Bolvadin’de ne eksiklik varsa bıkmadan usanmadan yazacağım. Bu durum bugüne özel değil, ben Sayın Kayacan’ı yaklaşık on senedir eleştiriyorum.

Eleştirirken onun kişilik özelliklerinden ziyade Bolvadin için yaptıklarını, yapamadıklarını ve yapabilecek konumdayken ısrarla inat uğruna –hani burnunun dikine derler ya- yapmadıklarını özellikle yazıyorum.

Zira benim işim bu.

Fatih Kayacan çok iyi bir baba olabilir…

Çok iyi ve sadık bir eş olabilir…

Hatta cenneti garantilemiş mümtaz bir kul da olabilir.

Bunlar beni zerrece ilgilendirmiyor.

Beni ilgilendiren emaneti aldıktan sonra yönetimsel olarak ne tür bir yol izlediği…

***

Aslında bu yazımda herkes “Raptiye Hikayesini” bekliyordu. Sizlere söz gelecek...

Ama bu yazıda değil…

Hani ne derler bilirsiniz “Şeytan azapta gerek”. Bırakın azapları biraz daha sürsün.

Bu durumdan keyif alıyor muyum?

Belki narsist gelecek ama, “Evet alıyorum.”

Raptiye hikayesinin baş aktörleri iyi bilmelidirler ki, şimdiye kadar haberden dolayı verdiğim ifade sayısının çetelesini artık ben bile tutmuyorum. Hani gözü korksun diye ettiğiniz şikayetlerin sonucu hukuki çerçevede sizler için çok ama çok acı olur.

Mesela bir tanesinden örnek vereyim sonra da bu yazının ana konusuna döneceğim.

Hani Büyük Birlik Partisi Bolvadin Belediye Meclis Üyesi Cavit vardı.

Aynı zamanda Bolvadin Belediyespor’un başındaki zattan bahsediyorum.

Biliyorsunuz hani şu lokumcu arkadaş…

Bu arkadaşa sosyal medya üzerinden takımı yönetemediğine istinaden vasıfsız ve kifayetsiz gibi kaba cümleler içeren bir paylaşımda bulunmuştum. Ayrıca Emirdağ Belediye Başkanı Serkan Koyuncu, Kayacan ve kendisinin olduğu Emirdağ Belediyesinde çekilmiş bir kare fotoğrafla birlikte paylaşmıştım.

Hatırladınız değil mi?

Koşa koşa şikayetçi olmuştu benden.

Hatta ben ona şöyle bir tavsiyede bulunmuştum “Ah be Cavitciğim keşke bir bilene sorsaydın bak mesela aynı partiden yine belediye encümeni üyesi Yunus Pektaş var demiştim. Keşke ona sorsaydın bir davayı açmadan bunda suç unsuru yok derdi neticede yılların avukatı” demiştim.

Tabi testiyi kırdıktan sonra söylemiştim bunları haliyle benimki de iş değil de n’aparsınız işte…

O davadan babalar gibi beraat almıştım…

İnşallah Sayın Kayacan’a ders olur bu durum.

Neyse bırakalım şimdi Raptiye’yi, Yunus’u Cavit’i de işimize bakalım.

***

Yaklaşık 13 yıldır Afyonkarahisar Merkezde ikamet ediyor sayılırım. Şimdiye kadar üç dönem Belediye Başkanı gördüm desem herhalde yanlış olmaz.

Ne Burhanettin Çoban döneminde ne de Sayın Mehmet Zeybek döneminde sivrisinek gibi zararlı haşerata karşı ilaçlama yapılmadığına şahit olmadım.

Aynı şekilde Emirdağ’lı bir hemşerimiz de dün gece konuştuğumuzda bana Sayın Serkan Koyuncu döneminde son derece rahat ettiklerini sinek probleminin Emirdağ’ında kalmadığını ifade ettiler.

13 senedir sıcak her yaz gecesinde evimin kapısını, penceresini ardına kadar açar ışığın altında oturmamıza rağmen bırakın sineği, çiyanı; uğur böceğinin dahi etrafta dolaştığını görmedim.

Neden peki?

Neden olacak zamanında yapılan ilaçlama ve önleyici tedbirlerden kaynaklı.

Özellikle de Sayın Zeybek döneminde kaç defa ilaçlama yapıldığının sayısını ben bile unuttum inanın.

Bolvadin’e gelirsek…

Sayın Kayacan “Aman ha, sakın ha” demekten ilaçlama yapmayı da unuttu herhalde.

Sonra eleştirdiğim zaman adım eleştirdi oluyor.

Sanırım Sayın Kayacan da eleştiriye pek açık bir şahsiyet değil. Zira her yazımızdan sonra hop oturup hop kalktığına dair Bolvadin Belediyesinde ki “GÖZÜM” çeşitli hikayeler aktarıyor.

İnanın zerre umurumda değil.

Benim için as’lolan Bolvadin halkıdır. Gerisi yalnızca teferruat.

Şimdi muhtemelen bu ilaçlama işlerine Park Bahçeler Müdürlüğü bakıyor.

Bir bakalım kim vardı Park Bahçeler de…

Hah tabi ya!

Veysel…

Veysel mi kim?

Kupal olan canım…

Hani emekli olmak istemeyen Abdullah Sarısoy’a –onun deyişiyle- yemeden içmeden dinlenmeden ot biçeceksin- dediği ifade edilen müdürümüz.

Veysel Kupal, ne bu Bolvadin’in hali?

Sivrisinekler ve dahi her türlü haşere kol geziyor memlekette.

Bu kadar mı iş bilmiyorsunuz?

Hadi başkanın bilmiyor onu anladık… Neticede Fatih Kayacan, Veysel Kupal’a ne kadar sinek varsa hepsini yakalayıp gerekirse altlarına lastik don bağlayacaksınız demez.

Ahh Rahmetli Kemal Sunal ne büyük adammışsın sen!

Ama en azından bunların bir yumurtlama dönemi bir kuluçka süreleri var o dönemlerde iki fıs fıs geziverseniz zaten olay bitecek…

İnanmayan gelsin baksın Afyonkarahisar’a arkadaşlar bir tane uçan hayvan haşerat bulamazsınız.

Bundan bir hafta önce beş yaşındaki oğlumu Bolvadin’e göndermiştim. Çok değil çocuk dört gün sonra puantiyeli çarşaf gibi geri geldi. Fotoğrafları hala elimde durur.

Diyeceğim o ki Bolvadinli hemşehrilerime Allah sabır versin.

Şurada Mart’a bir şey kalmadı. Sabredin bakalım bunların bir hesabı varsa mutlaka Mevla’nın da bir hesabı olacak.

Fatih Bey’e ve Müdür Kupal Efendi'ye birer soruyla yazıyı kapatalım.

- Sayın Kayacan, Belediye hangi aralıklarla ilaçlama yapıyor ya da yaptı?

- Sayın Veysel Kupal, yumurtlama vakti malum geçti. Siz bu noktada haşerelere lastik don bağlamayı düşünüyor musunuz?

Not: Belediye’nin ilaca ayıracak parası yoksa İBAN’ınızı atın da bizler karşılayalım. Yeter ki, vatandaş mağdur olmasın.

 

 

 

#bolvadin #fatih #kayacan #fatihkayacan #aliküçükkartal #afyon #afyonkarahisar #odakgazetesi #güncel #köşeyazısı #makale #bolvadinbelediyespor #mehmetzeybek