"İsra Suresi'nde Belirtilen İki Büyük Fesat: İsrailoğulları Geçmişte ve Gelecekte Neyi Tetikleyecek?"

İsrail'e Karşı Boykot Hareketlerine Dikkat Çekiyoruz!

Toplumda farklı nedenlerden dolayla boykot hareketlerinin ortaya çıkışı ve bunların demokratik bir hak olarak sürdürülebilmesi, bireylerin kişisel tercihlerine ve protesto yöntemlerine dayanır. Her birey, kendi inançları doğrultusunda hareket edebilme özgürlüğüne sahiptir.

Boykotlar, genelde kişilerin ve grupların toplumsal ve siyasi mesajlarını duyurabilmek adına başvurduğu etkili araçlardan biri olarak görülür.

Her ülke vatandaşının demokratik bir hak olarak nitelendirilecek boykot eylemlerinde bulunması ve belirli ürünlerin alımını durdurması birçok farklı kaynaktan destek görebilir. Ancak bu tarz eylemlerin nasıl gerçekleştirileceği tartışmalarının yanı sıra, boykotlarının olası yan etkileri de dikkate alınmalıdır.

Boykot kararı alınan ürünlerin yerine alternatiflerin bulunması, yerel ve yabancı markaların ülke ekonomilerindeki önemi, ve bu eylemlerin sektör çalışanlarına etkileri göz ardı edilemeyecek hususlardır. Yanlış uygulanan bir boykot hareketi, maalesef ki sadece hedeflenen markaya ya da olaya zarar vermekle kalmayıp bizzat kendi vatandaşlarımıza da zarar verebilir. Çalışanlara yönelik şiddet içeren eylemler, etik dışı davranışlar ve iş yerlerine yönelik vandalizm, boykot eylemlerinin meşru sınırlarını aşıyor ve bunun önüne geçilmesi için devletin önlemler alması gerekiyor.

İsrailoğulları ve Yahudilerin tarihi boyunca iki büyük fesat çıkartacakları ve bunun sonucunda cezalandırılacakları, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de de  bahsi geçen bir durumdur. Bu ifadeler, tarihte olduğu kadar geleceğe ilişkin öngörüler de içermekte ve gelişmeler bu öngörüleri doğrulamaktadır.

Aktüel olaylar ışığında değerlendirildiğinde, İsrail Devleti'nin kurulduğu 1948'den bu yana meydana gelen gelişmeler ve Yahudilerin ikinci fesadı olarak nitelendirilen bu dönem, bölgedeki son olaylar çerçevesinde ele alınmaktadır.

Sonuç olarak, boykot eylemlerinin meşru çerçevede ve vatandaşlarımıza zarar vermeden planlanması ve uygulanması gerektiği açıktır. Bu doğrultuda hareket eden bireyler ve kurumlar, olumlu değişikliklere katkı sağlayabilir ve toplumsal duyarlılıkla birlikte adalet arayışlarını sürdürebilirler.

Boykot yapalım ama lütfen şiddete başvurmadan yapalım.

Her zaman olduğu gibi alıntı ile bu günü noktalayalım.

Tekrar birlikte olana kadar sağlınıza ve insanlığınıza iyi bakın efendim.

EŞEK DEYİP GEÇMEYİN

Eşek bir defa gittiği yolu asla unutmaz. 

Bu yüzden değerli ve makbul kurban sayılan develere kılavuzluk yaparlar.

Eşek, bir mühendis gibi yokuşları matematiksel bir eğimle katederek, kısa mesafeleri de virajlar alarak çıkar.

Eşek, bir kere düştüğü çukura ikinci kez düşmediği gibi, bir kere bastığı bataklığa bir daha basmaz.

Eşek, sıpasını doğururken kimseden yardım almaz, bakımını ve eğitimini kendisi verir.

Eşek, kendine iyilik yapanı da, kötülük yapanı da asla unutmaz.

Eşeğin gözleri harikadır, yakından bakınca içinde kaybolursunuz.

Bu yüzden bazı insanımsı yaratıklara eşek demek, eşeklere yapılmış hakaret olur...

 Alıntı