KÖYLERİN BİRLEŞTİRİLMESİNİN FİKİR BABASI SALİH SEL’DİR   

Bir ara köyden göç meselesi ve köylerin birleştirilmesi konusunda düşüncelerimizi sizlere aktardık.

Özellikle köylerin birleştirilmesi konusunun fikir babasının kim olduğunu belirtmek istiyorum.

Sayın Salih Sel, 10 yıl İl Genel Meclisi Başkanlığı yaptı. O dönemde tam 10 yıl birlikte çalıştık, birlikte birbirimize destek verdik.

İşte köylerin birleştirilmesi konusunu Türkiye’de ilk kez Sayın Sel gündeme getirmiştir. O yıllarda da konuyu siz kıymetli okurlarımıza aktarmıştım.

Hatta Sayın Sel konuyu Ankara’daki AK Parti toplantısında gündeme getirmişti.

Sayın Erdoğan’ın katıldığı toplantıda köylerdeki durumu anlatmış, görüşleriyle büyük takdir toplamıştı.

Önemli olan da budur.

Projelerinizi sadece yerelde değil ulusal anlamda da anlatmaktır. Hele hele devletin zirvesinde konuyu anlatmak daha da hoş bir durumdur.

Köylerdeki durumu anlatırken, fikir babasının Sayın Sel olduğunu atladık. Bu vesile Sayın Salih Sel’in kulaklarını çınlatmak, sağlık afiyet dilemek isterim.

 

EĞİTİMDEKİ BAŞARI OKUL İDARESİ-ÖĞRETMEN VE VELİ DİYALOĞUNDAN GEÇER

Eğitimdeki başarı için herkes fikrini söylemeli. Ben de bu konuda dilimin döndüğünde bir şeyler aktarmak isterim.

Eğitimde ulusal anlamda başarı çıtasını yükseltmenin yolu bana göre öğretmen-veli diyaloğunun arttırılmasından geçer. Belli programlar, belli düzenlemeler yaparsınız ancak bunu en iyi dile getirecek ve başarıya imza atacak kişilerin öğretmen olduğu unutulmamalıdır.

Sadece öğretmen mi?

Okul müdürü ve idarecileri - öğretmen ve veli.

Bu dörtlüyü iyi organize ederseniz, mutlaka başarı gelecektir.

Velinin önemini de önemle belirtmek isterim. Eğer çocukların evde derslerine çalışmıyorsa, başarı biraz olsun aksar.

Okulda nasıl belli programlar uygulanıyorsa, aynı şeyleri ana babalar da evde uygulamalıdır.

Milli Eğitim Müdürü önemli, yardımcıları önemli, şube müdürleri de önemli.

Öğretmen - veli diyaloğunun nasıl gittiği de takip edilmeli.  Birkaç okulun koordinatörlüğünü milli eğitimden bir yetkiliye de verilirse çok daha iyi verim alınacağına inanıyorum.

Tekrar söylemekte yarar görüyorum. Başarı;  okul idarecileri, öğretmen ve veli diyaloğundan geçer.

Bunu sağlarsak, başarıdaki sıralamayı daha üst seviyelere taşıyabiliriz diye düşünüyorum.

 

BAŞKAN ZEYBEK’TEN ASFALT AÇIKLAMASI  

Kurtuluş Caddesi’ni örnek vererek, yol kenarlarının asfaltlanmaması konusunu gündeme getirmiştim.

Belediye Başkanı Sayın Mehmet Zeybek aradı. Konuya açıklık getirdi.

Cadde kenarlarının iyi durumda olması halinde asfalt dökülmediğini belirtti.  Asfalt maliyetlerinin yüksek olduğundan bahsetti.

Asfalt maliyetleri konusunda çok haklı.

Asfalt altın gibi desek doğru olur.

Bu arada; şehir genelinde asfaltlama, kaldırım taşı döşeme ve diğer hizmetler tüm hızıyla sürüyor.

Önemli olan en az maliyetle güzel hizmetler verebilmek.

Öyle değil mi Zeybek Başkan’ım.

Kolaylıklar diliyorum.

 

ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDAKİ AKSAKLIK

Organ bağışı konusunda onlarca yazı yazmışımdır.

Organ bağışı önemli, nakil önemli.

Ülkemizde şu anda acil olarak organ bekleyen 30 bin civarında insanımız olduğunu belirtmek isterim.

Organ bağışı konusunda bana göre eksiklik olarak gördüğüm bir durumu anlatmak istiyorum.

Organ bağışı yapan binlerce insanımız olmasına rağmen neden nakil yapılmadığını yazmak isterim.

Organ bağışı yapıyorsunuz ancak;  son karar yine ailenin.

Aile istemediği sürece organ bağışı yapmanız bir işe yaramıyor.

Aile istemezse organ bağışçısı olsanız bile durum sonlandırılamıyor.

Bana göre bir insan organ bağışçısı olduktan sonra beyin ölümü gerçekleşirse organları alınmalıdır diye düşünüyorum.

Bana kalırsa organ bağışı ve organ nakli konusunda ufak tefek rötuşlar yapılmasında yarar vardır diye düşünüyorum.

 

YARIM ELMA’DAN ÖNCE YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALAR 

  

Abdullah Kaptan’ın belediye başkanlığı döneminde ramazan çekimlerimiz başlamıştı.

O yıllarda sadece Er TV vardı. Çanak falan yoktu ve herkes Er TV’yi izlerdi.

Sayın Kaptan’a ramazan ayında hayır işleri ve TV programı konusunda bilgi verdim. Ben böyle bir şey düşünüyorum ne dersiniz diye sordum.

Abdullah Kaptan’ın cevabı şu oldu: İyi hoş diyorsun da ben siyasi biriyim, nasıl olacak?

Kolay olduğunu. Sadece belediye başkanı olarak sizlerin değil STK’lar, siyasi partiler ve meslek odalarından yanınızda hayırseverler olacağını söyledim.

Bizim Murat Emre o yıllarda en iyi kameramandı.  Başkan ve hayırsever gruplar oluşturduk ve her gün bir mağdur evi ziyaret ettik. 

Er TV’den de yardımlar için telefon numaraları ve banka hesap numaraları verdik.

Yardım yağmaya başladı. Öyle ki, belediye o yıllarda boş depo arar hale geldi. Her kesimden gıda yardımı, nakdi yardımlar belediyeye yağıyordu.

Sonrasında bir dernek kurulmasına karar verildi ve Abdullah Kaptan başkanlığında, hayırseverlerin de bulunduğu yönetim oluştu.

Yarım Elma Derneği’nin kurucuları arasında da yer almış,  güzel hizmetlere imza atmıştık.

Şu anda Yarım Elma büyüdü ve gelişti. Yine eski kurucuların bir kısmı yönetimde yer alıyor ve canla başla çalışıyorlar.

O yıllarda Belediyenin Genel Koordinatörlüğünü yapan Erol Öztürk de dernek başkanı.

Kolaylıklar diliyorum, bu güzelim hayır derneğine yardımların daha da artarak devam etmesini diliyorum.

Bu vesile ile Sayın Erol Öztürk’ü de tebrik ediyorum.