanında petrol istasyonu bulunmakta.

O’nun bitişiğinde de spor merkezi.

Bunlar çok önceden yapılmış binalar.

Paşa Caminin bulunduğu parselin adeta içine girmiş vaziyette bulunan bir kaç bin m2’lik üç ayrı tapudan ibaret olan alan ise yıllardır boş olarak durmaktaydı.

Bu bahsettiğim küçük alan tam da Paşa Caminin yeşil alanının içinde bir oyuntu şeklinde.

Gelip geçerken biraz dikkatlice bakarsanız görürsünüz...

Benzinlik ile aynı paralellikte.

Yıllardır boş olarak durmaktaydı dedim.

Sahipleri üç parçadan ibaret olan bu arsaya bir bina yapmak için çok uğraşmışlardı.

Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek bu arsa sahiplerine daha farklı bir yerden arsa vermeyi, yani takas etmeyi önermişti.

Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’in bu teklifi kabul görmemişti arsa sahiplerince.

Zeybek’te, ‘madem takası kabul etmiyorsunuz, bina yapmayın, güzelim eserin görüntüsünü bozmayın’ demişti.

Hal böyle olunca...

Arsa sahiplerinin önlerine düşen ve öncü olan ilgili firmanın sahipleri Belediye Başkanına bir proje götürmüşlerdi.

Caminin silüetini çokta bozmayacak, hatırladığım kadarıyla iki kat kadar bir binadan oluşmaktaydı o proje.

Belediye önce sıcak bakmıştı ama sonra tek katlı bir bina bile olsa, caminin ihtişamı bozulacağı için ‘hayır’ dedi Mehmet Zeybek ve takdir edildi bu kararı kamuoyunca.

Öncü olan firmanın sahipleri direndiler...

Belediyeden o tarihte ‘Çap’ istediler, Başkan Zeybek vermedi, onlarda bildiğim kadarıyla yasal yollara başvurarak Çevre Şehircilik’ten istemişlerdi.

İş o tarihte Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü de işi epey yokuşa sürdü, Belediye ile eş güdüm içerisinde oldu.

Çevre Şehircilik Bakanlığı istese Belediye hakkında soruşturma açabilirdi.

İlgililer yargılatılabilirdi...

Ne soruşturma açıldı, ne de çap verildi.

Çünkü hem Belediye AK Partili idi, hem de iktidar.

En önemlisi...

Buraya yapılacak olan bir bina, o güzelim eseri gölgeleyecekti.

*

Aradan dört yıla yakın bir zaman geçti.

Yerel iktidar değişti.

AK Partililerin her fırsatta Belediye Başkanı Burcu Köksal’ı sıkıştırmak için sürekli olarak açık aradıkları da bilinen bir gerçek.

Şimdi o günkü öncünün yine harekete geçtiğini duydum.

Araştırdım, duyduklarım maalesef doğru idi.

Gerçekten çok üzüldüm.

*

Bu konuda Belediye Başkanımız Burcu Köksal’ın da Mehmet Zeybek gibi aynı düşüncede olduğunu biliyorum.

O’da takas dahil bazı önerilere açık.

Ama arsa sahiplerinin öncüsü, şimdi bu bölgenin daha da değerlenmesi ve çok fazla rant getireceğinden olsa gerek, illa da binayı yapacağız demekteymiş...

Duyduğuma göre arsa sahiplerinin önlerine düşen müteahhit, ‘Bu bizim yasal hakkımız, siz çap vermezseniz biz mahkeme kararıyla alırız ve oraya 5 katlı binayı da dikeriz’ havasında imiş.

Herkesin ticaretine saygılıyız.

Elbette böylesine yüzük kaşı gibi değerli, bir koyup on kazanılacak bir rant gerçeği de var ortada.

Aklı fikri sadece parada olanlar göz ardı etmezler böylesine kaymaklı kadayıfı.

Ama...

Yasal hak - milyonlara milyonlar katmak başka, memleket hayrına olan bir işte vicdanlı olmak başka başka şeyler tabii ki.

*

Burası ile ilgili ayrıntıları belki de bilmeyen okurlarımız, her şey belediyenin elinde değiştirsin imarı, istimlak etsin orayı ve buranın bozulmasına izin vermesin diyebilirler.

O kadar basit değil konu...

Birincisi inancımız gereği; hiç bir arsa, sahibinin rızası olmadan cami alanına katılamaz.

İkincisi Afyonun yıllar öncesinden yapılmış bir imar planı var.

Belediye ve ilgili tüm kurumlar o plana uymak zorundalar.

Belediye ilgilileri yasal sınırların dışında insiyatif kullanmazlar elbette.

Hele ki böylesine bir dönemde, ayranı bile üfleyerek içmekteler.

Hak veriyorum hem Belediye Başkanımız Burcu Köksal’a, hem de konuyla ilgili tüm Belediye ilgililerine.

Aslen ve köken olarak yüzde yüz Afyonkarahisar’lı olan arsa sahiplerinin öncüsü konumundaki müteahhit 10-15 milyon TL lik rantı uğruna, Afyonkarahisar’ın yeni dönemdeki en önemli eserinin içine beton yığını koymaktan yana tavır içinde olunca, üstüne üstlük engel olacak olan ilgililere de aba altından yargı sopasını da gösterince, elbette Belediye memurlarının da elleri kolları bağlı kalmakta.

*

Gelelim buradaki arsa sahiplerine...

Üç parça halinde toplamda 5 bin 300 m2’lik bu yerin bin m2’si Burhanettin Çoban döneminde takas yoluyla Ömer Aktan’a verilmişti.

Diğer iki bölümün sahipleri ise Telekoğlu ve Tokman Aileleri.

Telekoğlu Ailesi bu Paşa Cami yapılırken kendi rızaları ile yanılmıyorsam 700 m2’lik bir bölümü, bedelsiz olarak Belediye’ye bırakmıştı.

Tokman Ailesinin de Afyonkarahisar için her hayırlı işe destek olacaklarının örnekleri geçmişte mevcuttur.

Telekoğlu Ailesini zaten anlatmıştım. En baştan taşın altına ellerini koyan bir aile.

Ömer Aktan’a gelince...

Hali vakti yerinde MaşAllah.

İhtiyacı yok buradan elde edeceği fazladan bir kaç milyona.

Afyonkarahisar için O’nun da elini taşın altına koymaktan çekinmeyeceğini düşünüyorum.

Hatta herkesten daha önce o adım atar diye düşünüyorum.

Şimdi bu arsa sahiplerimiz kendi istekleri ile gitseler Belediye Başkanımız Burcu Köksal’a.

Bize bu arsa değerinde bir yer ver, takas edelim deseler.

Mesela kısa bir süre sonra kira tarihi sona erecek olan Belediye’ye ait olan hemen bitişikteki spor merkeziyle takas etseler.

Veya...

Bu arsanın değeri şu kadar milyon TL.

Biz bu arsayı üzerine hiç bir şey yapmadan uygun bir fiyata satalım, alan kişi de Paşa Camisinin içine katarak camiye uygun bir eser kazandırsın, ya da boş olarak Camiye bağışlasın, rızamız var desinler.

Ya da...

Bizim atalarımız bizlere bıraktılar böylesine bir arsayı.

Buraya Belediyemiz, Camiye uygun bir şey yapsın ismimizi versin, ya da yeşil alana ilave ederek bizim ailelerimizin adını versin o alana, isimlerimiz nesiller boyu yaşasın deseler, ne kadar güzel bir hareket yapmış olmazlar mı?

Bir not daha...

Bilindiği gibi Afyon merkezde tüm cenaze namazları Paşa Camisinde kılınmakta.

Tabii ki nasip meselesi...

Elbette hangimizin ne zaman, nerede emaneti teslim edeceğimiz ve nasipse namazımızın nerede kılınacağını ancak Allah bilir.

Ama hemen her gün bu camide Afyon halkı bir yakını veya tanıdığı için cenaze namazında buluşuyor.

Düşünün ey arsa sahibi hemşerilerimiz...

Her gün halkımızdan ya dua alacaksınız, ya da acı bir tebessüm ile hatırlanacaksınız.

Ve bir gün...

Sizde emaneti teslim ettiğinizde belki de cenaze namazınız bu camide kılınacak.

O vakit...

Milyonlarınız, mallarınız, mülkleriniz sizinle gitmeyecek.

Sadece aldığınız duaların size faydası olabilecek.

Bunu hiç ama hiç unutmayın...

Şimdi...

Bu öncü müteahhit bana epeyce kızacaktır.

No problem...

O tarihlerde de yüzlerine karşı söyledim doğru bildiğimi, şimdi de söylemekten çekinmiyorum.

Keşke...

Bizzat kendileri alsalar bu arsaları ve çok sevdiğim babaları adına, O’nun sağlığında ismini yaşatacak, halkımızın yararına olacak bir eser kazandırsalar bu alanda.

*

*

*

Günün sözü

Mal sahibi, mülk sahibi,

Hani bunun ilk sahibi.

Mal da yalan, mülk de yalan,

Var biraz da sen oyalan.